Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları: Kayseri iş dünyası, yargının hızlı ve adil olmasını istiyor
“Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları” toplantısının sekizincisi Kayseri’de gerçekleşti. İş dünyası temsilcilerinin ortak mesajı ise; sürdürülebilir büyüme için KOBİ’lerin korunması ve desteklenmesi, aile şirketleri için anayasa hazırlanması, yargı sisteminin hızlı ve adil olması ve iş mahkemelerinin daha kısa sürede tamamlanması görüşleri etrafında şekillendi.
Hilal SÖNMEZ
DÜNYA gazetesi ile Daha İyi Yargı Derneği işbirliğiyle yapılan “Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları” toplantısının sekizincisi Kayseri’de gerçekleşti. İş dünyası ve hukuk camiasından isimlerin katılımıyla, Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıda, “Anadolu’nun Küresel Rekabetçiliği İçin A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu” başlığında iş dünyasının hukuktan beklentileri konuşuldu.
“TÜRKİYE, İLERİ REFAHA HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLE ULAŞACAK”
MERAL TUĞÇE ÖZBİLEN - DAHA İYİ YARGI DERNEĞİ GENEL SEKRETERİ
Daha İyi Yargı Derneği siyaseten tarafsız bir düşünce kuruluşudur. Türkiye’nin ileri refah düzeyine hukukun üstünlüğü ve yargı vasıtasıyla ulaşacağına inanıyoruz. Hukukun üstünlüğünü Yargı’nın ilerletilmesi yoluyla gerçekleştirmek üzere çalışmalar yürütüyoruz. Yargı sistemimiz için en kritik önerimiz yargılamalarda gerçek ve delillerin tam ve doğru ifşası ve ibrazı önerimizdir. Bu öneri 2012 yılında yargıda iyileştirme hareketi olarak yola çıkma sebebimizdir. Yargı Reformu Stratejisi 2019 belgesinde Hedef 8.2’de açıkça yer almıştır. Bu öneriyi kritik olarak değerlendiriyoruz çünkü gerçekleştiği takdirde yıllar süren davaları 3-4 ayda, tek celsede bitirmenin de önü açılacaktır.
"BEKLENTİMİZ HUKUKUN EN İYİ ŞEKİLDE İŞLEMESİDİR"
MEHMET BÜYÜKSİMİTCİ - KAYSERİ SANAYİ ODASI (KAYSO) BAŞKANI
Beklentimiz, sürdürülebilir büyüme ve katma değerli üretim hedefl erimizin yolunu açacak, hukuksal ve diğer düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi, hukukun en iyi şekilde işlemesidir. Ülkemizin yüksek gelirli bir ülke seviyesine çıkması ancak hukuk devleti yapımızı güçlendirmekle mümkündür. TOBB çatısı altında, Kayseri Sanayi Odası olarak üyelerimizden gelen sorun ve çözüm önerilerini derleyerek ilgili kurumlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmak üzere TOBB’a iletmekteyiz. Bu kapsamda son dönemde takip ettiğimiz hususlar arasında; çalışanların icra takiplerinde işveren sorumluluğu, şirket hesaplarına konulan blokeler, çek-senet uygulamalarında karşılaşılan sorunlar, işçi-işveren davalarında zaman aşımı süresi uzunluğu, tahsilat yöntemleri ve icra işlemleri, seramik sektörü maluliyet sistemi, meslek hastalıkları konusunda sigorta poliçesi sorunu, teminat mektuplarında yaşanan sorunlar, alternatif çözüm yolları yönüyle ortaya çıkan aksaklıklar gibi konular var.
“İŞ İNSANLARI ENERJİSİNİ MAHKEMEDE DEĞİL, TİCARETTE HARCAMALI”
ÖMER GÜLSOY - KAYSERİ TİCARET ODASI (KTO) BAŞKANI
Yeni anayasaya vurgu yapmak istiyorum. Cumhurbaşkanımızın yeni anayasa çağrısına katılıyoruz. Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek ilk dört maddesi hariç gerekirse tüm maddeleri, terör örgütünün uzantısı hariç diğer partilerin oluşturacağı bir komisyonda ele alınmalı ve Türkiye sivil, katılımcı, çoğulcu bir anayasaya kavuşmalıdır. Türkiye maalesef 60 yıldır darbe anayasası ile yönetilmektedir. Silahların gölgesinde yazılmış anayasa bizim de içimize sinmiyor. İşçi, işveren alacaklarında geriye dönük hesaplamalarda, işe dönüş davaları hep işverenlerin ve kurumların aleyhine gelmektedir. diye düşünüyorum. Onun için bu konu göz ardı edilmemelidir. Kayseri Ticaret Odası olarak hayata geçirdiğimiz KATOTAM’dan da bahsetmek istiyorum. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla kısa adı KATOTAM olan Kayseri Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi kurduk. KATOTAM, İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra Anadolu’da kurulan ilk kurumsal tahkim merkezi olma özelliği taşımaktadır.
“GÜVENİLİRLİK OLURSA İÇERDEN VE DIŞARDAN YATIRIMCILAR GELECEKTİR”
İBRAHİM YILMAZ - KAYSERİ SANAYİCİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ (KAYSİAD) BAŞKANI
İş dünyasının hukuktan pek çok beklentisi var. Dolaysıyla devletin iş dünyasını ayakta tutma zorunluluğu vardır. Hukuku oluşturanlar dengeleri bozmasınlar, bozulursa işletmeler de hastalanırlar. Eğer işletmeler hastalanırsa devletin de işi zorlaşır. Devlet millet el ele gibi işletmelerimizde devletle birlikte yaşayacaktır. Beraber soluk almaya ihtiyacımız var. Hukuka yön verenlerin bu konuları ciddiye alması gerekir.
"HUKUK DİSİPLİNİ İŞLETMELERİMİZE BAŞARI, ÜLKEMİZE REKABET GÜCÜ KAZANDIRIR"
AV. MEHMET GÜN - DAHA İYİ YARGI DERNEĞİ BAŞKANI
Takılıp kaldığımız orta gelir tuzağından kurtulmak ve refahımızı yükseltmek için, üretim yapan işletmelerimizi güçlendirerek ekonomik alanda uluslararası rekabet gücümüzü yükseltmemiz, dünya ticaretinden aldığımız payı artırmamız gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek için iş yapma ortamını geliştirmeli, makro ekonomik kararları zamanında ve isabetle alıp, öngörülebilir ve kestirilebilir olmasını sağlamalı, ekonomik işbirliklerini çoğaltmalı, işletmelerin serpilip gürbüzleşmesine uygun şartları hazırlamalıyız. Tırnakla kazıyarak sıfırdan oluşturulan küçük işletmelerimizin krizlerde kaybolup gitmesini önlemeli, irili ufaklı bütün işletmelerimizi hızla kurumlaştırmalı, profesyonel yönetilmelerini, güçlenerek büyümelerini ve sürdürülebilirliklerini sağlamalıyız. Ayni veya nakdi sermaye ile entelektüel sermayeyi, girişimcinin risk alma iştahı ile profesyonel yönetimin güvenini bir araya getirmeliyiz. Girişimcilerimiz işletmelerini güvenle birleştirebilmeli, kolay ve güvenli olarak ortaklıklar kurabilmeli, gerektiğinde zarar görmeden, dolandırılmadan, husumete düşmeden ayrılabilmelidir. İşletmelerimizin değer üretimini ve sürdürebilirliğini en öne almalı, üretime dâhil olan herkesin işletmenin değerli paydaşları olduklarını kabul etmeli, adil bir paylaşım dengesi kurmalı, üretim yerlerimizi zengin patronun fakir işçiyi sömürdüğü yerler olarak gören anlayışı değiştirmeliyiz. Küçük işletmelerimizin inovasyon kapasitelerini birleştirerek güçlendirmeli, yenilikler, buluşlar, know-how ve ticari sırlarını etkin olarak korumalıyız. Devlet ve ekonomi yönetiminin makro politika, kararlar ve işlemlerinde bilime aykırılığı, keyfiliği, görevi ihmal ve ihlal durumlarını kesin olarak önlemeli, kurala dayalı ekonomi yönetimini tesis etmeli, ekonominin performansına ilişkin sağlıklı istatistiki bilgilere zamanında erişebilmeli, kurumlara güven oluşturmalıyız. Türk parasının değeri korunmalı, olabilecek değer kayıpları öngörülebilir, kestirilebilir olmalıdır. Para politikası ve ekonominin makro yönetimi işletmelerimizi uzun vadeli planlar yapmaya, verimlilik artırıcı rekabet gücü kazandıracak yöntemleri benimsemeye ve gerçekleştirmeye yönlendirmelidir. Yönetim sistemimiz ve hukukumuzla her alanda iç ve dış itibarımızı yükseltmeli, böylelikle işletmelerimizin uluslararası piyasalarda finansmana, yetkin insan kaynaklarına, teknolojiye ve sair imkânlara rakipleri olan yabancı işletmelerin edinebildiği veya daha ehven şartlarla ve maliyetlerle erişebilmelerini sağlamalıyız. Hem işletmelerimiz hem de devlet yöneticilerimiz ileri hukuk disiplini altında faaliyet gösterirse bütün bunları kolaylıkla gerçekleştirebiliriz. Hukuk disiplini işletmelerimizi başarıya ulaştırır, ülkemize uluslararası rekabet gücü kazandırır.
İŞ İNSANLARININ TALEBİ BAĞIMSIZ ÇALIŞABİLEN KURUMLAR
Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda iş dünyasından katılımcılar da beklentilerini aktardı. İş dünyası temsilcileri, iş mahkemelerinin daha kısa sürede tamamlanması, mahkeme kararlarında görülen tutarsızlıklar, çek ve senet konularında yaşanan sıkıntılar, aile şirketleri için anayasaların oluşturulması ve KOBİ’leri koruyacak hukuki tedbirlerin alınması konularına dikkat çekti.
“ŞİMDİ HUKUKA DAHA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR”
HAKAN GÜLDAĞ - DÜNYA GAZETESİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Türkiye açısından önemli fırsatların olduğu bir dönem geliyor. Bu yüzden hukuka daha çok ihtiyacımız olacak. Kayseri ortaklıklar bakımından da Türkiye’ye örnek olacak bir kent. Bu noktada biz de daha fazla neler yapabiliriz diye Daha İyi Yargı Derneği ile çalışmalarda bulunuyoruz. Bu toplantıların başarılı olması Türkiye’nin faydasına olacak. Pastayı büyütmeye çalışan bir yapı var Kayseri’de. Anadolu’nun küresel rekabetçiliğini ilerletmek için Kayseri iş dünyasının tespit ve beklentileri önemlidir. Refah hukukla gelecektir.
“KAYSERİ’DE GÜÇLÜ AİLE YAPILARI OLUŞMUŞ AMA DEVAM EDECEĞİNİN GARANTİSİ YOK”
ABİDİN ÖZKAYA - KAYSO MECLİS BAŞKANI
1990’lardan sonra kalkınma hamlesine başladık, aşağı yukarı 30 yıldır çeşitli badireler atlatmamıza rağmen bu kalkınma devam ediyor. Bu yıllarda kurulan KOBİ’lerin burada büyük önemi var. KOBİ’lerimizin yarısı ikinci nesle fire vererek devam ediyor. Kayseri’de güçlü aile yapıları oluşmuş olabilir ama bunun devam edeceğinin garantisi yok. Bunun için acilen şirket anayasaları oluşturmalıyız. Bir şirket anayasası yazılmalı. Nasıl koruyucu hekimlik sistemi varsa şirketlerdeki problemleri çözümü için de hukuk danışmanlarını üçüncü bir göz olarak şirketlerimizde çalıştırmamız ve gelecek tehlikeleri önceden görerek tedbir almamız gerekiyor. Diğer bir konuda artık şirketlerimizin uluslararası hukuku iyi bilen hukukçulara ihtiyacının olması. Ortaklık kültürünü belli standartlara oturtabilirsek elli yıllık, 100-200 yıllık şirketlerimiz olabilir.
İş dünyasının hukuktan beklentilerine yönelik diğer konu başlıklarımız ise şunlar: İş mahkemeleri çok uzun sürüyor, bu durum yıpratıcı oluyor. İşletmemizde çok fazla icralık dosyası olan çalışan olabiliyor. Bunun takip edilmesi sadece şirketlerimize bırakılmamalıdır. Diğer bir konu ise bankalar nezdinde firmalarımızın nasıl bir reyting notu varsa, bankalarda olduğu gibi adliye koridorlarında ve vergi dairelerinde de firmalarımızla ilgili karar veren kişilerin firmaların reytingine bakmalarını istiyoruz.
“ÇEK SENET DAVALARINDA ÇOK ZOR ŞEYLER YAŞIYORUZ”
ALİ BAKTIR - İNCESU OSB BAŞKANI
İş dünyası olarak; dava süreçlerinin uzun olmamasını ve iş davalarında daha donanımlı hâkimlerin olmasını istiyoruz. Dürüstlük ilkesi rafa kalkmamalı. Çek senet davalarında çok zor şeyler yaşıyoruz. İşçi işveren davaları da süreçlerde olsun, davaların görülmesi anında olsun çok sıkıntılı ve uzun geçiyor.
Hâkimler ‘işveren güçlüdür ve ben bunu haksız göreyim’ bakış açısıyla hareket ediyor. Bu önyargıyı geçemiyoruz. Sıkıntı hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığıdır. Eğer güçlü toplum olmak istiyorsak ancak hukukun üstünlüğü ve tam bağımsız yargı ile bu mümkün olacak. E-duruşma sisteminin yaygınlaşması, arabulucunun etkinleştirilmesi ve iş davalarında sürenin kısaltılmasını istiyoruz.
“İŞ İNSANLARI BAĞIMSIZ ÇALIŞABİLEN KURUMLAR İSTİYOR”
AV. AHSEN HAMURCU SÜMER KAYSERİ BAROSU ÜYESİ
Yatırımcının güven eksiliğinin nedeninin bu deneyime neden olan verilerden yola çıkarak iş dünyasının beklenti ve şikâyetlerinden şunları derledim: İdari uygulamalardaki tutarsızlık, hukuki güvensizlik ortamı, yargı birliğinin olmaması, makul sürede yargılamanın olmaması, uluslararası standarda uygun olmayan faaliyetler. İş insanları bağımsız çalışabilen kurumlar istiyorlar. Bunların olmaması da sadece yabancı yatırımcı için değil yerli yatırımcı için de sıkıntı oluşturuyor. Ekonomik yönden gelişmişlik seviyesi için devletlerin katma değerli üretimi desteklemesi ve alt yapıyı buna göre oluşturması gerekiyor. Bunun için uluslararası bağlamda alt yapıyı oluşturmalıdır. Tüm dünyadaki gelişmelerin takip edilmesi gerekmektedir.