Avrupalı uzmanlar: AB'nin Türkiye'yle işbirliği Suriye'nin istikrarı için önemli
Viyana merkezli jeopolitik strateji uzmanı Velina Tchakarova ve Floransa merkezli Avrupa Üniversitesi Enstitüsü Orta Doğu Uzmanı Donato Di Bartolomeo Avrupa Birliği'nin (AB) Suriye'deki gelişmeler ışığında aktif bir siyaset izlemesi ve hem Orta Doğu hem Avrupa'yı etkileyebilecek riskleri bertaraf etmek için Türkiye ile işbirliğini güçlendirmesi gerektiğini bildirdi.
Viyana merkezli jeopolitik strateji uzmanı Velina Tchakarova, AA muhabirine Suriye'deki gelişmeler ve AB'nin yaklaşımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"Leyen ile Erdoğan'ın görüşmesi Orta Doğu'nun jeopolitik manzarasında kritik bir dönüm noktasını vurguladı"
Tchakarova, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Suriye'deki gelişmeleri ele almak için yaptıkları telefon görüşmesine değinerek, "Bu görüşme, Orta Doğu'nun jeopolitik manzarasında kritik bir dönüm noktasını vurguladı." ifadesini kullandı.
Her iki liderin de Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve azınlıkların korunmasının önemi konusunda ortak anlayışa sahip olduğunu belirten Tchakarova, AB'nin gelişen krize yanıtının iletişim ve angajmanın ötesine geçerek, sahadaki söylemi aktif olarak şekillendirmesi gerektiğini savundu.
Tchakarova, AB'nin Baas rejiminin çöküşü sonrasındaki yeni dönemde istikrarın ve ülkenin bütünlüğünün sağlanması için Türkiye ile etkileşime girmesi gerektiğini vurguladı.
Aksi haldeki senaryoların hem AB hem Türkiye için risk teşkil ettiğine değinen Tchakarova, Suriyelilerin ana vatanlarına dönmesi için gerekli koşulları teşvik edecek devlet kurumlarının istikrara kavuşturulmasının önemine işaret etti.
Tchakarova, bölgedeki güç dengelerinin hızla değiştiğini belirterek, "İsrail'in Suriye'deki saldırgan askeri eylemleri, 250'den fazla hedefin imhası da dahil olmak üzere, özellikle Golan Tepeleri üzerindeki olası toprak anlaşmazlıkları jeopolitik oyundaki yüksek riskleri daha da gözler önüne seriyor." değerlendirmesini yaptı.
"AB bir kez daha pasif bir gözlemci konumuna düşme riskiyle karşı karşıya" tespitinde bulunan Tchakarova, şunları kaydetti:
"Bu kritik konuda somut bir jeopolitik duruş sergilemeyi başaramıyor. Von der Leyen ve Erdoğan önümüzdeki hafta bir araya gelirken, AB'nin ideolojik söylemin ötesine geçip, paylaşılan hedeflerle uyumlu eyleme dönüştürülebilir sonuçlara odaklanması esastır. Bu, Türkiye ile AB arasındaki ortak zemini kullanarak bölgeyi istikrara kavuşturmak ve hem Avrupa hem de Orta Doğu için çok kapsamlı sonuçları olabilecek istikrarsızlığı önlemek için bir fırsattır."
"Suriye'nin geleceği Suriyelilerin elinde olmalı"
Floransa merkezli Avrupa Üniversitesi Enstitüsü Orta Doğu Uzmanı Donato Di Bartolomeo da "Esed rejimi tarafından ezilen birçok Suriyeli Heyet Tahrir Şam'da umut görüyor. Lideri (Ahmed eş-Şera) Ebu Muhammed El-Culani'nin son yıllarda İdlib'deki yönetimi, tüm Suriye için olası bir gelecek senaryosunun örneği olarak alınmalı." ifadelerini kullandı.
Sorunsuz bir geçiş hükümeti umduğunu belirten Di Bartolomeo, "Suriye'nin geleceği Suriyelilerin elinde olmalı. Sivillere yönelik baskı, şiddet ve can kaybı içermeyen sorunsuz bir geçiş umuyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Di Bartolomeo, von der Leyen'in ziyaretinin gösterdiği üzere AB gözünde Türkiye'nin bu bağlamdaki öneminin şüphe götürmez bir gerçek olduğunu kaydetti.
