Türkiye’den 10 sanatçı, 180 yıl sonra aynı rotada
Pera Müzesi, bu kez izleyicileri batıdan doğuya, Kiklad Adaları’nın mavisinden Sina Dağı’nın eteklerindeki kumlara uzanan bir fotoğraf yolculuğuna çıkarıyor: Bir Yol Öyküsü: Fotoğrafın Ardında 180 Yıl.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, bu kez izleyicileri batıdan doğuya, Kiklad Adaları’nın mavisinden Sina Dağı’nın eteklerindeki kumlara uzanan bir fotoğraf yolculuğuna çıkarıyor. Bir Yol Öyküsü: Fotoğrafın Ardında 180 Yıl başlıklı sergi, tam 180 yıl önce 1839’da, fotoğrafın
1839’da gerçekleştirilen ilk fotoğraf gezisi, Marsilya’dan başlıyor, Doğu’nun tarihi şehirlerine ve medeniyetlerine uzanıyordu. Bu ilk fotoğraf gezisinin 180. yıldönümünde düzenlenen serginin küratörlüğünü, fotoğraf alanında yaptığı araştırma ve yayınlarla tanınan Engin Özendes üstleniyor.
10 fotoğraf sanatçısı
Sergi, farklı yaklaşımlara sahip 10 fotoğraf sanatçısının, aynı rota üzerindeki bu tarihi kentlere yolculukları sırasında kentleri özgün fotoğraf dilleriyle yeniden yorumladıkları çalışmaları bir araya getiriyor. Küratör Engin Özendes, “Tüm bu görsel yolculuğu planlarken, günümüzün gelişmiş ulaşım ve iletişim koşullarında, çekimlerin bazı yerlerde 180 yıl öncesinden daha zorlu olacağını düşünmemiştik” diyor ve ekliyor: “Tam iki buçuk yıl süren bu büyük proje çekime ilk gidenler ve son gidenlerle gerçek bir yol öyküsüdür.”
Bu “yol öyküsü”nün kahramanları Coşkun Aral, Laleper Aytek, Ali Borovalı, Murat Germen, Sinan Koçaslan, Yusuf Sevinçli, Alp Sime, Lale Tara, Serkan Taycan ve Cem Turgay. Küratör Özendes sanatçıların üretimini şu sözlerle yorumluyor:
Kim nereye gitti?
“Serkan Taycan bu projede, eleştirel ve güncel bakış açısına sahip fotoğraf diliyle bizlere Marsilya, Livorno, Malta ve Roma’yı anlatıyor. Laleper Aytek Siros Adası’nda, ruhlarına dokunmaya çalıştığı insanların, mekânların, durumların, birbiriyle ilişkisiz ayrıntıların ve anların peşine düşüyor. Ali Borovalı doğa ve yerel kültüre odaklanan röportaj tadındaki seri fotoğraflarında Paros, Naksos ve Santorini Adaları’nı gerçekçi ve yalın sanatsal üslûbuyla yorumluyor. Murat Germen fotoğrafı bir ifade ve araştırma aracı olarak kullanarak, İskenderiye, Kahire, Luksor ve Süveyş’te gördüğü şeyleri doğrudan iletmek yerine, sanatsal bir üslupla fotoğraflarına yansıtıyor. Her zaman karmaşa içindeki Ortadoğu’yu iyi tanıyan Coşkun Aral Sina Dağı, Gazze, Beytullahim, Kudüs, Nablus, Sayda, Deyrülkamer, Şam ve Trablusşam’a ilişkin deneyimlerini bir foto muhabirinin gözünden aktarıyor. Sinan Koçaslan, Baalbek ve Beyrut’u modern bir yaklaşımla fotoğraflarına yansıtmaya çalışırken, Yusuf Sevinçli Larnaka ve Rodos’u, insanda huzur ve nostalji duygusu uyandıran günlük deneyimler üzerinden görüntülemeyi tercih ediyor. Kos Adası’nı bir görsel öykü anlatıcısı ve deneysel oyuncu üslubuyla ele alan Lale Tara öyküsünü, kostümden mekân seçimine ve ışık kullanımına kadar bir film seti titizliğinde hazırlayarak sunuyor. Cem Turgay, eleştirel bir bakış ve deneysel bir üslupla İzmir’i ele alırken, Alp Sime gündelik yaşamı yansıtan siyah beyaz gerçekçi fotoğraflarında, modernin dilini de kullanarak Çanakkale ve İstanbul’un izini sürüyor.”