Çin her şeyin alternatifi olabilir mi?

Çin son iki parti kongresinde geniş anlamda işbirlikleriyle dışa açılma kararı aldı. Çin’in önemli ama batıda pek de bilinmeyen bir bölgesinde katıldığımız yeni medya odaklı seminer çerçevesinde, bu ülkenin yeni yaklaşımının izlerini aradık. Özgüvenli şekilde muhatap ülkelere “batıya alternatifiz” mesajı veren ülkeye ekonomik olarak bir giriş aranıyorsa, gençler ve çocuklara odaklanmak bir kapı açabilir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Çin her şeyin alternatifi olabilir mi?

MARUF BUZCUGİL

MEHMET KAYA- JİNHUA

Çin’in ekonomi, siyaset ve kültürde Dünya üzerindeki konumu değişeli uzun zaman oldu. 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren Çin, Dünya değer zinciri içinde ucuz, büyük hacimli ve iyi üretimiyle küresel ekonominin bir parçası haline geldi. Bu dönemde, küresel şirketler yüksek teknolojili ürünlerini de Çin’de ürettirdi. Günümüzde ise manzara farklı. Kendi marka ve teknolojileriyle küresel pazara çıkıyorlar. Elbette kurallı ve kuralsız engel ve yarışlarla karşılaşıyor. Çin’in de kendi iç pazarını kuvvetle savunduğu da bir gerçek!

Peki yeni olan nedir? Görünen o ki Çin dünyaya “tek alternatif yok” mesajını en geniş anlamda vermeye çalışıyor. Biraz daha açık, biraz daha serbest ama yine de kontrollü bir açıklık söz konusu. Aslında, 1.4 milyar nüfus ve büyük coğrafya ,düşünüldüğünde kontrollü ve temkinli yaklaşım makul görünüyor. Ancak genel olarak bakıldığında yeni dünyanın kültürden ekonomiye, medyadan spora tüm alanlarında dünya ile daha fazla ama kendi dinamikleriyle entegre olmak istediği bir gündemi var. Bu entegrasyonda, erişebildiği her ülkede kamu diplomasisi aracılığıyla da bildiklerini paylaşma eğilimi gösteriyor. Çin’de Jinghua’da katıldığımız Ticaret Bakanlığı koordinasyonundaki medya seminerinde bölgesel gözlem fırsatı bulduk. 

Çin çok büyük bir ülke ve her bölgenin sosyal-ekonomik, geniş anlamda kültürel farklılıkları var. İlk bilgi olarak, dünyada bütün her yerde sanayi ürünü üreten bir Çin algısı var. Durum değişmiş durumda. Ülkede her bölge kendi dinamikleriyle büyüme arayışında. CGTN ekranlarında her bir şehrin ayrı ayrı tanıtıldığı bir iletişim süreci de başlamış. Elbette bölgesel bir gözlem geneli tam yansıtmaz. Diğer yandan, adını az sayıda kişinin duyduğunu tahmin ettiğimiz Jinhua ve Hangzhou’nun bulunduğu ekonomik havza önemli bir ekonomik-sosyalkültürel bölge. Hangzhou Alibaba’nın doğum yeri. Dünyanın en büyüklerinden biri olan, “Çin Holywood”u da denilen film stüdyoları ve tema park Hengdian World Studios bu eyalette. Dünyanın en büyük ihracat malları ticaret merkezlerinden Yiwu’da bu bölgede. Yiwu, yarı iletken/ çip teknolojisi ve optik teknolojilerine yönelik araştırma ve üretim merkezine de ev sahipliği yapıyor.

Zheijang eyaleti, Çin ve Dünyanın en büyük finansekonomi merkezlerinden Shanghai’nin hinterlandında bir bölge. Bu ekonomik “havza” Shanghai merkezli olarak Çin GSYH’sinin yüzde 21.7’sini oluşturuyor, coğrafi olarak küçük olsa da nüfusun yüzde 11’i, kamu gelirlerinin yüzde 24,5’i, dış ticaret hacminin –elbette Shanghai etkisi- yüzde 47,2’sini gerçekleştiriyor. Zheijang bölgesi (eyaleti) içindeki Jinhua; Jiangsu, Zheijang, Anhui bölgesel yönetimlerini de kapsayan, Yangtze Nehri Ekonomik Bölgesi içinde, üst idari merkez olarak da Şangay belediyesine bağlı 26 şehirden biri.

SAYISALLAŞMA, ŞEHİRLEŞME, MOBİLİTE…

Bölgesel gözlemdeki en dikkat çekici unsurlardan biri sayısallaşmanın günlük yaşama yoğun biçimde girmiş olması. Yüz tanıma üniversite kapısından uçağa, müze girişinden banka işlemlerine kadar hemen her yerde kullanılıyor. Belge ve biyometrik verinin çapraz denetimi başlamış. Sosyolojik çalışmalarda çapraz denetimle yürütülen gözetim endişeyle karşılanır. Ancak işe yaradığı kesin. Mali tarafta başta cep telefonları olmak üzere mobil ödeme elbette tüm dünyada var ama Çin’de gördüğümüz şehirlerin tamamında temel ödeme sistemi haline gelmiş. Elektronik ödeme sistemlerinin mali yönetimin etkinliğini çok artırdığı gerçeği altında Çin’in 1.4 milyar nüfus ve dünyanın ikinci büyük ekonomik hacmini yönetme kapasitesinin oldukça ilerlediği söylenebilir.

İnternet ve bilgisayar-cep telefonu yazılımları-işletim sistemleri iç pazardaki kısıtlara göre üretiliyor. Çok sayıda batı kaynaklı internet hizmeti sunan şirket Çin’de çalışmıyor. Batı ülkelerinde Çin yazılım ve donanımına çıkarılan engeller varken bu kabul edilebilir bir durum ama bilgiye erişim anlamında tartışılabilir. Diğer yandan herkesin bildiği gibi kısıtlanan her şeyin yerli muadili sunuluyor. Google yoksa Baidu var.

Yerleşim kontrolü şehirlerin iyi planlanmasına imkan sağlamış. Bu da mobiliteyi kolaylaştırıyor. Büyük altyapı çalışmaları da gözleniyor. Örneğin 7,5 milyon nüfuslu Jinhua da ağır bir trafik sorunu göze çarpmıyor, şehir bakımlı ve temiz. Dağlara yakın ama deltada düz bir alanda yerleşik şehirde toplu taşıma yanında otomobil ve mopedlerle kişisel ulaşım yoğun. Herkes otomobil alamayabilir ama ucuz bir cep telefonu fiyatına, 2 bin Yuan’a (yaklaşık 9.2 bin TL) 30 km. menzilli moped almak mümkün ve bireysel ulaşım sorununu çözüyor.

ÇİN KÜLTÜRÜNÜ KORUMAK

Seminer yeni medyaya odaklı olduğu için kültür tartışmaları ana unsurlardan biri oldu. Çin’in kültür ve sosyalizm anlayışını koruyarak dışa açılması uzun zamandır gündemde ve gelecek için hala önem taşıyor. Resmi söylem, Çin’in tarihten gelen karakterini her düzeyde koruyarak geleceğe entegre etmek.

Bunun nasıl yapılacağına ilişkin eğitim, aile ve devletin kültür politikaları sayılan unsurlar. Devlet dizilerden müze yatırımlarına kadar geniş bir alanda Çin kültürü içerikleri üretiyor, programlar yürütüyor. Seminer kapsamında ziyaret edilen dev ekran ve animasyonlarla şiirlerin sunulduğu büyük bir kültür merkezi içinde bulunan Çin Edebiyat ve Şiir Müzesi bu örneklerden biri. Müzede yapay zeka ile tarihteki Çin filozof ve şairlerinden seçtiğiniz birinin yüzü ile sizin yüzünüzü birleştiren bir fotoğraf kabini de var. Çin’in en kapsamlı Çin Seramiği Müzesi, Jinhua yakınlarında Göbeklitepe’ye yakın zamana tarihlenmiş, insanlığın avcı-toplayıcılıktan yerleşik hayata geçişinin şimdiye kadar bulunmuş en eski örneklerinden birinin yer aldığı arkeolojik alan-müzesi tüm dünyaya tanıtılmaya çalışılıyor. Sokakta ise manzara biraz farklı. AVM’de rastladığımız küçük çocuklara yönelik “break dance” yarışmasına katılım yoğundu. Yetişkinler ile gençlerin dış görünüşlerinde keskin bir ayrım göze çarpıyor.

Batılı fastfood ve kahve zincirleri (bu zincirler her nasılsa girmeyi başarmışlar) çocuk ve gençlere özel promosyon içinde. 120 yıllık içecek-fastfood grubu için 10 yıl beklenebilir bir süre. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi bugünün çocukları büyüyecek ve ana kitleyi oluşturacaklar. Batılı popüler kültür yıkıcı. Yemek alışkanlıklarından müziğe, giyime, hatta insanların yolda yürüyüş şeklini paket halinde sunuyor! En azından bizim gördüğümüz bölgede, AVM, kafeler, fast-food zincirlerine çocuk ve gençlerin ilgisi yoğundu. Üstelik bu zincirlerin ürünleri görece pahalı satılıyor. Kahve fiyatı, ortalama ama doyurucu bir restoran yemeğinden daha pahalı.

GELECEĞE YATIRIM, ÇOCUKLARA HAMBURGER SATARAK DA YAPILABİLİR!

Çin sokakları ve elbette gençleri değişiyor. Özellikle son tüketiciyi hedefleyen bir işletme için gıdadan eğlenceye kadar geniş bir alanda şimdiden pazara girildiğinde –elbette girilebilirseve hedef kitle olarak çocuklargençlere yatırım iyi bir strateji olabilir. Yetişkin kitlede hem davranış, hem de tüketim alışkanlıklarını kırmak zor görünüyor.

Şehir dükkanlarında görülmeyen dünyaya yayılan Çin ürünleri nerede?

● Zheijang bölgesi çay, ipek ve Çin porseleninin merkezi. Göbekli Tepe’de bulunan ve 12 bin yıl önceye kadar gittiği tahmin edilen ilk tarım ve kültüre yakın tarihte Jinhua’da da insanlığın avcı-toplayıcılıktan nehir kenarlarına yerleşip kültür oluşturduğu, pirinç ekip çömlek yaptığı bulunmuş. Buluntular ve kazı alanı ziyarete açık. Tarihten gelen porselen üretimi halen korunuyor. Komşu eyalet Jiangxi’nin şehri Jingdezhen’de Çin’in ve Dünyanın en etkileyici Çin porseleni-seramiği müzesi bulunuyor. Müze ise dev bir toptancı sitesinin içinde. Binlerce satıcı bu site içinde toptan ve perakende üstelik oldukça incelikli ürünleri, dünyadaki benzerlerinden çok daha ucuza satışa sunuyor.

Üretimden tasarıma, kültürden toptan ve perakende ticaretine kadar porselen “kümelenmesi” burada gerçekleştirilmiş. Gitme olanağı bulamadığımız 1,5 milyonluk “ilçe” Yiwu’da ise toptan ve perakende satış yapan bir ticaret merkezi bulunuyor. 4 bölgede, 4 alanda, 41 sektör, 1901 kategoride, 400 bin çeşit ürün, 500 binden fazla işletme tarafından satılıyor. Şehir merkezlerinde görülmeyen mal bolluğu, bu kez dünyaya satılmak üzere kurulmuş kümelerde ve ticaret merkezlerinde bulunuyor. Yeter ki ihracata yönelik olsun!

Çin’in güneyinden görünen: İç tüketim sınırlanmak isteniyor

● Shanghai dahil, Jinhua, Hangzhou, Jingdezhen gibi şehirlerde dikkat çeken unsurlardan biri, kafalardaki imajın aksine şehir merkezlerinde “çılgın ve ucuz bir mal bolluğu” olmaması. Hatta şehirler düşük yoğunluklu bile sayılabilir. En azından bu bölge için geçerli bir gözlem. Ayrıca ürünler göreli olarak hiç de ucuz değil. Çin’in tamamında yaklaşık 400 milyon kişi orta sınıfı oluşturuyor. Bu kişilerin bir kısmı küresel ölçekte zengin. Hedef orta sınıfı 800 milyona çıkarmak. Bugünlerin manzarası ise başta bu 400 milyon kişilik orta sınıf olmak üzere zengin olmayan kitlenin tüketiminin sınırlı tutulması isteniyor. Çünkü bu kesim yüksek taleple tüketime katılırsa ihracat odaklı yapı tamamen bozulabilir. Elbette bu bir varsayım ama ihracata gidecek malların iç pazara sunulması –ki iç pazara satış ihracattan çok daha kolayistenmediği izlenimi doğdu. -Lüks satmak bir fırsat olabilir Zenginler her zaman alternatif üretebilir. Kısıtları aşmak için paraları vardır. Genel malların aksine küresel ve yerel lüks mallara şehirlerde erişim oldukça kolay. Hemen hemen tüm küresel markaların temsilci ya da kendi doğrudan mağazaları şehirde bulunuyor.

Görece varlıklıların yaşadığı semtlerde benzin yakıtlı lüks Avrupa otomobil markaları Çin markalarından daha fazla. Şehir merkezi dükkanlarda batılı beyaz eşya ve mobilya markalarının görece zenginler tarafından tercih edildiği de gözleniyor. Tarihi çay üretim merkezi Jinhua’da gurme çay butiklerinde, özel tasarım porselen ambalajda kg fiyatı 4 bin Yuan’a (Yaklaşık 18.4 bin TL) çay bulunduğu da gözlendi. Özetle, Çin’e lüks mal satmak için şimdilik bir fırsat penceresi bulunuyor. Çin iç pazarına yönelik olarak bir başka unsur, her bir bölgeye farklı strateji oluşturulması ve belirli bir oranda yerel yöneticilerin inisiyatif alabilmesi. Çin’in tamamı için değil ancak Çin’in izin verdiği ölçüde bölge bölge pazara giriş fırsatı aranabilir.

■ Kamu diplomasisi ve BRI ülkeleri: Nihai hedef?

Çin ülkelerle geniş kapsamlı etkileşimini artırmak amacıyla çeşitli kesimlerden çok sayıda kişiyi, farklı seminer ve programlara çağırıyor. 2024 için gazetecilerin dahil olabileceği programların listesine bakıldığında ağırlığın Belt and Road Initiative-Kuşak ve Yol (BRI) Girişimi ülkelerine verildiği görülüyor. Pekin Capital havalimanı pasaport kontrolünde BRI ülkeleri için ayrı bir kontuar açılmış. Bizim AB ülkeleri pasaport kontrolünde gördüğümüz manzaraya benziyor! Çin’in BRI işbirliğini gelecekte ne olarak görmek istediğine dair bir işaret sayılabilir mi? Belki biraz abartılı olur ama not etmeye değer.

■ Kamu diplomasisi ve BRI ülkeleri: Çin daha da açılıyorum, paylaşmaya hazırım diyor ama…

Katıldığımız “yeni medyaya” (We Media) odaklanan seminerin katılımcıları BRI ülkeleri olsa da Afrika’nın uzak ülkelerinden, hatta Güney Amerika’dan bile gazeteciler, iletişimle ilgili devlet birimlerinden katılımcılar yer alıyordu. Elbette kültür, siyaset ve ekonomi sınırlı da olsa yer aldı.

Programın akış ve tasarımı iki unsuru akla getiriyor. Çin yeni medya için kendine uygun bir teori ve pratik geliştirmiş. Teorik yaklaşımları batı iletişimsosyolojisine benzerlikler içeriyor. Daha çok ampirik yaklaşım öne çıkıyor. Elbette yeni medyanın etkilerine yönelik yıkıcı-bozucu yönlerine ilişkin tespitler de sunuldu. Ancak öne çıkan, yeni medya ve yeni medya teknolojilerinin sağlayacağı olumlu katkıların altı çizildi, bu araçların kullanılabilirliği anlatıldı. Elbette katılımcıları etkilemek, onlar aracılığıyla ülkeler arası işbirliği sağlamaya çalışmak hedefi bilinen bir çaba, bu tür programların ana hedefi . Bu bağlamda semineri dengeli ve samimi olarak nitelemek mümkün. Çin Komünist Partisi’nin propagandasının kaba mesajlardan incelikli hale gelişi dahi samimiyetle anlatıldı.

Çin’in 1978’de başlattığı “açıklık” politikası, Çin sosyalizminin ruhu korunarak pazar ekonomisinin uygulanması, Çin Karakterli Gelişme, son iki parti kongresi kararlarında daha da ileri taşındı. Sonuçta, Dünyaya “işbirliğine hazırız” mesajı güçlü biçimde veriliyor. Batı ama özellikle ABD’ye karşı “Biz de bir alternatifiz” deniliyor.

■ Olimpiyatların yeşil forması Çin’de

Seminer dönemi 2024 Paris Olimpiyatları öncesine denk geldi. Çin medyası yoğun olimpiyat haberleri yapıyordu. Dikkat çekici unsurlardan biri uzun zamandır sporcularıyla Olimpiyatlarda öne çıkan Çin’in bu kez kendi teknolojisini 2024 Paris olimpiyatlarında yarışa sokması oldu. Çin televizyonları olimpiyat öncesi sporcular kadar, Çinli şirketlerin Olimpiyatların yayınında kullanılacak yazılım ve donanımı, verilecek Cloud hizmetini haber yaptı. Elbette yeşil dönüşüm de gündemdeydi. Çin takımının formalarının geri kazanılmış ürünlerden üretildiği sıklıkla haberlere konu oldu. Yine bu olimpiyatlarda kullanılan geri kazanılmış ürünlerden üretilen yeşil atletizm pistini de bir Çin şirketi üretmiş.

 

 

Dünya