“Fındığın başkenti, kirazın ana vatanı” Giresun’da…

Uluslararası ve yerel gastronomi festivalleri, yerel mutfağın farklı mutfaklarla buluştuğu, bilgi alışverişini teşvik etmek amacıyla düzenlenen organizasyonlar. Bu festivaller, turizmi teşvik eden önemli faktörler arasında. Lezzet serüvenimize değer katmalarının yanı sıra gastronomide hem yerel hem de global bakış açısıyla sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkıları büyük. Gastronomi festivalleri, turistler arasında tavsiye edilen ve detaylı araştırmaya tâbi tutulan turistik etkinlikler arasında. Bu nedenle de şehirler ve ilçeler gastronomi festivalleri düzenliyorlar. Bu festivallerin nitelikleri ve içerikleri ayrı bir yazı konusu. Bugün, Giresun’da geçtiğimiz haftasonu katıldığım bir festivalden söz etmek istiyorum.

Giresun, Anadolu’nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı Karadeniz’in inci kentlerinden birisi. Savaşçı Amazon kadınların üs olarak kullandığı, Herkül’ün Altın Postu aramak için geldiği, Savaş Tanrısı Ares adına yapılan tapınak kalıntılarının, surların, zengin kuş türlerinin ve doğal güzelliklerin bulunduğu, Doğu Karadeniz kıyılarının insan yaşamına elverişli tek adası Aretias da burada.

“Fındığın başkenti, kirazın ana vatanı” Giresun mutfağında neredeyse bölgede yetişen bütün sebze ve otlar bulunuyor. Yani vejetaryen bir mutfak da denilebilir. Otların özellikle kavurması yapılıyor. Turşu da vazgeçilmezlerden; hemen her şeyden turşu kuruyorlar. Ve tabii pide. Birçok Karadeniz şehrinde olduğu gibi Pazar günleri şehrin pide yeme günü…

Zengin mutfak kültürü

Festival, bölgenin zengin mutfak kültürüyle tanışmak için kaçırılmayacak bir fırsattı! Çok ot yemeği tattım, fındıktan yapılan ürünleri deneyimledim… Ne yazık ki mevsimi henüz başlamadığından leziz kirazları tadamadım…

Giresunlu iş insanları ve sivil toplum kuruluşları ile Giresun Valiliği, Giresun Belediyesi, Giresun Üniversitesi, Giresun Ticaret ve Sanayi Odası, Giresun Ticaret Borsası’ndan oluşan Giresun Turizm Platformu tarafından Giresun Meydanı’nda düzenlenen “Giresun’un Yeşil Lezzetleri Festivali”, bölgenin eşsiz tatlarını ve turizm potansiyelini gözler önüne serdi.

Söylediğim gibi Giresun mutfağı karalahana çorbası, fasulye turşusu kavurması, pezik, kiraz ve taflan kavurmaları, ısırgan yemeği, bezelye ve diken ucu mücverleri gibi yemeklerle vejetaryen en favori mutfaklarından biri. Meydana kurulan stantlarda etkinlik boyunca, sakarca, diken ucu kavurması, galdirik, kara lahana, kiraz ve bezelye kızartması ile coğrafi işaretli Alucra ilçesinin oğlak kebabı, fındık ezmeli kadayıf gibi Giresun’un organik tarım ürünleri ve doğal lezzetleri sergilendi. Yerel şefler, geleneksel tariflerle hazırladıkları yemekleri katılımcılara sundular, ziyaretçiler de bu lezzetlerin hikâyelerini ve yapım süreçlerini öğrenme fırsatı buldular. Çeşitli atölye çalışmaları yanı sıra vatandaşların katılımıyla en iyi sakarca yemeği yarışması da yapıldı.

Festival, kortej ile başladı

Festival, Debboy mevkiinden Atatürk Meydanı’na kadar uzanan festival korteji ile başladı. Etkinliğin açılışında bir konuşma yapan Giresun Valisi Mehmet Fatih Serdengeçti şunları söyledi:

“Gastronomi, yalnızca yemek yemekten ibaret değildir. Bu alanda yapılan her çalışma, bir kültürün, bir yaşam biçiminin, bir tarihin izlerini taşır. Gastronomi, aynı zamanda büyük bir endüstridir ve bu endüstri, doğru adımlar atıldığında şehirlerimize büyük katkılar sağlar. Giresun’un çok zengin bir mutfağa sahip olduğunu biliyoruz. Bu zenginlikleri daha geniş kitlelere tanıtmak ve şehrimize artı değer katmak amacıyla düzenlediğimiz bu festival, Karadeniz’in parlayan yıldızı Giresun’umuzun refah düzeyini artırmada önemli bir rol oynayacaktır. Bu festival ile birlikte Giresun’un turizm ve gastronomiyi bir araya getirerek büyük bir potansiyel barındırdığını bir kez daha göstereceğiz. Şehrimizin güzelliklerini ve lezzetlerini tanıtmak, yerel ekonomimize ve turizmimize katkı sağlayacaktır. Herkesi Giresun'a davet ediyoruz. Giresun'daki yaylalara, Giresun'daki denize davet ederek buradaki eşsiz ürünlerimizi tadın diyorum. Giresun'a gelen pişman olmayacaktır, buradan keyifle ayrılacaktır.”

Etkinliğin Ünlü Şefler ile Yemek Gösterisi’nde Harun Raşit Dönmez, Cüneyt Asan, Doğa Çitçi; Master Chef’ler ile Yemek Gösterisi’nde Esra Tokelli, Ekin Eylem Ulaş, Suna Aydın, Barbaros Yoloğlu yer aldı. Ayrıca, yine Atatürk Meydanı’nda düzenlenen konserde Irmak Arıcı hayranlarıyla buluştu.

Festivalin ikinci günü Giresun’un Eynesil ilçesi Ören beldesinde gerçekleştirilen çay hasat şenliği ile devam etti. Amber Çay Fabrikası’nın hasat şenliğinde, kemençe eşliğinde geleneksel yöntemle çay toplanması, doğru çay demleme yöntemlerinin anlatıldığı kuzine ateşinde çay demleme ve ikramlar, çay fabrikasında siyah çay üretimini anlatan bir program gerçekleştirildi.

Doğal Dükkân

Festival Komitesi Başkanı Şevket Alaeddinoğlu yaptığı açıklamada “Giresun’un Yeşil Lezzetleri ve 4. Amber Çay hasat şenliği için şehrimize gelen misafirlerimize tüm içtenliğiyle unutulmaz etkinlikler yaşatan ve tüm ülkemizde Giresun’umuzun güzelliklerinin izlenmesi adına emek veren tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Şevket Bey, Giresun/Tirebolu ve İstanbul/ Kavacık’taki Doğal Dükkân’ların sahibi. “Neden Doğal Dükkân?” sorumu şöyle yanıtladı:

“Annelerimizin mevsiminde özenle seçerek, elleriyle hazırladığı reçeller, turşular, kurutulmuş meyve ve sebzelerden oluşan acı, tatlı ve ekşi sır lezzetleri sofralarımızın zenginliğini oluşturur. Her anne, imzasını taşıyan çok özel yöresel bir lezzet ile anılır. Saymakla bitmeyen zenginlikte bu yöresel lezzetler, annelerimizin el emeği ile oluşmuş geleneksel kültürümüzdür. Unutulmaya yüz tutmuş, yöresel en lezzetli ürünleri “doğal olanı paylaşmak” parolasıyla, www.dogaldukkan.com satış sitemizde tüm Türkiye ile, ‘Doğal Dükkân Restoran’ konseptimizle de Giresun/Tirebolu ve İstanbul/ Kavacık’ta misafirlerimizle buluşturuyoruz. Yaptığımız sadece ticari bir faaliyet değil elbette. Ana amacımız, Karadeniz bölgesindeki insanlarımızın ellerindeki doğal ortamda yetişen veya kendi halinde yetişen birçok meyve-sebzeyi köy organizasyonlarında toplayıp ekonomiye kazandırmak.

Biz buna ‘sosyal sorumluluk projesi’ diyoruz. En önemli özelliklerimizden biri hem yöremiz insanının hem de Türk ekonomisinin kalkınmasında üstümüze düşen görevi yerine getirmek. İstiyoruz ki, Karadeniz halkı toprağına sahip çıksın, eksin, sürsün, biçsin, hayvanlarını yetiştirsin. Bu doğal üretim sonrasında tüm ülkedeki insanlarımız da bu doğal ürünlerle sağlıklı bir şekilde beslensin.”

Darısı, varolan muhteşem değerlerini ne yazık ki yeterince tanıtamayan diğer harika şehirlerimizin başına…