Bilimin beşiği üniversitelerde cinsiyet eşitliği yok!
Türkiye’de üniversitelerde öğretim üyelerinin dağılımlarına bakıldığında cinsiyet eşitliği, bilimin en üst noktası olan yüksek eğitim kurumlarında “yukarıya” çok çıkamıyor. Kadın-erkek eşitsizliği, üniversitelerde en çok profesör sayılarında farkı açarken, sadece İstanbul’da 55 devlet ve vakıf üniversitesi içinde kadın profesörlerin erkeklerden daha fazla olduğu 4 üniversite var. Kadınların genelde araştırma görevlisi, doktor öğretim üyesi kadrolarında yer alması dikkat çekiyor.
ÖZDER ŞEYDA UYANIK
Türkiye’de üniversiteler bilim yuvaları olurken, son yıllarda da artış oranları da hızlı oluyor. Özellikle İstanbul’da vakıf üniversiteler ağırlıkta olurken, cinsiyet eşitliğine ise katkıda bir miktar geride kaldıkları görülüyor.
Ekonomim.com’un Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) verilerinden derlediğine göre, Türkiye’de toplamda 129 devlet, 75 vakıf üniversitesi bulunuyor. Bunlarda görev alan yaklaşık 184 bin üniversite “hocası” var.
Toplamda üniversitede görev alan hocaların yüzde 53,34’ü erkek olurken, yüzde 46,66’sı kadın oluyor.
Profesörlük zor mu kazanılıyor?
Hocaların unvanları daha eşit bir dağılım gösteriyor. Yaklaşık 5 hocadan biri profesör olurken, biri doçent, biri doktor öğretim üyesi ya da öğretim görevlisi ve de araştırma görevlisi oluyor.
Cinsiyet kısmına gelince kadınların basamakları tırmanması zorlaşıyor. Akademisyenliği ilk basamaklarından olan araştırma görevlisi olan kadınların oranı erkeklere göre yüksek olurken, akademisyenliğin basamakları dışında kalan bir nevi dışarıdan hizmet veren öğretim görevlisinde de kadınlar biraz daha fazla oluyor. Öğretim görevlileri doktora derecesine sahip olma zorunluluğu olmayan ve özel uzmanlık gerektiren konularda ders vermek amacıyla geçici ya da devamlı olarak yükseköğretim kurumlarında görevlendirilen öğretmenler oluyor.
İşler doktoradan sonra değişiyor. Doktorasını bitirerek kadro almayı başaran doktor öğretim üyeleri içinde erkekler yüzde 52 ile ilk öne geçme başarısını gösteriyor. Doçentlik kadrosunu alabilenlerde erkeklerin oranı yüzde 57’ye yükselirken, profesör olma başarısını gösterenler ise yüzde 65 oranında erkekle oluyor.
Devlet ve vakıf üniversiteleri farkı
Devlet üniversitelerinde kadın-erkek eşitsizliği daha net görülürken, vakıf ya da özel olarak tabir edilen üniversitelerde eşitlik sadece profesörlükte bozuluyor.
Devlet üniversitelerinde araştırma görevlilerinde kadınlar fazla oranda olurken, kalan bütün unvanlarda erkek hocalar daha fazla görev alıyor.
Vakıf üniversitelerinde ise kadınlar tüm alanlarda önde olurken, profesörlük unvanı deyince erkek hocalar devlet üniversiteleri oranlarına yaklaşıyor.
İstanbul’da durum ne?
Türkiye’deki toplam 204 üniversitenin 55’i İstanbul’da bulunuyor. Bunların sadece 11’i devlet üniversitesi olurken, kalan 44’ü vakıf üniversitesi.
İstanbul’daki üniversitelerde cinsiyet eşitliğinde ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. İkisi de vakıf olan iki yükseköğretim kurumunda kadın öğretim üyeleri ya da görevlileri hiçbir unvanda öne geçemiyor.
5 üniversitede ise ki bunların 4’ü devlet üniversitesi olurken, kadın hocalar sadece öğretim görevlisi olarak daha çok tercih ediliyor, diğer bütün alanlarda erkekler öncelikli oluyor.
İyi örnekler de var. İstanbul’daki biri devlet üniversitesi olan 4 eğitim kurumunda ise kadın eğitmenler profesörlük unvanı dahil daha fazla yer ediniyor.