ABD'deki seçim sonucu Türkiye'yi nasıl etkiler?
ABD'de seçime günler kala adaylar anketlerde başa baş ilerlerken, Harris veya Trump'ın başkan seçilmesi halinde ‘Türkiye için nelerin değişebileceği’ yanıt bekleyen soruların başında geliyor. Washington’da 1946'da kurulan, kar amacı gütmeyen bir düşünce kuruluşu ve kültür merkezi olarak faaliyet gösteren Middle East Institute’ta yer alan analizde Harris ve Trump'ın Türkiye’ye karşı olası yaklaşımları değerlendiriliyor.
ABD’de 5 Kasım'daki başkanlık seçimleri için geri sayım devam ederken, adayların ekonomiden göçmen politikasına, ticaret politikalarından dış politikaya kadar geniş çerçevede karşılaştırıldığı yorum ve analizlere de her gün yenileri ekleniyor.
Demokrat aday Kamala Harris, yeşil enerji ve uluslararası işbirliğiyle daha sürdürülebilir bir küresel büyüme hedeflerken, Trump, korumacı ticaret ve fosil yakıt odaklı bir stratejiyle ABD ekonomisini yurt içi üretime dayalı olarak güçlendirmeyi amaçlıyor. Adayların ekonomi ve ticarete dair politikaları birbirinden ayrışsa da Ortadoğu’daki duruma yaklaşımları önemli farklılıklar göstermiyor.
Seçime günler kala adaylar anketlerde başa baş ilerlerken, Harris veya Trump'ın başkan seçilmesi halinde Türkiye için nelerin değişeceği sorusu da bizler açısından yanıt bekleyen soruların başında geliyor. Washington'da iktidara kim gelirse gelsin Türkiye ile ilişkilerdeki mevcut çerçevenin pek de dışına çıkılması beklenmiyor.
Trump / Daha şahin İran politikası Türkiye açısından olumsuz
ABD eski başkanı ve Cumhuritçi başkan adayı Donald Trump ile ilgili bölümde ise, Ankara’nın Harris'in zaferinden ziyade Trump'ın ikinci dönemini tercih edeceğinin açık olduğu ileri sürülürken, Trump başkanlığı altında da bazı gerginliklerin yaşanmasının muhtemel olduğu ifade ediliyor. Analizde Cumhuriyetçi aday ile ilgili bölümde de Trump'ın insan hakları sorunlarını gündeme getirmesinin pek olası olmadığı yorumu yapılıyor. seçilirse, Trump’ın muhtemelen Washington ve Bağdat arasındaki son anlaşmaya uygun olarak 2025'in sonuna kadar ABD güçlerini Irak'tan çekmeyi başaracağına ve bunun Türkiye için doğrudan sonuçları olacağına işaret edilen yazıda, bu durumun hem Irak'ı hem de Suriye'yi etkileyen bir güvenlik boşluğu yaratacağı, Türkiye'nin Irak Kalkınma Koridoru projesini olumsuz etkileyeceği iddia ediliyor.
Trump'ın daha şahin İran politikasının, Türkiye ve İran arasındaki ticaret ve enerji ilişkileri göz önüne alındığında Türkiye ile bağları zorlayabileceğinin değerlendirildiği yazıda,“Trump'ın İsrail yanlısı politikası ve Erdoğan'ın Hamas’a yaklaşımı iki ülke arasındaki bir diğer sorun olacak” ifadesine de yer veriliyor. Trump’ın Ukrayna'ya silah ve yardım sağlamayı bırakması halinde bunun savaşın sona ermesini sağlayabileceği, bu durumun ise Türkiyle’nin Rusya ile ilişkileri üzerinde önemli etkilerinin olabileceğine işaret edilen analizde ayrıca Trump’ın, önceki başkanlık döneminde Türk ekonomisine zarar veren adımlar attığı da hatırlatılıyor.
Harris / Bazı yapısal ve stratejik zorluklar nedeniyle sorunlar yaşanabilir
Washington’da 1946'da kurulan, kar amacı gütmeyen bir düşünce kuruluşu ve kültür merkezi olarak faaliyet gösteren Middle East Institute’ta yer alan analizde Harris ve Trump’ın Türkiye’ye karşı olası yaklaşımları değerlendiriliyor. Harris'in insan hakları sorunlarını belirgin bir şekilde gündeme getirmesinin pek olası olmadığına dikkat çekilen yazıda, yine de ikili ilişkilerdeki bazı yapısal ve stratejik zorluklar nedeniyle ABD-Türkiye ilişkilerinde gerginliklerle karşılaşılmasının muhtemel olabileceği belirtiliyor.
Harris yönetiminin, Washington ve Bağdat arasındaki son anlaşmaya uygun olarak 2025 yılı sonuna kadar ABD güçlerini Irak'tan çekme konusunda atabileceği bir adımın, Türkiye için doğrudan sonuçlara yol açabileceği, bunun hem Irak'ı hem de Suriye'yi etkileyen bir güvenlik boşluğu yaratabileceğine de değinilen yazıda, bu durumun Irak Kalkınma Koridoru projesine zarar verebileceği ve İran'a fayda sağlayabileceği de değerlendiriliyor.
Erdoğan’ın, BM Genel Kurulu için New York'a yaptığı son ziyarette ABD Başkan Yardımcısı Harris ile bir görüşme gerçekleştiremediğine dikkat çekilen analizde, Harris'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Philip Gordon’ın, Gazze'deki savaşı ve diğer bölgesel sorunları görüşmek üzere mart ayında Washington'a yaptığı ziyaret sırasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldiği hatırlatılıyor.