En sıcak yıl rekoru 2020’de kırıldı
Kopernik İklim Değişikliği Servisi verileri, 2020 yılında sıcaklığın en sıcak yıl olan 2016 yılı düzeyine yükseldiğini gösterdi.
Avrupa Birliği'nin Yeryüzü İzleme Programı olan Kopernik İklim Değişikliği Servisi, 2020 yılında sıcaklığın, en sıcak yıl rekorunu elinde tutan 2016 ile aynı düzeye ulaştığını açıkladı. Kopernik raporunda geçtiğimiz altı yılın kaydedilen en sıcak altı yıl olduğu açıklanırken, küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olan sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik ihtiyaç da vurgulandı.
Geçtiğimiz ay yayınlanan bir rapor, 2020 yılında dünya genelinde yaşanan aşırı hava olaylarının maliyetinin 150 milyar dolardan fazla olduğunu ortaya koydu. Bu aşırı hava olayları arasında, küresel ısınmadan etkilendiği bilinen sıcak hava dalgaları, orman yangınları ve seller yer alıyor.
Yüksek sıcaklıklar
Yıl boyunca aşırı sıcaklıkların süreklilik göstermesi sonucunda, Sibirya'da sıcaklık 38°C'ye ulaşmasıyla, Sibirya’da en sıcak gün ve Kuzey Kutup Dairesi'nin kuzeyinde şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık oldu. ABD’nin Kaliforniya eyaletinde, yeryüzünde şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık 54,4°C ile kaydedildi.
Yangınlar
İklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklıkların, Avustralya’da milyonlarca hayvanın ölümüyle sonuçlanan, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde 1,6 milyon hektarı tahrip eden ve Güney Amerika’da gerçekleşen yangınlara önemli katkı sunduğu düşünülüyor.
Aşırı yağış ve seller
Bilim insanları gezegenin ısınmasıyla muson yağmurlarının artış göstereceğini öngörüyor. 2020 yılında seller, sebep olduğu can kayıplarının yanı sıra Çin’de 32 milyar dolar, Pakistan’da 1,5 milyar dolar, Hindistan’da 10 milyar dolar tutarında hasar verdi.
İklim değişikliğiyle mücadele artıyor
Dünyanın en büyük emisyon kaynağı olan Çin, ülkenin 2060 yılı öncesinde karbon nötr hale geleceğini açıkladı. AB ise, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyesindekine kıyasla yüzde 55 azaltacağına dair hedefini kamuoyuna duyurdu. ABD'nin yeni başkanı olarak seçilen Joe Biden, göreve geldiğinde Paris Anlaşması'na yeniden taraf olmaya ve iddialı bir iklim planını yürürlüğe koymayı taahhüt etti.
