“Malatya Malatya bulunmaz eşin”
Şehrin gastronomi, tanıtım ve turizmine katkı sağlamak için geçtiğimiz haftalarda kurulan Malatya Gastronomi, Turizm ve Tanıtım Derneği’nin (MAGTAD) davetlisi olarak Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde Malatya’daydık…
Haber Merkezi |“Malatya Malatya bulunmaz eşin/Gönülleri coşturur ayla güneşin” diyor ünlü türkü. Gerçekten de gündüzleri güneşi, geceleri dolunayı ve bir sabah, kayısı çiçeklerinin üzerine lapa lapa yağan karı yaşadık coşku dolu üç gün boyunca…
Şehrin gastronomi, tanıtım ve turizmine katkı sağlamak için geçtiğimiz haftalarda kurulan Malatya Gastronomi, Turizm ve Tanıtım Derneği’nin (MAGTAD) davetlisi olarak Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde Malatya’daydık…
Malatya’nın yerlilerinden olan ve Malatya Valiliği’nde 40 yıla yakındır İl Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nü sürdüren İbrahim Halil Kılıç, bize bütün seyahat boyunca eşlik etti. Ayaklı bir kütüphane gibiydi. Malatya tarihi, gelenekleri, türküleri, manileri ve de yemekleri üzerine çok şey anlattı. 10 ayrı kitapta 300’e yakın yemek tarifi verdiği Türkçe-İngilizce “Malatya Mutfağı” kitabını döndüğümüzden beri inceliyorum; evde bir iki tarifi uygulamak fırsatını da bulduk.
Malatya’nın turizm ve gastronomi alanlarında resmî kurumları, belediyeleri ve STK’ları ile hak ettiği ilgiye ulaşabilmek için gerçekten iyi yolda olduğunu gözlemledim… Şehrin bütün katmanları bu alanlara önem veriyor, elbirliği ile çalışıyor.
Malatya bir lezzet destinasyonu olabilir mi?
Peki, Malatya bir lezzet destinasyonu olabilir mi? Kesinlikle evet… Aralarında 80 civarında etsiz, bulgurdan veya yarma denilen buğdaydan yapılan köfte (küfte) çeşidi (fasulye yaprağında ekşili köfte, elmalı köfte, ıspanaklı ekşili köfte, yassı köfte, kiraz yaprağında ekşili köfte, kabaklı yoğurtlu köfte, sıkma köfte, mercimekli çiğ köfte gibi), altı çeşit kayısısı, 80 tür armudu, yedi çeşit elması, önceden ısıtılmış taş fırınlarda yöre koyunlarının etlerinden yapılan ona yakın fırın yemeği (tava yemekleri) bulunan lezzetleriyle harika bir lezzet destinasyonu… Çeşit çeşit ekmekleri de var: Yufka ekmek, tandır ekmeği, ekşili ekmek, kınalı ekmek, tablama ekmeği, bazlama, tutmaç, yağlı ekmek, pağaç ve taş küllüğü bunlardan sadece birkaçı. Yağlı ekmek, Malatya kahvaltı sofralarının baştacı. Şehirde hangi pide fırınına girilse sabahın ilk saatinden itibaren yağlı ekmekleri (pide) sıcak sıcak almak mümkün… Mutfağın başrolünde ise bulgur var. Yöre bulguru suyu az ovalarda üretilen "yedi taneli" buğdaydan yapıldığı için tadına doyum olmuyor…
Malatya’nın doğasında, mutfağında hem et severler hem de vegan, vejeteryan beslenmeyi seçenler için lezzetin envai çeşidi söz konusu. Yani gastronomi durağı olmak için her şey mevcut…
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu da hedeflerinin bu yönde olduğunu söylerken “Malatya TSO olarak; ilimizi sanayi anlamında büyütürken, gastronomi turizmiyle de ticari hayatı canlı tutmayı hedefliyoruz” diyor. Kâğıt kebabı ve Malatya peyniri için coğrafi işaret başvurusu yaptıklarını da vurgulayan Sadıkoğlu, “Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Belgesi bulunan kayısımızla birlikte şu anda coğrafi işaret belgesi alan dokuz ürünümüz var. 20-30 ürün için de tescil başvuru sürecini başlatacağız” diye anlatıyor.
44’ün anlamı
Şehrin plakasından da söz etmek istiyorum: 44… Kırk dört, onlar için dört dörtlük insanların yaşadığı yer demek. Üç gün boyunca bu insanların bazılarını tanıdık ve çok mutlu olduk.
Bir akşamüzeri şehrin merkezindeki Şire Pazarı’nı dolaştık. Malatya’nın kuru kayısısı, dutu, üzümü, ereği, pestili, pekmezi, kuruyemişleri ve daha birçok şey, buradaki dükkânlarda ve seyyar satıcılarda alıcılarını bekliyor.
Malatya’nın en hareketli caddelerinden biri Kanalboyu. Pandemi nedeniyle bugünlerde ıssız, ama salgın öncesinde cadde üzerindeki onlarca dondurma satıcısından dondurma alıp bir baştan bir başa turlayan Malatyalılar, ona Yalama Caddesi de diyorlarmış.
Nemrut’a da daha az tırmanarak çıkmanın yolu Malatya’dan geçiyor.
Müzeler şehri
Şehirde, devlet müzelerinin dışında Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan kent, oyuncak, fotoğraf makineleri gibi birçok müze bulunuyor. Ben, bir fırsat yaratıp 1890 yılından günümüze radyo ve gramafonların sergilendiği Türkiye’nin en büyük Radyo ve Gramofon Müzesi’ni geziyorum. Evdeki asırlık radyomun, gramofonumun kardeşlerini orada görmekten doğrusu çok memnun oluyorum.
Yine aynı alandaki Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde “Kadının gücü ile geleceğe” sloganıyla faaliyet gösteren MALDİANA Kadın Kooperatifini de ziyaret ediyoruz. Kooperatif merkezinde yerel mutfağın unutulmaması için yöresel yemekler de yapılıyor; bize de hem onları tanıtıyor hem ikram ediyorlar. Kooperatif bu çalışmasıyla yöresel yemek konusunda el becerisi ve lezzeti olan özellikle ev hanımı kadınları da iş hayatına yönlendiriyor, ekonomik özgürlüklerini kazanmalarına katkı sağlıyor.
Fırın kebapları
Akşam yemeği öncesi, fırında bizim için hazırlanan yemekleri görmek için 1942'den bu yana hizmet veren Tarihi Hacı Baba Et Lokantası’na uğruyoruz. Sahibi Zeki Saygı, bizi davet eden Malatya Gastronomi Turizm ve Tanıtım Derneği’nin de başkanı. Zeki Bey, "misafirler bizde kâğıt kebabıyla ağırlanır" diyor. Bu arada fırın ustası, kâğıt kebabı dışında saatlerce pişirilmiş en az on çeşit fırın kebabı çıkararak mermerin üzerine diziyor. Malatya’nın gastronomisinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Yemek, Hacı Baba Saray Restaurant’da pandemi koşullarına uygun bir biçimde Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun ev sahipliğinde Kültür ve Turizm İl Müdürü Çetin Şişman, FKA Genel Sekreteri Abdulvahap Yoğunlu, TKDK İl Koordinatörü Murat Tunç, Malatya TSO Meclis Başkanı Hasan Özkan, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcıları Zafer Kırçuval ve İsmet Sarıgül, Malatya TSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Malatya TSO Meclis Üyeleri, Malatya Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Halil İbrahim Kılıç, Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Fatih Kerimoğlu, Yeşilyurt Kent Konseyi Genel Sekreteri Mehmet Ercan, MAGTAD yönetimi, Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Malatya Şube Başkanı Rıdvan Budak’ın katılımıyla gerçekleştiriyor. Program, Malatya Musiki Cemiyeti tarafından sunulan müzik dinletisi ile sona eriyor.
Lapa lapa yağan karın harika görüntüleri eşliğinde kaldığımız Anemon Otel’e dönüyoruz.
8 bin yıllık tarih
Üç kıta arasındaki ticaret ve kültür alışverişlerinin yapıldığı yolların kavşak noktasında bulun Malatya’nın tarihi M.Ö 6 bin yıllarına kadar uzanıyor, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlıların egemenliğine girmiş. Doğal, tarihi ve kültürel bereketi ile yıllar boyunca tarih sayfalarında önemli bir yer edinen Malatya ve ilçelerini gezmek için birkaç gün yetmiyor. İlk gün havalimanından şehre giderken günkuruları ikramıyla başlayan sayılı günler çabuk geçiyor. Dönüş yolunda Koyunoğlu Kurabiye Ürünleri’nin hazırladığı geleneksel Malatya kurabiyeleri var yanımızda. Biri hasta olduğunda, doğum yaptığında, oğlu askerden geldiğinde, çocuğu sünnet olduğunda hemen bir tepsi yapılıp götürülen bu kayısı çekirdekli kurabiyeler, belleğimizde kalan tatlı anıları damağımızda da bir süre daha sürdürmemizi sağlıyor.