Bir asır öncesinin suluboya İstanbul’u
Meşher, “Alexis Gritchenko - İstanbul Yılları” sergisi ile Ukraynalı sanatçının 1919-1921 yılları arasında yaşadığı İstanbul’u konu alan eserlerini izleyici ile buluşturuyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında İstiklal Caddesi’nde kapılarını açan Meşher, “Alexis Gritchenko - İstanbul Yılları” sergisi ile Ukraynalı sanatçının 1919-1921 yılları arasında yaşadığı İstanbul’u konu alan eserlerini izleyici ile buluşturuyor.
7 Şubat - 10 Mayıs 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilecek sergi, sanatçının çoğu suluboya olmak üzere, guaş, karakalem, yağlıboya eserlerinden oluşuyor. Gritchenko’nun, İstanbul’u ziyaretinden 100 yıl sonra, sanatçının o dönemde ürettiği 150’den fazla eseri günlüğünün
Gritchenko’nun perspektifinden
İstanbul’da Gritchenko’yu en çok etkileyen Ayasofya’dan İstanbul surlarına, Haliç’ten Galata’ya ve hatta Büyükada’ya uzanan eserlerinde kendine özgü üslûbu ve renk paletiyle, İstanbul, onun perspektifinden betimleniyor.
Gritchenko’nun İstanbul’da olduğu yaklaşık iki yıl zorlu bir zamandır. Şehirde bulunduğu süre İstanbul’un işgaline de denk gelen sanatçı, tüm zor şartlara rağmen üretken bir dönem geçirir. Şehrin ara sokakları, camileri ve kahvehanelerinde keşiflerine ara vermeyen Gritchenko, bu ziyaretlerinden ilham alır. İstanbul manzaralarını ve tarihi yapılarını tutkuyla resmetmesinin yanı sıra, kayıkçılar, seyyar satıcılar, hamalları kapsayan resimleri ile Gritchenko o dönemki şehir yaşamına insanlar üzerinden de ayna tutar.
Aynı dönemde, İbrahim Çallı ve Namık İsmail başta olmak üzere 1914 Kuşağı ressamları ile entelektüel kesimden edindiği sanatçı ve yazar çevresiyle kurduğu dostluklar ve bağlantılar, kişisel hayatını ve mesleki yaşamını olumlu etkiler.
Belgelerle destekleniyor
“Alexis Gritchenko - İstanbul Yılları” sergisinin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstlenirken, sergi kapsamını ise danışmanlar Vita Susak ve Ayşenur Güler’in araştırmaları belirlendi. Sergi, çeşitli arşivlerden mektup, yayın, fotoğraf ve videolar eşliğinde sanatçının yaşamı ve bağlantılarına belgelerle ışık tutuyor. Sergiye rehberlik eden, Gritchenko’nun Fransa’ya yerleştikten sonra, 1930 yılında yayımladığı Deux ans à Constantinople (İstanbul’da İki Yıl) başlıklı anı kitabı ise ressamın şehirdeki ayak izlerini takip etmeye imkân sağlıyor. Böylece, sergi sanatçının İstanbul’da yaşadığı heyecan, özlem, umut ve umutsuzlukları, özetle duygularının izini sürüyor.