Tiyatro binlerce yıldır ayakta, sahnesi bugün de kullanılıyor

Metropolis ören yerini gezmeye Kazı Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek rehberliğinde tiyatrodan başlıyoruz. Doğal bir yamaç üzerine kurulu olan tiyatro yüzyıllarca şehrin sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetlerine ev sahipliği yapmış. Tamamı mermer olan tiyatro; orkestra, sahne binası, oturma yerleri ve ön kısımda bulunan soylu koltuklarından oluşuyor.

Şehre ilk gittiğim yıllarda tiyatronun tamamen toprak altında olduğunu (dört metreye yakın), yapılan sondajda çıkan oylu koltuklarından birinin sadece kolunun gözüktüğünü biliyorum. Sanıyorum 1995 yılı sonbaharıydı.

Sakıp Sabancı hep destekledi

Sohbet ederken Serdar Hoca’nın da bir arkeoloji öğrencisi olarak o tarihte aramızda bulunduğu öğreniyorum. Ve yüzyıllar sonra 2001’de bir zamanlar dört bin kişi aldığı düşünülen mekânda yeniden bir konserin verildiği günü hatırlıyorum. Metropolis kazılarına ilk günden itibaren destek olan Sakıp Sabancı (arşivimde Recep Meriç Hoca ile birlikte bir fotoğrafını buldum, buraya koyuyorum) ve yöre halkıyla birlikte meşaleler altında aryalar dinlediğimiz tiyatrodaki o gece hâlâ gözlerimin önünde. Serdar Hoca, tiyatroda etkinliklerin (pandemi nedeniyle kesintiye uğramış) sürdürüldüğü söylüyor. Bizim kazılar öncesi ilk kez gördüğümüz, aslı İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen “Grifonlu Soylu Koltuğu” da mermerden yeniden yontularak tekrar yerine yerleştirilmiş…

Halen Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla devam eden kazı çalışmalarında, Güler Hanım da aynı Sakıp Bey gibi ülkemizin değerlerini büyük bir titizlikle ortaya çıkarmak ve korumak için gönülden destek vermeye devam ediyor.