Bir sanayici neden ailesi için kitap yazar?

Hataylı sanayici Mehmet Kılıçlar, öncelikle çocukları ve ailesi, sonra da onu tanımak isteyenlerin okuması için hayat hikayesini yazdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bir sanayici neden ailesi için kitap yazar?

Eray ŞEN

Kitap yazmanın amacı, her zaman toplumun geniş kesimlerine ulaşmak olmayabilir, bazen daha sınırlı bir okuyucu kitlesi de hedeflenebilir, mesela yazarın ailesi gibi.

Hataylı sanayici Mehmet Kılıçlar da bunu yaptı; öncelikle çocukları ve ailesi, sonra da onu tanımak isteyenlerin okuması için hayat hikayesini yazdı. Bu süreçte ‘adil’ olmayı çok önemsemesi, sonradan bazı okurların ‘her şeyi bu kadar açık açık anlatmana ne gerek vardı’ şeklindeki eleştirisine neden olsa da Mehmet Kılıçlar yaptığı işten memnun.

Kılıçlar ile ‘satmıyorum, okumak isteyene hediye ediyorum’ dediği ‘Damdan Düşeni Anlayan Adam’ adlı kitabı hakkında konuştuk. Kitap hakkındaki ayrıntılara geçmeden önce; Mehmet Kılıçlar’ın, babasının işçi olarak gittiği Avusturya’da mühendislik eğitim alan, memleketine dönüp çelik boru sektörünün dev şirketlerinden Hatboru’yu kurarak ihracat rekorlarına imza atan başarılı bir iş insanı olduğunu belirtelim. Kılıçlar, kitap yazma fikrinin ortaya çıkışını şöyle anlattı:

“Biz bir kardeşim, bir de otuz yıldır beraber olduğumuz ortağımızla birlikte üç ortağız, toplam yedi çocuğumuz var. 2019 yılında işletmenin geleceğiyle ilgili aile anayasası hazırladık ki aile kavgaları olmasın. Aile anayasasında gelecekle ilgili kurallar var ama geçmişimizle ilgili hiçbir şey yok. Çocuklar geçmişimizi bilmeli diye düşündüm. Babamız ne yaptı, buralara nasıl geldi bilsinler dedim, bu düşünceyle kitabı yazmaya karar verdim. Önce çocuklarımız için yazmayı düşündüm, sonra bunları çevremle, toplumla da paylaşmak istedim. Böylece düşüncelerim kitaba dönüştü.”

Mehmet Kılıçlar’ın 2019 yılında yazmaya başladığı kitabı tamamlaması yaklaşık iki buçuk yıl sürmüş ve haziranda okuyucu ile buluşmuş. Aldığı ilk tepkiler hakkında şöyle konuştu:
“Bu kadar olumlu tepki alacağımı, rağbet göreceğimi beklemiyordum. Çocuklarım okudu, ‘baba ben bu kitapta yazılanların yüzde 80’ini bilmiyordum’ dedi. Kitapta doğumumdan bugüne kadar gelişimizi anlattım, ailemize de topluma da geleceğe dönük bir ışık tutmaya çalıştım. Sözlü anlatımlarda hatalar olabiliyor, kimisi abartıyor, kimisi eksik anlatıyor, kimisi unutuyor. Yazılı anlatım daha önemli, yazdığınız an kayda geçiyor.

“Sansürsüz yazdım”

Deneyimli sanayicinin, ‘adil olma’ kaygısının yanında biraz da ‘mühendis kafasının’ etkisiyle ‘her şey yerli yerine otursun’ hassasiyetiyle şekillenen bakış açısı kitaba da yansımış:

“Kitapta her şeyi açık yazdım, mesela geçmişimizle ilgili, burada yaşadığımız sorunlarla ilgili, işletmemizle ilgili, aile kavgalarımızla ilgili, ortaklıkların kavgalarıyla ilgili, hepsini açık ve net yazdım. ‘Aileyle ilgili bu kadar derine inmeseydin’ diyenler oldu. Olmaz dedim, o zaman eksik kalır. Bu da işin ruhuna terstir. Belki mühendis kafalı olduğum için bir şeyi tam yapmak isterim. Onun için her şeyi objektif yazdım. Hiçbir şekilde pişman değilim, bilakis iyi ki yazmışım. Sansürsüz yazdım, çocuklarım doğruyu bilsin istedim. Hatta unuttum dediğimi konular oldu, bunları ikinci, üçüncü baskılarda kitaba ekleyeceğim, şimdiden notlar almaya başladım.”

“Kitap yazmak zormuş”

Mehmet Kılıçlar, kitap yazma deneyiminde teknik açıdan yaşadığı tecrübe hakkında ile şu düşünceleri paylaştı:

“Kitap okumayı seven birisiyim, zaman buldukça notlar alıyorum ve yazmayı devam ettirmek istiyorum ama samimiyetimle söyleyeyim, kitap yazmak zormuş, hem zaman alıyor, hem şeffaf olmanız, sansürsüz yazmanız lazım, buna herkes cesaret edemiyor. Hatay’da böyle bir iş yapan, kitap yazmaya başlayanı henüz duymadım ama bakarsın çıkar. Biz kabuğu kırdık. Kitap yazarak sadece çocuklarıma değil, bu şehre, bu ülkenin insanlarına, topluma da faydalı oldum. Böylece sosyal sorumluluk görevimi de yerine getirdim. Kitap yazmak mı, sanayicilik mi diye baktığımda ikisi de güzel ama şu var; kitap bir eserdir, ölmüyor, sanayi ise devam etmezse ölüyor.”

Dünya Kitap