Yaşar Kemal Sempozyumu için İzmir’de…

Türkçemizin büyük söz ustası ve söz büyücüsü diye tanınan, bütün dünyanın hayranlıkla okuduğu Yaşar Kemal’in anlatı dünyasındaki insan ve doğa ilişkisini odağına alan “Yaşar Kemal ile Binbir Çiçekli Bahçede” başlıklı sempozyum için İzmir’deydim.

Haber Merkezi |

Türkçemizin büyük söz ustası ve söz büyücüsü diye tanınan, bütün dünyanın hayranlıkla okuduğu Yaşar Kemal’in anlatı dünyasındaki insan ve doğa ilişkisini odağına alan “Yaşar Kemal ile Binbir Çiçekli Bahçede” başlıklı sempozyum için İzmir’deydim. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yaşar Kemal Vakfı tarafından organize edilen “Yaşar Kemal’in Anlatı Dünyasında Doğa, Çevre ve Ekolojik Gerçeklik” alt başlıklı sempozyum pek çok akademisyen, gazeteci, sanatçı, edebiyatçı ile usta yazarın dostlarını ağırladı.

Türk edebiyatına 26 roman, 11 deneme, 9 röportaj, 2 öykü ve şiir alanında bir eseri miras bırakan Yaşar Kemal benim için bir edebiyatçıdan çok daha öte… Tanıdığım, sohbet ettiğim için gurur duyduğum bir usta. 1980’lerde tanışmıştık. 1991’de halen yayın yönetmenliğini sürdürdüğüm Kitap dergisinin (yeni adı Nasıl Bir Ekonomi Kitap) ilk sayısının kapağına kucağında kedisi Blondie ile bir fotoğrafını basmıştım… Daha sonra çeşitli yayın organlarında da kullanılan bu resmi, ilk kez biz yayınlamıştık… Kapağa “Yaşar Kemal’in Gerçek Yaşamında Bir Gün” başlığını atmıştım. Onunla bir gün boyunca beraber olmuş, gezdiği yerlerde birlikte dolaşmıştım. Yeşilköy-Yeşilyurt arası 3.5 kilometrelik sahil yolunu gidip gelmiştik. Bana, yürüyerek düşündüğünü anlatmıştı… Kitaplarında doğayı okurken yaşadığım hazzın ipuçlarını da taşımıştı konuşmamız. Doğa ve insanlar, Yaşar Kemal’in yazınsal dünyasının vazgeçilmezleriydi.

“Gençliğimden bu yana roman yazmaya, hikâye yazmaya başladığımdan beri yürüyerek düşünüyorum. Onun için yürüyecek yer lâzım. Bu nedenle sabah yürüyüşleri için Abant’ı seçmiştim. Gölün kıyısında 7 kilometre yürüyordum. 25-30 yıla yakın kaldım orada, 9-10 roman yazdım” demişti.

Bir zamanlar Toros Yayınları’nda bütün kitaplarını yayına hazırlarken örneğin “Kale Kapısı” romanının ilk okuyucusu olmuştum.

"Yaşar Kemal Muhipleri Cemiyeti" kurulsa, ilk başvuranlardan birisi ben olurum herhalde. Bu duygum, arzum sürüyor. Gelelim sempozyuma, O’nun şu cümlelerini hiç unutmamıştım, belleğime kazınmıştı: “Çok arı, böcek, kurbağa, yılan, kaplumbağa, bukalemun gördüm. Bu hayvanların her biri doğayı kendine özgü biçimde yaşıyordu. Bu açıdan insanlar da bu hayvanlardan farklı değil... Görünüşte aynı büyüklükte, aynı renkte her böceğin, her yaprağın, her çiçeğin, her kelebeğin bir kişiliği vardı. Bir uğur böceğini alıyor –romanlarımda çok vardır– günlerce bakıyor ve onu öteki böceklerden ayıran şeyi bulmaya çalışıyor ve sonunda buluyordum. Her çiçeğin, her yaratığın bir özelliği vardı. Bu buluşu yazarlık mesleğimde hep korumak istedim.”

Ayşe Semiha Baban Gökçeli

Yaşar Kemal’in eşi ve Yaşar Kemal Vakfı Başkanı Ayşe Semiha Baban Gökçeli toplantıyı açarken “Yaşar Kemal, doğa tutkusu müthiş biri. Bu bir anma değil. Çevre bilincine, insanın doğaya, insanın insana ilişkisindeki hayata önemine Yaşar Kemal edebiyatı üzerinden dikkat çeken bir çağrı toplantısı. Yaşar Kemal’in bizlerle doğa/çevre gerçeğine bakışını paylaşırken, bugün dünyamızın en yakıcı sorunu olan çevre sorunu için yeni bakışlara ihtiyacımızı da hatırlatan bir çağrı” dedi. Gökçeli, Yaşar Kemal’in şu sözlerini aktardı:

“Benim de başlıca derdim doğadır. Kendimi bileli benim dostum doğadır. Dünyamız tükeniyor. Birçok hayvanın, birçok ağacın, birçok böceğin, birçok kuşun soyu tükendi. Bundan sonra da insanların soyu diyecektim, dilim varmadı. İnsanoğlu bu kötü durumu sürdürmeyecek, doğayla barışacaktır. Beni okuyanlar karamsar olamasınlar. İyi ki dünyaya geldik, yaşadık, ışığı gördük. Ya gelmeseydik ya bu güzellikleri görmeseydik…”

Tunç Soyer

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, usta yazarın Anadolu kültürünün ete kemiğe bürünmüş hali olduğunu söyledi. Soyer, “Yaşar Kemal benim için kainattaki en büyük bilgelerden biri. Olağanüstü bir yetenek. İçinde yaşadığımız küresel krizlerle başa çıkmanın en güçlü araçlarından biri kültür. Yaşar Kemal de kültüre çok odaklanmış. Kültürü sadece sanatla, edebiyatla sınırlandırmamış. Biz de Yaşar Kemal’den ilham alarak ‘döngüsel kültür’ dedik. Dört başlık üzerine oturttuk: Doğayla Uyum, Birbirimizle Uyum, Geçmişimizle Uyum, Değişimle Uyum. Yaşar Kemal, Anadolu medeniyetinin zirvelerinden gürleyerek gelen bir nehir gibi bu coğrafyanın kültür birikimini omuzlarında taşıdı. Anadolu’nun sözü oldu. Bize birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve geleceğimizle uyumu en yalın haliyle, ustalıkla anlattı. Bu topraklardaki çok renkliliğin, çok sesliliğin, çok nefesliliğin eşsiz manzaraları onun eserlerinde hayat buldu” dedi.

Türkân Şoray

İki gün süren sempozyumun “Yaşar Kemal’e Merhaba” başlıklı ilk oturumuna katılan Türkân Şoray, “Sevgili Yaşar Kemal bu ülkenin gururu, yurt dışında defalarca kitapları basılmış. Bu coğrafyanın yetiştirdiği en değerli sanatçılardan biri. Yaşar Kemal Türkiye'dir. Doğa onun için çok önemliydi. Bütün söyleşilerinde ‘Doğayla insan iç içedir’ derdi. Böyle değerli bir yazarı tanımış olma şansına erdiğim için çok mutlu hissediyorum. Yaşar Kemal her zaman aramızda, kitaplarıyla bizlerle beraber” dedi.

Bir ön oturum ve altı tematik konu başlığıyla gerçekleşen toplam yedi oturumda bilim insanları, yazarlar, sanatçılar Yaşar Kemal’in edebiyatını; toplum belleği, toplum vicdanı, öncü bir doğa kavrayışı gibi pek çok yönüyle değerlendirdi. Oluşturulacak bildiriler, “Yaşar Kemal Sempozyum Kitapları” dizisi kapsamında Literatür Yayınevi ile anlaşmalı olarak yayınlanacak. Usta yazarın ilk kez İzmirlilerle buluşan fotoğraflarından oluşan serginin de eşlik ettiği sempozyum, 3 Aralık akşamı Kardeş Türküler konseri ile son buldu.

Şirketlerin 'eşitçilik' performansı yüzde 9 arttı Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AFAD'dan yurt geneli için kritik açıklama Eğitime kar engeli: Birçok ilde okullar tatil edildi! TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu istifa mı etti? Resmi açıklama geldi Bitcoin 100 bin dolar rekorunu ne zaman kırar?