Taliban parayı nereden bulacak?
Değeri belki de 3 trilyon doları aşmış maden yatakları, eroinden metamfetamine kayan uyuşturucu ticareti ve komşu ülkelerle sınırlar üzerinden yapılan yasal mal ticareti... Tüm rezervlere erişimi yasaklanmış Taliban'ın Afgan ekonomisini hangi parayla çevireceği tartışılmaya devam ediyor.
Hilal SARI
Afganistan’da iktidarı ele geçiren Taliban’ın hem COVID-19 hem de öncesinde süregelen ekonomik krizlerle boğuşan ülkenin yönetimini nasıl finanse edebileceği büyük bir merak konusu. ABD, NATO ve AB gibi Batılı güçlerin hem askeri hem siyasi misyonlarını NATO’nun ifadeleriyle “dikkatli ve yavaş” şekilde tahliye edilmeye devam ederken, Taliban’ın ülkenin merkez bankası DAB’a ait - büyük bir kısmı New York Fed’de tutulmakta olan - 9,5 milyar dolar rezerv de ABD hükümeti tarafından dondurulmuş durumda. Uluslararası Para Fonu da yeni bir Afgan hükümetinin tanınmasına ilişkin “belirsizlik” nedeniyle 23 Ağustos itibariyle 450 milyon dolarlık bir fona erişimi bloke etti. Bu rezervlere Türkiye de dahil birçok ülkenin terör listesinde olan Taliban’ın erişim sağlamasına izin vermek, uluslararası anlaşmalarca “terörü finanse etmek” anlamına geliyor. Bu nedenle şimdilik Taliban, Afgan hükümetinin milyarlarca dolarlık rezervine dokunamayacak. Biden’ın ABC News’deki ifadeleri ise bu fonların geleceğinin belirsizliğini koruyacağına işaret ediyor: “Uluslararası toplum tarafından meşru bir hükümet olarak tanınmak istiyorlar mı? Buna ilişkin bir tür varoluş krizinden geçiyorlar diye düşünüyorum. Bunu istediklerinden emin değilim.”
“Taliban’ın eroinden metamfetamine kayması yaklaşan bir felaket”
Ancak hem Afganistan konusunda çalışmakta olan birçok uzman, Taliban’ın tek finansman kaynağının bu fonlar olmadığını, hem kaçak mal ticaretinin, hem ABD’li jeologlar ve Pantagon’un keşfettiği madenlerin, hem de eroin ve meth gibi yasadışı uyuşturucların ticaretinin şu anda tanınmayan Taliban yönetiminin gelir kapılarından olacağını söylüyor. Foreign Policy’de geçtiğimiz ay yayınlanan bir analizde narkotik uzmanlarının “Daha kârlı olduğu için Taliban eroinden metamfetamine kayıyor ve bu dünya için yaklaşan bir felaket anlamına geliyor” uyarısına dikkat çekiliyor. Ülkenin özellikle güneyinde yaygın olarak üretilen eroinin hammaddesi afyon ve metamfetaminden yılda 3 milyar dolar kazandığı tahmin ediliyor. Dünya genelinde tüketilen eroinin yüzde 85’i de Afganistan’da yetiştiriliyor. Uzmanlar Taliban’ın yeni “ürününün” en büyük pazarının Avustralya ve Japonya olduğunu, bir kilo eroinin değeri 250 bin dolarken, üretmesi daha ucuz metamfetaminin kilogram fiyatının ise yasadışı piyasada 700 bin doları bulduğunu aktarıyor.
“Madenlerin toplam değeri 3 trilyon doları da bulmuş olabilir”
ABD’li askeri yetkililer ve jeologlar ilk kez 2010 yılında Afganistan’da 1 trilyon dolara yakın değerde mineral ve doğal kaynak buldu. Pentagon ilk kez 2010 yılında yaptığı bu açıklamayı geçtiğimiz hafta tekrar hatırlatarak “Taliban 1 trilyon dolar değerinde bu madenlerin de üzerinde oturuyor” demiş oldu. Ülkenin şu anda dünya lityum yataklarının dörtte birine sahip Bolivya kadar (dünyanın en büyük lityum rezervlerine sahip) lityum rezervi olduğu tahmin edilirken, demir, bakır, altın ve kobalt da ülke genelinde keşfedilen diğer doğal kaynaklar arasında. Keşfedilen yatakların olası değerleri ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu verilerine göre tahminen şöyle: 420 milyar dolarlık demir, 274 milyar dolarlık bakır, 81,2 milyar dolarluk niobium, 50,8 milyar dolarlık kobalt, 25 milyar dolarlık altın ve 23,9 milyar dolarlık molybdenum. Kabil’e çok yakın bir noktada dünyanın en büyük işlenmemiş bakır yataklarından birine 2 Çinli şirketin 4 milyar dolar yatırım yaptığı, Kabil’in kuzeybatısında Hajigak demir yataklarında 1,8 milyar tonluk yüksek kalite demir cevherinin de bu yıl uluslararası ihaleye açılmasının beklendiği belirtiliyor. Yıllarca devam eden savaş nedeniyle işlenmeyen tüm bu kaynakların bugünkü değeri Afgan hükümetinin 2017 tarihli bir raporuna göre 3 trilyon doları da bulmuş olabilir.
“Afganistan’ın madeni, Çin’in ise maden ihtiyacı ve çıkartacak parası var”
AB’nin dış politikaları ve güvenlik politikalarıyla ilgili araştırmalar yürüten Avusturya merkezli araştırma enstitüsü ve düşünce kuruluşu AIES’ten Profesör Michael Tanchum, Twitter’dan yaptığı açıklamada, ülkede 1 trilyon dolar değerinde doğal kaynak ve mineral keşfedildiğini hatırlatıyor ve özellikle Taliban’ı hızlı bir şekilde “tanıyan” Çin’in emtia iştahı ve alım gücü ile bu doğal kaynakların işlenmesinde rol oynayabileceğini söylüyor. Tanchum 15 Ağustos’ta yaptığı paylaşımda “Taliban’ın nakte, Çin’in madene ihtiyacı var” diyerek ABD’li jeologların ve askeri yetkililerin ülkede tespit ettiği madenlere ait bir grafik de paylaştı (bkz. Grafik).
“Gelirinin %80’i yasal mal ticaretinden”
Afganistan ekonomisinin afyon ticareti nedeniyle nasıl geri kaldığı üzerine bir kitabı olan ve konu hakkında saha çalışmaları yapmış David Mansfield ise, “Afgan hükümet yetkilileri uyuşturucudan Taliban’ın kazandığından daha çok kazanıyor. Taliban’ın gelirinin yüzde 80’i sınırlar arası yasal mal ticaretinden” diyor. Küresel düşünce kuruluşu ODI’nin desteklediği ve 13 Ağustos’ta sonuçları yayınlanan detaylı saha çalışmasında eroinden metamfetamine bir kayış olduğu, ancak Taliban’ın sanılanın aksine gelirinin yüzde 80’inini “yasal mal ticaretinden” elde ettiği aktarılıyor.
NATO: Durum hala zor ve öngörülemez
NATO DIŞİŞLERİ BAKANLARI 3 ilçenin kontrolünün tekrar yerel gruplara geçtiği ve kaosun sürdüğü Afganistan konusunda online olarak bir araya geldi ve Genel Sekreter Jens Stoltenberg önceliğin insanları Kabil’den çıkarmak ve havaalanını çalışır halde tutmak olduğunu açıkladı. Durumun hala zor ve öngörülemez olduğunu söyleyen Stoltenberg, Türkiye, ABD ve İngiltere’ye Kabil havalimanında güvenliği sağlama çabalarından dolayı da teşekkür etti.
RUS LİDER VLADİMİR PUTİN Batılı güçlerin Afgan sığınmacıların Orta Asya ülkelerine yerleştirilmesinde ısrarcı olduklarına dikkat çekerek Rusya’nın buna karşı olduğunu söyledi ve “Demek ki komşularımız olan bu ülklere birilerini vizesiz göndermeyi mümkün sayıyorlar, kendilerine ise vizesiz birey istemiyorlar” dedi.
AB KOMİSYONU BAŞKANI Ursula von der Leyen, “ahlaki sorumluluktan dolayı” Afganistan’a 1 milyar Euro insani yardımın devam edeceğini belirterek, bir kaç kafile Afgan mülteciye kapılarını açan İspanya’ya teşekkür etti.
ABD BAŞKANI Joe Biden, Sivil Rezervler Hava Filosu yasasını etkinleştirerek ticari havayollarının da ABD'li vatandalşarın ve Afganların tahliyelerine destek olmasını talep etti