Zaferin kimin olacağı hemen belli olmayacak
ABD başkanlık seçimleri, anketlerde öngörülenden çok daha kıyasıya geçiyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın erken zafer ilan ettiği seçimde, kritik bazı eyaletlerde sayımın günler hatta haftalar sürmesi öngörülüyor.
Amerikalıların yanı sıra dünyanın büyük bir kısmının da heyecanla izlediği ABD’deki seçim yarışında Başkan Donald Trump ters köşe yaptı. Anketlerde açık ara önde görünen Demokratların adayı Biden’ın seçimi kazanması zora girerken, Trump gelen ilk sonuçların ardından erken zaferini ilan ettti. Joe Biden, TSİ 18:30 itibariyle hem delege sayısında hem de oy oranında önde bulunmasına rağmen delege sayısı yüksek kritik eyaletlerde Trump önde gidiyor. Seçim sonuçlarına kilitlenen piyasalar, sayımın hala devam ettiği tarihi seçimlerin sonucu konusunda “beklegör” pozisyonuna geçti. Trump’ın kazandığını açıklaması ve Demokratları oyları çalmakla suçlaması sonrası sert düşüşler yaşayan hisse piyasaları, dün TSİ öğleden sonraki işlemlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın Florida ve Ohio gibi salıncak eyaletleri alması ve Pensilvanya gibi salıncak eyaletlerde önde gitmesiyle yönünü tekrar yukarı çevirdi. Seçimin sonucundan en fazla petrol fiyatlarının etkilenmesi beklenirken, altının her iki sonuçta da yukarı yönlü hareket edeceği öngörülüyor. Piyasaların çoğunluk senaryolarında ise hisse fiyatlarının olumlu etkileneceği görüşü hakim. Yarışı kimin kazanacağından bağımsız olarak, seçim sonrasına kalan yeni bir dev teşvik paketi beklentisiyle ABD vadelileri ve küresel hisse piyasaları dün yükseliş kaydetti. Tüm dünyanın gözü, ABD’de gerçekleşen tarihi başkanlık seçimlerinde zaferi kimin kazanacağında. Batı medeniyetlerinde sıkça görülmeyen bir şekilde ABD Başkanı Donald Trump, oylar sayılırken zafer ilan edip rakibini oyları çalmakla suçlarken, Demokrat aday Joe Biden “Her bir oy sayılana kadar seçimler bitmemiştir” diyerek, seçmenleri sandıklardan ayrılmamaya çağırdı. Demokratların sandıklar kapandıktan sonra da oy kullanımına devam edilmesine izin verildiğini öne süren Trump, dün iki önemli salıncak eyaleti (Florida ve Ohio) garantiledikten sonra zafer için Yüksek Mahkeme’ye gideceğini söylerken, ABD basını ve birçok uzman oy sayımının günler hatta haftalar sürebileceğini belirtiyor.
Anketlerdekinden çok daha çekişmeli
Seçim öncesi anketlerdekine göre çok daha kıyasıya bir yarış yaşanan ABD seçimlerinde, Demokratların Temsilciler Meclisi’nin kontrolünü elde tutmaya devam etmesi, ancak Cumhuriyetçi çoğunluktaki Senato için sonuçların ocak ayına kadar açıklanamayabileceği belirtiliyor. Fransız varlık yönetim şirketi Amundi Küresel Görüşler Direktörü Didier Borowski “Yüzde 85 ihtimalle on gün içinde kimin kazanacağını öğreneceğiz” diyor ve ekliyor: “Senato da dahil sonuçların açıklanması ocak ayını bulabilir.”
Salıncak eyaletlerde sayım devam ediyor
Başkan olacak adayın 270 delegeye ihtiyacı var ve dün TSİ 18:00 itibariyle ne Biden, ne Trump bu sayıya ulaşamadı. Biden’ın 224, Trump’ın 213 delegeyi garantilemişken, 20 delegesi olan Pensilvanya (Pa), 15 delegesi olan North Carolina (N.C.) ve 16 delegesi olan Georgia (Ga), Trump’ın önde gittiği salıncak eyaletler.
16 delegeli Michigan (Mich.), 10 delegeli Wisconsin (Wis), 11 delegeli Arizona (Ariz), sayımın cuma gününe kadar durduğu 6 delegeli Nevada (Nev) ve 4 delegeli Maine, Biden’ın önde gittiği ve henüz sonucu belli olmayan eyaletler.
Çekişmeli seçim de piyasaların moralini bozamıyor
Küresel piyasalarda yatırımcılar sayımın hala devam ettiği tarihi seçimlerin sonucu konusunda “bekle-gör” modunda. Seçim akşamı Trump’ın kazandığını açıklaması ve Demokratları oyları çalmakla suçlaması sonrası sert düşüşler yaşayan hisse piyasaları, dün TSİ öğleden sonraki işlemlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın Florida ve Ohio gibi salıncak eyaletleri alması ve Pensilvanya gibi salıncak eyaletlerde önde gitmesiyle yönünü tekrar yukarı çevirdi. Trump’ın anketlerdekinden daha güçlü bir performans kaydetmesi ise geniş marjlı hatalar olabileceği tartışmalarını tekrar canlandırıyor. Rabobank stratejistleri ise sonucun günler belki haftalar sonra açıklanabileceğini belirterek “Ortalık sakinleşince önemli olan ABD hükümetinin mali önlemlerle ekonomiyi ne kadar destekleyeceği olacak” diyor. Gerçekten de tüm bu olanlar dün Avrupa ve ABD borsalarının yükselişler yaşamasına engel olmadı. Avrupa’da Stoxx600, DAC, FTSE ve CAC endekslerinin tamamı yüzde 2’ye yaklaşan güçlü bir gün geçirdi. Wall Street’te de Nasdaq, Dow Jones ve S&P 500 endeksleri TSİ 17:09 itibariyle yaklaşık yüzde 2’lik yükseldi.
“Portföyde büyük değişiklikler hata olabilir” Uzmanlar nihai sonuç açıklanana kadar piyasaların sert dalgalanmalar yaşayabileceğini, öte yandan portföylerde büyük değişiklikler yapmanın hata olabileceğini söylüyor. Yarışı kim kazanırsa kazansın, seçim sonrasına kalan yeni bir dev teşvik paketi beklentisiyle ABD vadelileri ve küresel hisse piyasaları dün yükselirken, Morgan Stanley Investment Management Kıdemli Portföy Müdürü Andrew Slimmon portföylerde politik ortama göre çok büyük değişiklikler yapmanın hata olabileceğini ve aslolanın ABD Merkez Bankası’nın politikaları olduğunu belirtiyor. Slimmon, seçim sonrası ortamın, seçim öncesinden çok farklı olabileceğini belirterek, “2000 yılında iş dünyası yanlısı Bush seçildiğinde hisse piyasalarının düşüşe geçtiğini, iş dünyasında hayli korkulan Barack Obama 2008 yılında zafer kazandığında ise, seçim sonrasında hisselerin çok iyi performans sergilediğini” hatırlatıyor.
Sonuç en çok petrolü etkileyecek COVID-19 pandemisinin ikinci dalgasının Avrupa ve ABD’de hızlanması nedeniyle ne Donald Trump ne de Joe Biden’ın zaferinin küresel risk iştahında ciddi bir iyileşme olması beklenmezken, iki adayın en çok ayrıştığı konunun enerji politikaları olması nedeniyle, seçimin sonucunun en çok küresel petrol fiyatlarına etki etmesi bekleniyor. Dünya genelinde yeni hareket kısıtlamaları nedeniyle geçen hafta yüzde 10’dan fazla düşen petrol fiyatları seçimden önceki son üç gün neredeyse tüm kayıplarını toparlasa da, ANZ Research müşteri notunda “İki adayın enerji politikaları ciddi oranda farklılık gösteriyor, bu da ham petrol talebine ciddi etki yapacaktır. Biden zaferinin orta vadede petrol fiyatlarını baskılamasını bekliyoruz” diyor. Singapur merkezli Energy Aspects Petrol Analisti Virendra Chauhan ise aktif petrol pozisyonu olan kişilerin belirsizlik nedeniyle çok hızlı işlem yaptığına dikkat çekerek “Önümüzdeki saat ve günlerde işlemler pazarın temel dinamikleriyle değil finansal dürtülerle yapılacak” diyor. Öte yandan İtalya, Norveç ve Macaristan’da da yeni kısıtlamaların açıklanması uzmanlara göre fiyatları Trump kazansa bile baskılamaya devam edebilir. Dün Trump’ın bazı önemli eyaletleri almasına paralel Brent petrol yüzde 2,5 yükselişle TSİ 17:16’da 40,70 dolardan işlem görürken, Batı Teksas Petrolü de aynı oranda değerlenerek 38,59 dolar/varilden işlem gördü.
“Kim kazanırsa kazansın altın yükselecek”
Seçimin başa baş gitmesi doları güçlendirirken, altın da dün yüzde 1’in üzerinde kayıplar yaşadı. Ancak altınla işlem yapan uzmanlar, hangi aday kazanırsa kazansın, güvenli liman metalin nihai sonucun ardından yükselmesini bekliyor. MTS Gold Futures yönetici diretörü Nuttapong Hirunyasiri ABD’deki siyasi unsurların dördüncü çeyrekte altını destekleyeceğini belirterek “Sınırsız parasal genişleme uzun vadede doları zayıflatacak, dolayısıyla altını yükseltecek” diyor. Coast Capital CIO’su James Rasteh de aynı fikirde ve şöyle diyor: “Seçimi kim kazanırsa kazansın, altın piyasası özellikle de altın madencileri bundan faydalanacak çünkü ABD’de muhtemelen çok büyük bir mali teşvik programı açıklanacak. Trilyonlarca dolar basacağız belki ve bunun eninde sonunda altına olağanüstü pozitif sonuçları olacaktır.” Spot altın dün 1.916 dolar/ons düzeyine kadar yükseldikten sonra TSİ 17:11’de 1.908 dolara geriledi.
Yatırımcıdan "Paris Anlaşması’na geri dön” çağrısı
ABD Başkanı Trump’ın 4 Kasım 2019’da yaptığı Paris Anlaşması’ndan geri çekilme başvurusu dün resmen yürürlüğe girdi. Böylece ABD, anlaşmayı imzalayan 197 ülke içinden çekilen tek ülke oldu. Ancak aralarında New York merkezli dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi BlackRock’un da bulunduğu 30 trilyon dolar varlığı yönetmekte olan Avrupalı ve ABD’li yatırımcıları temsil eden bir grup, ABD’yi Paris Anlaşması’na hızla geri dönmeye çağırdı. Daha önce Asya, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan da yatırımcı grupları ortak açıklamalarla ABD’yi anlaşmaya dönmeye çağırmıştı.