EV’lere geçiş sürecinde bataryanın hakimi Çin
Elektrikli araçlara (EV) geçiş süreci, küresel otomotiv sektöründeki güç dengelerini de değiştirebilir. Çin’in EV bataryalarında açık ara hakim güç olması ve pazarın yüzde 56’sını elinde bulundurması Avrupa ve ABD’yi endişelendiriyor.
Hilal SARI
Küresel otomotiv sektöründe elektrikli araçlara (EV) geçiş için yaşanan hızlı dönüşüm, başta Avrupa olmak üzere Batı’nın bir alanda daha Çin’e ve Asya’ya bağımlılığını artırıyor olacak: EV bataryaları. Sektör yöneticileri ve politika yapıcılar, jeopolitik gerilimlerin arttığı ve küresel ekonomide tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılmaya çalıştığı bir süreçte küresel otomotiv sektörünün geleceğinde de bir bağımlılık sorunu yaşanabileceği konuda endişeli. 2019 yılında 17 milyar dolar olan EV batarya pazarı, Çin’den Avrupa Birliği’ne içten yanmalı motorlu araçların satışının kaldırılması hedeflerine paralel çok hızlı büyüyor ve SNE Research tahminlerine göre 2028 itibariyle 95 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak.
Çin’in batarya hakimiyeti Batı’yı endişelendiriyor Elektrikli araç pazarı ve lityum-ion bataryalar konusunda uzmanlaşmış veri analitiği şirketi Benchmark Minerals’ın yapmış olduğu bir analizde, Türkiye’nin otomotivdeki önemli ihracat pazarı Avrupa’da otomobil sektörünün geleceğinin Çinli batarya üreticileri tarafından domine edileceği öngörülüyor. Financial Times’da konuya ilişkin analizde onlarca yıl boyunca içten yanmalı motor üretiminin küresel merkezi olan Avrupa otomotiv sektörünün, elektrifikasyon sürecinde hakimiyeti bataryalardaki gücü dolayısıyla Çin’e kaptıracağı öngörülüyor. Çin, geleneksel otomotiv sektöründe Avrupa ve ABD ile rekabet edebilecek bir motor teknolojisi geliştirmekte nispeten geç kaldığından, elektrikli araçlardaki bu güç, küresel otomotiv sektöründeki dengeleri de değiştirebilir. Batarya pazarının açık ara lideri olan Çin ise kendisini dünyanın batarya üreticisi olarak konumlandırmaya çalışıyor. Benchmark Minerals tahminlerine göre Çin’in 2031 itibariyle Avrupa’da 332 gigawatt/ saat (gwh) üretim kapasitesi olacak ve bu kapasiteyle Avrupa’nın en büyük batarya tedarikçisi konumuna gelecek. Güney Kore ise 192 gwh ile ikinci sırada gelecek. Bu iki ülkeyi Fransa ve İsveç takip edecek. ABD’nin Avrupa batarya pazarında beşinci sırada olması, EV devi Tesla’nın Berlin’deki fabrikasına rağmen Almanya’nın ise altıncı sırada yer alması öngörülüyor. Norveç ve İngiltere ise diğer batarya üretimi yapan ekonomiler olacak.
Motor and Wheels’da yer alan bir analize göre bir elektrikli aracın değerinin yaklaşık yüzde 30 ila 57’si bataryadan oluşuyor. Financial Times’ın analizine göre ise bu oran yüzde 40 seviyesinde. Önümüzdeki yıllarda üretim arttıkça ve batarya inovasyonları geliştikçe bu maliyetlerin düşmesi beklense de, batarya üretimi gelişmiş düzeyde olan ülkeler küresel otomotiv sektörünün elektrifikasyonu pastasından daha büyük bir pay alacak. EV bataryalarının üretiminde ise maliyetin yarısından fazlasını katot üretimi oluşturuyor. Bu da manganez, kobalt, nikel ve lityum gibi materyallerin kullanıldığı bir üretim sürecini içeriyor. EV bataryalarının performansını belirleyen katotlar olduğundan, bu nadir minerallere olan talep de elektrifikasyon sürecinde artmaya devam edecek. Volkswagen’in teknolojiden sorumlu direktörü Thomas Schmall’ın da ifadeleriyle “Yeni dünya, elektrikli araç dünyası, çok açık şekilde batarya maliyetlerine göre belirlenecek”.
“Batı hakimiyeti Çin’e kaptırmamak için 160 milyar dolar yatırım yapmalı”
Avrupa’da batarya kapasitesini genişletmeye çalışan en büyük üretici Volkswagen. Şirket Avrupa’da beş, Kuzey Amerika’da bir batarya tesisi kurmak istiyor. Ancak sektörün Çinli devi CATL ile de bir tedarik anlaşması var. VW’den teknoloji direktörü Schmall FT’ye yaptığı açıklamada şu anda en hızlı performansı sağlayan batarya teknolojisinin Çin’de olduğunu da teyit ediyor. Sektördeki güç dengelerinin değişeceğini öngören finans kuruluşları da konuya ilişkin çarpıcı analizler paylaşıyor. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, geçtiğimiz haftalarda yayınladığı bir raporunda ABD ve Avrupa’nın, sektörün hakimiyetini Çin’e kaptırmamak için 2030’a kadar en az 160 milyar dolar yatırım yapması gerektiğini söylüyor. Goldman Sachs bu miktarın 78 milyar dolarının bataryalara, 60 milyar dolarının bileşenlere, 13,5 milyar dolarının lityum, nikel ve kobalt madenciliğine ve 12 milyar dolarının da bu minerallerin rafi ne edilmesine harcanması gerektiği görüşünde. Bankaya göre bu, ancak Washington ve Brüksel’in bu alanda sert bir dönüş yaparak korumacı politikalara yönelmesi ve Çin dışı batarya şirketlerinin benzeri görülmemiş bir sermaye harcaması atağına girmesiyle mümkün.
EV batarya pazarının yüzde 56’sı Çin’in elinde
ABD ve Avrupa Birliği’nde yerli batarya üretimini artırmak için önemli yatırımlar yapılıyor olsa da, şimdilik pazar hakimiyeti açık ara Çinli şirketlerde. CATL, pazarın yüzde 34’üne hakim ve diğer Çinli üreticilerle birlikte Çin’in batarya pazarındaki payı yüzde 56’yı buluyor. Dünyanın en büyük 10 EV bataryası üreticisi arasında Batılı hiçbir şirket yok. En büyük 10 üreticinin 7’si Çinli: CATL, BYD, CALB, Guoxuan, Sunwoda ve SVOLT (bkz. tablo) 10 büyük üretici listesine girebilen diğer ülkeler ise 3 şirketle (LG Energy Solutions, SK On, Samsung SDI) Güney Kore ve bir şirketle (Panasonic) Japonya. Güney Kore, pazarın yüzde 26’sına sahip. 2022 yılında pazar payını 2021’deki yüzde 32’den yüzde 34’e çıkaran CATL, dünyadaki her üç EV bataryasından birini üretiyor ve Tesla, Peugeot, Hyundai, Honda, BWM, Toyota, Volkswagen ve Volvo için lityum iyon batarya tedarik ediyor. Güney Koreli LG, ABD’li General Motors için ürettiği bataryaların araç geri çağırma adımı gerektirmesi sonrası ikinciliği Çinli BYD’ye kaptırmış durumda. Warren Buff et’ın da yatırımı bulunan BYD’nin 2021 yılında pazar payını yaklaşık iki katına çıkararak 2. sıraya yerleştiği belirtiliyor.