“Coğrafyamızdaki kültürlerin katkısı, uygarlıkların temel taşları arasında”
Arkeolog ve editör Nezih Başgelen günümüz dünyasının uygarlık temellerinde Türkiye coğrafyasındaki kültürlerin katkısının öngörülenden çok daha fazla olduğunu söylüyor.
Haber Merkezi |100 kilometrelik bir alanda çok sayıda tepe olduğu… Bunlardan 12’sinde kazı çalışmaları için karar alınmış, yedisinde çalışmalar başlamış. Halen Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle Höyüğü olmak üzere yedi alanda arkeolojik kazı çalışmaları sürdürülüyor. Yakın bir tarihte Ayanlar, Yoğunburç, Harbetsuvan, Kurt Tepesi ve Taşlıtepe yerleşimlerinde de kazılara başlanacak.
Bütün bu çalışmalar, bugüne kadar bilinenleri neredeyse tamamen değiştiren sonuçlar ortaya koymaya başladı; yeni bilgiler ele geçirilmeyi bekliyor. Arkeolog ve editör Nezih Başgelen günümüz dünyasının uygarlık temellerinde Türkiye coğrafyasındaki kültürlerin katkısının öngörülenden çok daha fazla olduğunu söylüyor. Sorularımızı yanıtlayan Başgelen, son dönemde elde edilen sonuçları şu sözcüklerle yorumluyor:
“Türkiye’de son yıllarda yapılan kazı ve araştırmalar, ülkemizdeki Neolitik uygarlıklarının, Neolitik Çağ’ın tanımını değiştirecek ölçüde gelişkin ve kendine özgü karmaşık yapıda kültürleri barındırdığını göstermiştir. Günümüz dünyasının uygarlık temelleri Neolitik dönemde atılırken bu oluşuma Türkiye coğrafyasındaki kültürlerin katkısının, öngörülenden çok daha fazla olduğu yeni kazıların sansasyonel sonuçları ile giderek çok daha iyi ortaya çıkmaktadır.”
Göbeklitepe’yi benzersiz kılan özellikler neler?
Şanlıurfa ili sınırları içindeki Göbeklitepe avcı-toplayıcı yaşam biçiminden, tarım ve hayvancılığa geçiş sürecini anlamamıza önemli katkılar sağlamış dini mekânların biçimlenmesi, tapınak mimarisinin ve sanatın doğuşu açısından benzersiz bir tarihöncesi yerleşimdir. Göbeklitepe’yi benzersiz kılan özelliklerinden başında ait olduğu günümüzden önce 12 bin -8 bin yıllık zaman süreci açısından hiç beklenilmeyen anıtsal mimarlık örnekleri ve bunlarla bağlantılı çok gelişkin bir sembolik anlatımın çarpıcı örneklerini barındırmasıdır. Göbeklitepe’nin en ilginç buluntuları kült yapılarının içindeki, üzerleri betimli dikilitaşlarıdır. Bunlardan ortadakiler insan ve karışık yaratıklar, duvar çevresindekiler ise hayvan betimlidir.
Bulunan yapılardan daha ayrıntılı söz eder misiniz?
Çanak çömleksiz dönemin başlarına ait bölgedeki bütün yerleşimlerde olduğu gibi alt kültür katlarında dairesel planlı, üst yapı katlarında dörtgen planlı anıt yapılardır. Jeomanyetik ve jeoradar yöntemleriyle yuvarlak ya da oval planlı yapılardan 20’ye yakını tespit edilmiş bunlardan sekiz tanesi kazıyla ortaya çıkarılmıştır. Bu yuvarlak planlı yapıların ortasında iki tane boyu beş metreyi bulan kireç taşından stilize edilmiş büyük boyutlu T- biçimli dikilitaşlar bulunmaktadır. Ortaya çıkarılan mimari ve yontu eserlerinin yapımında kullanılan kireçtaşlarının taş ocakları Göbekli Tepe’nin üzerinde bulunduğu kaya platosundadır.
Bu dikilitaşlar neyi simgeliyorlar?
Göbeklitepe'deki ‘T’ ve ‘ters L’ biçimli dikilitaşların insanları simgelediği düşünülmektedir Genellikle iki dikilitaşın çevresinde aynı şekilde daha küçük dikilitaşlar bu iki dikilitaşa yönlendirilmiş olarak duvarların içine yerleştirilmiştir. Dikilitaşların üzerlerinde kabartma tekniğinde yapılan hayvan motifleri ve çeşitli soyut semboller görülmektedir. Bu ilginç yapı toplulukları insanlık tarihinde dini mekânların biçimlenmesi, tapınak mimarisinin ve sanatın gelişimi açısından bilinen en eski örneklerdir…
Üzerlerine çizilenlere yazının ilk örnekleri diyebilir miyiz?
Uygarlık tarihinde ideografik yazının (hiyeroglifler = kutsal işaretler) vatanı olarak Mısır bilinmesine karşın Göbeklitepe’deki dikilitaşlar üzerinde ve küçük taş nesnelerde tekrarlanan piktogramlar ideografik yazının kökeni konusunda da dünyayı şaşkına çevirmiş ve büyük tartışmalara yol açmıştır. Günümüzden 10 bin – 12 binyıl öncesine ait dikilitaşlar ve eserler üzerinde tespit edilen ve tekrarlandığı görülen bu işaret sistemi (Piktogram: bir eşyayı, bir objeyi, bir yeri, bir işleyişi, bir kavramı resmetme yoluyla temsil eden semboldür. Bu sembollere dayalı yazı sistemine "piktografi" denir) nedeniyle Göbeklitepe yazının doğuşu açısından da önem taşımaktadır.”