Sigortacıların 20 trilyon dolar yatırımı baskı altında

Koronavirüs nedeniyle sigorta şirketlerinin 20 trilyon dolar büyüklüğündeki varlık yatırımları baskı altında. Portföylerinde büyük değişiklikler olabilir. Ayrıca poliçelere risk olarak dahil edilmeyen ‘pandemi’ etkileriyle dünya çapında iflasların bu yıl yüzde 2,4 artması öngörülüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sigortacıların 20 trilyon dolar yatırımı baskı altında

Hilal SARI

Birçok şirketin sigorta poliçesinde salgınlar risk olarak dahil edilmediğinden ilk öngörüler sigorta şirketlerinin koronavirüs salgınından çok etkilenmeyeceğiydi. Fakat salgının Avrupa’da ve ABD’de de etkisini göstermesiyle küresel resesyon ihtimali güçlendikçe, sigorta şirketlerinin 20 trilyon dolarlık yatırımlarının baskı altına girmesi öngörülüyor. Bu 20 trilyon dolar değerinde yatırımın önemli bir kısmı ise devlet tahvillerinde.

S&P 500’de Yaşam & Sağlık Sigortası Endeksi %37 düştü

Sigorta sektörü aralarında tahvillerin de bulunduğu faize göre değişen varlık gruplarından doğrudan etkilenebiliyor. Faiz oranlarındaki ani düşüşler sigorta şirketlerinin büyük sabit getirili yatırımları nedeniyle bilançolarına doğrudan yansıyabiliyor. Geçen ay boyunca yaşam sigortası sektörü borsalardan daha kötü düşüşler yaşadı. Son dört haftada S&P 500’deki düşüş yüzde 19’ken, S&P 500 Yaşam & Sağlık Sigortası endeksi yaklaşık yüzde 37 düştü.

Merkez bankalarının faiz indirimine gitmesi ve tahvil getirilerinin sıfıra yaklaşmasıyla alacak sigortası şirketleri 20 trilyon dolar büyüklüğündeki portföylerini önümüzdeki günlerde tekrar gözden geçirebilir. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, salgın nedeniyle artan sigorta alacağı taleplerinin dünyanın en büyük üç ticaret kredisi sigortacsı Atradius, Coface ve Euler Hermes’i vuracağını öngörüyor. Bu öngörünün temel dayanağı ise üç şirketin portföylerinin yüzde 15’inin salgının kötü etkilediği Asya ve Avustralya pazarlarında olması.

'Munich Re salgın sigortasını aylarca satamamıştı'

İki yıl önce reasürans sigortası devi Munich Re salgınlara karşı yeni bir sigorta ürünü çıkartmış fakat aylarca hiçbir talep olmamış. Şimdi Munich Re ile işbirliği içinde poliçe brokerliği yapan risk danışmanlığı şirketi Marsh’tan Christian Ryan, New York Times’a verdiği demeçte “Artık mevcut salgın için bu ürünün alınması imkansız. Yanan bir binayı sigortalayamayız” diyor.

İflaslar yüzde 2,4 artabilir

Seyahat engelleri, etkinlik iptalleri ve karantina uygulamalarının artmasıyla ticaret kredileri sigortası şirketlerinden, havayolu şirketlerine, perakende şirketlerinden otellere iflasların önümüzdeki dönemde artması öngörülüyor. İspanya merkezli alacak sigortası şirketi Atradius 2020 yılında dünya çapında iflasların ‘büyük ölçüde koronavirüs salgını nedeniyle’ yüzde 2,4 oranında artacağını öngörüyor.

WHO: Sağlık sisteminizi güçlendirin ve hazırlanın!

Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart’ta gerçekleştirdiği günlük bilgilendirme toplantısında tüm hükümetlere acil durum planlarınızı gözden geçirmelerini, sağlık sistemlerine önümüzdeki dönemde binebilecek aşırı yüklemelerden korumak için salgını kontrol altına alacak ve bulaşmayı yavaşlatıp durduracak yöntemlerin devreye girmesi gerektiğini duyurdu. Örgüt ülkelere sadece semptom gösterenleri değil salgın görülen bölgelere seyahat geçmişi olanlara ve virüslü kişi ve bölgelerle temas nedeniyle riski olanlara da test yapılması gerektiğini söyledi. Yoğun bakımda tedavi görmesi gereken kişilerin sayılarının arttığı İtalya’yı örnek gösteren WHO, tüm ülkelerin sağlık sistemlerini ve personellerini olası aşırı yüklemelere hazırlaması gerektiği uyarısı yaptı. İran ve İtalya’da sağlık personellerinin tükenme noktasına gelmelerinden endişe ettiklerini belirten WHO Acil Durum Programı Direktörü Dr. Michael J. Ryan yeterli önlemi almayan ülkeler olduğunu söyledi fakat bu ülkelerin ismini vermedi.

Çin ve Güney Kore nasıl yavaşlattı: Temas takibi ve test!

WHO Acil Durum Programı’nın teknik direktörü Maria van Kerkhove ise Çin, Güney Kore ve Singapur gibi salgını bastırmayı/yavaşlatmayı başarmış ülkelerin attığı en önemli adımın vakaların ortaya çıkartılması ve ‘temas takibinde’ agresif bir yöntem izlemek olduğunu belirterek şöyle açıklıyor: “Bunu en başından ciddiye almış olmaları, kamu sağlığı hizmet temellerinin sağlam olması, hükümetin tüm ilgili kurumlarının işbirliği yapması, vakaların ortaya çıkarrtılması ve temas takibinde çok agresif adımlar atabilmeleri ve takipte karşılarına çıkan kişilerin test edilmesi, bu ülkelerin yaptığı işlerdi. Bunları her ülke yapabilir. Hastaların tam karantinaya alınması çok önemli. Vatandaşları da bu sürece katmak çok önemli. Sadece kendilerini korumalarını sağlamak, bu salgının yayılmasını engelleyecek en önemli unsurlardan."

Az vakalı ülkeler ‘temas takibine’ yoğunlaşmalı

Birçok ülkenin ‘şüphesiz’ yakında İran ve İtalya’nın durumuna geleceğini belirten Ryan, (Türkiye gibi) az vaka olan ülkelerde sosyal mesafeyi artıracak önlemlerden çok, vakaların temasının takibi çok daha büyük önem taşıdığını söylüyor: “Temas takibinden kastımız nedir? Bu pahalı birşey değil. Vaka sayısı azken, önemli olan şüpheli vakaların takibi, izole edilmesi, tedavisi, bu kişilerin temas geçmişinin çıkartılıp şüphelilerin de test edilmesi. Nüfusun sadece küçük bir bölümünün, çok daha az sayıda insanın hayatına müdahale etmiş olursunuz. Bu çok temel bir kamu sağlığı adımıdır. Bu yöntem, büyük çaplı kapatmalardan ve seyahat engellerinden çok daha maliyetsizdir. Yani virüs bulaşan ve bulaşmış olması ihtimali olan kişilerin izole edilmesi az vaka görülen ülkelerde büyük önem arzediyor. Virüsün nasıl yayıldığının izini kaybettiyseniz, o zaman daha büyük çaplı önlemler almak zorunda kalabilirsiniz çünkü kimin enfekte olduğunu bilmiyorsunuz ve bu çok daha maliyetli. Bu virüsün yayılmasını önlemek için birşey yapmazsanız, sağlık sistemlerinize aşırı yüklemeler olabilir. Virüsü geri bastırmak için özellikle en başında çok ciddi çaba sarfedilmeli. Çünkü bu en azından salgının yayılma eğrisini baskılamanızı ve sağlık sistemine aşırı yüklenme durumunda meydana gelecek ölümlü vakaları azaltmanızı sağlayacaktır.

81 ülkede virüs yok, girmemesi için çalışmalılar

WHO Genel Direktörü Tedroos A. Ghebreyesus, virüsün henüz görünmediği 81 ülke olduğunu ve bu ülkelerin virüsün ülkelerine girmemesi için ellerinden geleni yapması gerektiğini söylüyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 57 ülkede ise vaka sayısı henüz 10’un altında. Bu ülkeler virüsü kökünden silebilir.

İran’da test, koruyucu ekipman, vantilatör ve oksijene ihtiyaç var

İran’da durumun hala ciddiyetini koruduğunu belirten WHO Acil Durum Programı Direktörü Dr. Michael J. Ryan, test kiti, maske ve koruyucu ekipman ihtiyacının hala ciddi düzeyde olduğunu duyurdu ve uluslararası toplumu desteğe çağırdı. İki hafta önce Çin İran’a 20 bin, WHO 100 bin kadar test kiti gönderdi. Ryan 10 Mart’ta İran’a 40 bin test kiti daha gönderildiğini belirtti ve vantilatör ve oksijen konusunda da ciddi bir ihtiyaç olduğunu duyurdu.

ECB FAİZDE ŞAŞIRTTI, TAHVİL ALIMINI 7 KATINA ÇIKARDI

Avrupa Merkez Bankası (ECB) euro bölgesi ekonomisinin koronavirüs salgınından tahrip olmaması için yeni destek önlemleri açıkladı ancak piyasaların beklediğinin aksine faiz indirine gitmedi. ECB, aylık 20 milyar euro tutarındaki devlet ve şirket tahvili varlık alım programını yıl sonuna kadar 120 milyar euro artırdı. Piyasalar ECB'nin mevduat faizini 10 baz puan azaltarak %-0.6'ya düşüreceğini fiyatlıyordu. Ancak ECB mevduat faizini %-0.5'te, politika faizini ise sıfırda tuttu. Hanelere ve şirketlere ucuz kredi verebilmeleri için bankalara ucuz para sağlayacağını belirten ECB var olan imkanlar kapsamında sağladığı paranın maliyetini de düşrüeceğini açıkladı. Avrupa'nın bazı ülkeleri salgının yayılmasını engellemek tecrit kararları alıp seyahat özgürlüklerini sınırlarken, tedarik zincirlerinde de aksamalar meydana geliyor.

ECB Başkanı Christine Lagarde Euro Bölgesi için riskler 'önemli ölçüde' aşağı yönlü olduğunu belirtti, banka 2020 yılı Euro Bölgesi büyüme beklentisini yüzde 1.1'den yüzde 0.8'e düşürdü. Lagarde hükümetlerin virüs için zamanında eyleme geçmesi gerektiğini ve koordineli mali politikanın gerektiğini vurguladı. Ayrıca bankaların ilave sermaye ve likidite tampon yükümlülükleri kaldırıldı. ECB açıklamaaında ek LTRO (uzun vadeli refinansman operasyonu) düzenleneceği ve geçici olarak Euro Bölgesi Finansal Sistemine likidite desteği sağlanacağı ifade edildi. TLRO ihaleleri ile TLTRO III'ün devrede olacağı Haziran 2020'ye kadar iyi şartlarla likidite sağlanacak. Avrupa bankacılık denetim otoritesi EBA da 2021 stres testlerinin bankaların ana operasyonlarının devamlılığı için erteleneceğini söyledi.

Dünya
Bu konularda ilginizi çekebilir