Eski ECB Başkanı Draghi’den, Avrupa’ya “geride kalma” uyarısı: Türkiye endişelenmeli mi?

Eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi, AB'nin, ABD ve Çin ile ekonomik olarak rekabet edebilmesi için daha koordineli bir sanayi politikasına, hızlı karar alabilmeye, yatırımları artırmaya ve ortak borçlanmaya ihtiyacı olduğunu belirtti. Uzmanlar Draghi’nin raporunu yorumladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Eski ECB Başkanı Draghi’den, Avrupa’ya “geride kalma” uyarısı: Türkiye endişelenmeli mi?

Eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi, yaklaşık bir yıl önce talep edilen ve Avrupa ekonomisinin mevcut küresel gelişmeler karşısında nasıl rekabetçi kalabileceği konusundaki raporunu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e sundu.

"Avrupa Rekabet Gücünün Geleceği" başlıklı raporun Brüksel'de düzenlenen basın toplantısında konuşan Draghi, son yıllarda küresel ticarette önemli değişiklikler yaşandığını hatırlattı.

Çin’e dikkat!

Draghi, Çin'in Avrupa'ya eskisi kadar açık olmadığını ve küresel piyasalarda rakip haline geldiğini, Avrupa'nın ana ucuz enerji tedarikçisi olan Rusya'yı kaybettiğini ve savunmaya odaklandığını anlattı.

Avrupa'da nüfus artışının da sona erdiğini, nüfusun azalma sürecine girdiğini ve 2040'a kadar her yıl iş gücü piyasasından 2 milyon kişinin çıkacağını ifade eden Draghi, "Üretkenlik çok zayıf. Şimdi, her zamankinden daha fazla üretkenliğe ihtiyacımız var." dedi.

Draghi, düşük büyümeye ve üretkenliğe rağmen Avrupa'nın ihtiyaçlarının arttığına işaret etti.

AB'nin karbondan arınma, dijitalleşme, savunmayı güçlendirme gibi çeşitli hedefler belirlediğini ifade eden Draghi, "Bununla beraber sosyal modelimizi korumak istiyoruz ancak tüm bunların gerektirdiği yatırım ihtiyaçları çok büyük" değerlendirmesinde bulundu.

Yatırımların payının büyümesi gerekiyor

Draghi, "Yatırımların payının en son 1960 ve 70'lerde ulaşılan GSYH'nin yüzde 5'i kadar bir seviyeye yükselmesi gerekecek" diye konuştu.

Marshall Planı'nın uygulandığı dönemde söz konusu oranın yüzde 2 olduğunu anımsatan Draghi, bu dönemde gerekli yatırım miktarının çok yüksek olduğunu belirtti.

AB'nin ihtiyaçlarını finanse etmesinin önemine işaret eden Draghi, acil ve somut adımların önemine vurgu yaptı.

Draghi, Avrupa için yeni bir sanayi strateji hazırladıklarını belirterek, "ABD ile inovasyon açığını kapatmayı hedefliyoruz" dedi.

"Avrupa günümüzde olgunlaşmış orta teknoloji şirketleriyle dolu statik bir endüstriyel yapıya sıkışmış durumda." diyen Draghi, AB'de yenilikleri ticarileştirmenin ve ölçeklendirmenin önünde çok fazla engel olduğunu vurguladı.

Dijital teknoloji ve yapay zeka

Draghi, Avrupa'nın özellikle dijital teknoloji ve yapay zeka gibi alanlarda ortaya çıkan yeni fırsatları değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

Karbondan arınmanın büyüme için bir fırsat olduğuna işaret eden Draghi, bunun koordineli bir şekilde yapılmaması durumunda ise rekabet ve büyümeyi riske atabileceğini anlattı.

Draghi, fosil yakıt kaynaklı enerji fiyatını temiz enerji kaynaklarından ayırmayı hedefleyen bir plana sahip olmaları gerektiğini vurgulayarak, "Enerji piyasamıza derinlemesine baktığımızda, doğal gaz ve fosil yakıtların enerji karışımının en önemli bileşeni olduğu bir dönemde tasarlandığını görüyoruz." dedi.

AB temiz teknoloji sanayisinin Çin rekabetiyle karşı karşıya olduğunu anımsatan Draghi, bunun bir tehdit oluşturduğunu anlattı.

“Önemli politikaları koordine edemiyoruz”

"AB içinde kaynaklarımızı birleştirmiyor ve önemli politikaları koordine edemiyoruz." diyen Draghi, "Yenilikler için önemli projelerde ortak finansmana ihtiyaç duyulacak." değerlendirmesini yaptı.

Draghi, AB içinde ortak borcun çok önemli olduğunu, güvenli bir ortak varlık geliştirilebileceğini belirterek, ortak borcun enerji ve savunma gibi çeşitli alanlarda üretkenliği artırmaya yönelik çığır açan projelere katkı sağlayacağını ifade etti.

Draghi'nin hazırladığı raporda, AB'nin GSYH'sinin yüzde 5'ine denk gelen yıllık 750-800 milyar Euro ilave yatırıma ihtiyaç duyduğu kaydedildi.

“Enerji durumu, geri döndürülemez bir şekilde değişti”

"AB, üye ülkeler arasında ortak yatırım projelerine olanak sağlamak ve sermaye piyasalarının bütünleşmesine yardımcı olmak için ortak güvenli varlıkların düzenli olarak ihraç edilmesine doğru ilerlemelidir." ifadesinin yer aldığı raporda, AB'nin oy birliği yerine nitelikli çoğunluk gerektiren alanları genişletmesi gerektiği belirtildi.

Raporda, AB karar alma mekanizmalarında süreçlerin hızlandırılması önerildi.

Avrupa sanayisi açısından enerji maliyetinin önemli bir sorun olduğu anımsatılan raporda, "Enerji durumu, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve bunun sonucunda boru hattı doğal gazının kaybıyla geri döndürülemez bir şekilde değişti. Enerji fiyatları zirve seviyelerinden önemli ölçüde düşmüş olsa da AB şirketleri hala ABD'dekilerin 2-3 katı olan elektrik fiyatlarıyla ve 4-5 katı doğal gaz fiyatlarıyla karşı karşıya." ifadesi yer aldı.

Uzmanlar ne dedi?

Uluslararası piyasalar uzmanı Şant Manukyan, “Avrupa ekonomisinin hali ve dün açıklanan verilerle 2025'te devalüasyon konusunun çok daha ısınacağı, Çin üzerinden bize de iki dalga gelmek üzere” ifadeleriyle şu şekilde uyardı:

“Günaydın, Volkswagen açıklaması ile beraber Almanya'da (Avrupa'da) bir sorun olduğuna uyananlar için Draghi'nin dün yayınladığı rapor gerçek bir kâbus olmalı. Rapora göre ABD ve Çin ile rekabet için yılda extra 800 milyar Euro yatırım gerekiyor. Savunma (ve uzay) şirketlerinin küçüklüğü, finans piyasalarının hala ortak bir piyasa haline gelememesi, yeni girişimlerin yüzde 30'unun ABD'ye taşınması, bölgenin en büyük LNG pazarlarından olmasına rağmen fiyatlama gücünün olmaması, son 50 yılda 100 milyar dolar üzerinde bir şirketin ortaya çıkamamasına neden olan koşullar vs üzerinde 69 sayfalık bir rapor. Avrupa ekonomisinin hali ve dün açıklanan verilerle 2025’te devalüasyon konusunun  çok daha ısınacağı Çin üzerinden bize de iki dalga gelmek üzere. Tartışacağınız ekonomik konuları iyi seçin...”

“Draghi raporu, açık bir itiraf”

Marmara Üniversitesi’nden Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağdaş Üngör, raporun Türkiye’yi neden endişelendirmesi gerektiğini şu şekilde anlattı:

“Draghi raporu, çoktan beri hissedilen bir şeyin, Avrupa'nın teknoloji alanında ABD ve Çin'in gerisine düştüğünün açık bir itirafı. Bu tartışma Türkiye'de iki şekilde yorumlanabilir:

1) Türkiye, kendisini üye yapmayan bir AB'nin 21. yüzyıl dünyasındaki ağırlığını kaybetmesiyle ilgili (husumet ile karışık) bir sevinç duyabilir.

2) Kendisinin de içinde olduğu/yakın olduğu bir coğrafyanın giderek dünyanın daha tali bir yerine dönüşmesine kaygılanabilir.”

“Dünyanın en açık pazarı olan AB için bu düşüş yıkıcı olacak”

TÜSİAD Berlin Temsilcisi Alper Üçok, “Draghi'ye göre kıta varoluşsal sorunlarla karşı karşıya” derken, şu değerlendirmeyi paylaştı:

“Mario Draghi AB ekonomisinin geleceğine ilişkin bir rapor sundu. Eski AMB başkanı yılda 800 milyar Euroluk yatırım çağrısında bulunuyor. Draghi'nin sözleri AB'de hala önem taşıyor. Draghi, 12 yıl önce borç krizinin doruk noktasında, "Ne gerekiyorsa yapacağız" açıklamasıyla Euro'yu kurtaran kişi olarak görülüyor. Bugün Draghi, Avrupa'nın rekabet gücü için her şeyi yapmasını talep ediyor. AB'nin elektrikli otomobiller, yapay zekâ gibi geleceğin teknolojilerine ve kendi savunmasına büyük miktarda yatırım yapması gerektiğini yazıyor. Yılda ilave 800 milyar Euroya ihtiyaç var. Bu, AB'nin GSYH'sinin yaklaşık %5'ine tekabül ediyor.

Draghi'ye göre kıta varoluşsal sorunlarla karşı karşıya. Geçmişte AB 3 sütuna dayanıyordu: Rusya'dan gelen ucuz enerji, jeopolitik istikrar ve serbest mal ticareti. Ve şimdi üçü de çöküyor. Nitekim IMF küresel ticaretin orta vadede %3,2 oranında büyüyeceğini öngörüyor. 2000 ve 2019 yılları arasında yıllık ortalama %4,9'du. Draghi'ye göre dünyanın en açık pazarı olan AB için bu düşüş yıkıcı olacak.

Peki bu yılda 800 milyar Euro nereden gelecek? Draghi'ye göre, gerekli miktarın bir kısmı mevcut ulusal ve AB fonlarından karşılanabilir. Ama önemli bölümü ortak AB borçlanması ile olmalı. Ama bu Almanya açısından mümkün değil. Alman hükümeti yeni Eurobondlara ve daha fazla AB fonuna şiddetle karşı çıkıyor. Brüksel'de tekrar tekrar tartışılan bir olasılık ise pandeminin sonuçlarını hafifletmeyi, enerji geçişini ilerletmeyi ve dijitalleşmeyi hızlandırmayı amaçlayan kurtarma fonunun 2020'den itibaren uzatılmasıdır. Bu fon 800 milyar Euro'dan fazla bir meblağı kapsıyor ve yarısı geri ödenmesi gerekmeyen hibelerden, yarısı da kredilerden oluşuyor. AB ilk kez böyle büyük ölçekte bu kurtarma fonu ile borçlanmıştı. Belli ki bazıları bunu tekrar yapmak istiyor. Sadece Draghi değil, örneğin yine bir İtalyan olan AB Ekonomik İşler Komiseri Paolo Gentiloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. İspanya, Portekiz ve Yunanistan da bu fikri destekliyor. Dolayısıyla Alman hükümeti üzerindeki baskı artacaktır. Ancak yeni bir ortak borcu kabul etmesi olası değil. Alman iç siyaseti de bunu mümkün kılmıyor. Alman Maliye bakanı Lindner aynı saatlerde "AB'nin ortak borçlanması yapısal sorunları çözmeyecektir" dedi. "Daha fazla ulusal borç faize mal olur, ancak daha fazla büyüme yaratması gerekmez." Lindner'e göre, AB üyeleri kendi ulusal mali durumlarından kendileri sorumludur. "Risklerin ve sorumlulukların ortaklaştırılması demokratik ve mali sorunlar yaratır". Almanya bunu kabul etmeyecektir.

Ancak birçok ulusal hükümet Draghi'nin raporundaki bir başka ifadeyi paylaşıyor: sadece iklimi değil, aynı zamanda bir iş merkezi olarak AB'yi de kurtarmalıyız. Brüksel, çevre koruma konusunda çok mu ileri gidiyor ve ekonomiyi ihmal mi ediyor? Bu soru yıllardır tartışılıyor. İster küresel şirketler ister küçük şirketler olsun, herkes yeni çevre düzenlemelerinden şikayetçi. Draghi raporunda ekonomi ve iklim arasındaki gerilime değiniyor. Tavsiyesi şu: önce ekonomi. Draghi'nin çağrıda bulunduğu gibi AB'nin yüksek enerji fiyatları, aşırı bürokrasi ve yavaş dijital dönüşüme karşı harekete geçmesi AB ekonomisine yardımcı olacak öneriler. 800 milyar Euro/yıl ortak borçlanmanın Almanya tarafından kabulü bence mümkün değil...”

“Avrupa'nın düşüşünün nedeni Avrupa'nın kendi değerleridir”

Meksa Portföy’den Kadirhan Öztürk de Avrupa’daki çalışma ve sosyal şartlardan örneklerle raporu şu şekilde yorumladı:

“Mario Draghi Avrupa'nın 2.Mahmut'u gibi. 6 ayda bir çıkıp batıyoruz arkadaşlar haberiniz var mı diyor. Yeni bir rapor yayımlamış. Avrupa'nın neden geride kaldığını anlatıyor.  Geçen sene de böyle bir açıklama yapmıştı benim Almanya havalimanı tivitinden sonra, o zaman da paylaşmıştım hatırlayanlar vardır.

Tespitleri doğru olsa da en büyük mevzuyu hala görmek istemiyorlar.

Avrupa'nın düşüşünün nedeni Avrupa'nın kendi değerleridir. Sosyal demokrasi, çalışana 4 bin Euro çalışmayana 2 bin Euro vermek gibi. İnsanın en büyük düşmanı aşırı rahattır.

Yaşanmış hikaye, Alman bir çocuk vardı orta halli aileden geliyor, üniversiteyi bitirip Shaolin Kung Fu’su öğrenmeye Uzak Doğuya gidiyordu. Hobin olması iyi güzel ama her şeyin de bir bedeli var.  Öbür tarafta çırpınan Amerikalılar, günde bilmem kaç saat çalışan Çinliler var.

Tesla'da çocukluk arkadaşım çalışıyor, benim yayında olimpiyat madalyalı iş arkadaşı var diye bahsettiğim yeğen New York McKinsey'de çalışıyor. Hepsinin söylediği "abi cumartesi sabahı bilgisayarı açıyorum bakıyorum tüm ekip online"

Çok sevdiğiniz sosyal medya uygulamalarında beğenme tuşunu nereye koysak daha fazla etkileşim alıyoruz, son dinlenilen şarkıya göre hangi tür şarkıları önermeliyiz diye kafa yoran adamlar milyon dolarlar kazanıyor. 3-4 bin Euro verip elin tembeline baktıran bir sistemde Avrupa'nın tech kelimesini ağzına alması hata.

Avrupa'ya 8-9 arkadaşım göç etti son 10 yılda. Hepsi TR'de çalıştıklarının beşte biri ile star oldular Avrupa'nın en bilinen şirketlerinde.

Ya hayat çok çalışmaktan ibaret değil, ama birileri çok çalışıyorsa siz orta karar bile kalamıyorsunuz. Yok oluyorsunuz. Bu kadar basit. Avrupa'nın mevcut hayat standartlarını, politik ve siyasi gücünü, ekonomisini koruma imkânı yok. 1492'de başlayan Avrupa devri tamamen bitti. Bundan sonrası çorap söküğü.”

 

 

Dünya