Barınma ihtiyacı öncelikle çözülmesi gereken sorunlardan biri
Hatay bir an önce toparlanmazsa gidenlerin bir kısmı barınma zorluğu nedeniyle gelmeyebilir. Bir şehirde esnaf yoksa, okul açılmazsa, eğitim-öğretim olmazsa, oraya kimse gelmez. “Esnaf iyi olursa şehir de iyi olur” diye boşuna söylememişler.
Haber Merkezi |Ve gün inerken akşama, Harbiye Defne tepelerindeki otelim Teras Aqua Park Hotel & Spa’ya geçiyorum. Otel, şehirde hasar görmemiş az sayıdaki kalınacak yerlerden birisi. Akşam yemeği için Kalyon Cafe’ye davet ediyor kaldığım otelin işletmecisi Mehmet Güzel. Hataylı bir iş insanı. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Lütfü Savaş’ın başdanışmanı. Hatayspor’un futbol şubesinin de sorumlusu…
Kalyon Live
Kalyon’a girdiğinizde ağaçların altındaki huzurlu ortam şehrin acılarından birkaç saniyeliğine de olsa uzaklaşıyor gibi oluyor. Ama masa başına toplandığımız Hataylılarda depremin acıları sürüyor. Anlattıklarıyla Kalyon’u yoldan ayıran duvarlar yıkılıyor, gerçekler yine içimize işliyor. Bir zamanlar konserler verilen Kalyon’un işletmecisi de Mehmet Güzel. Bu koşullarda ticari bir beklentisi yok, dostlarını ağırlayacakları bir mekân olarak kullanmayı tercih etmiş. Kısa bir süre sonra Katar’da uzun süre işletmecilik yapmış ustaları Yılmaz Gülbahar’la birlikte yöresel yemeklerinin sunulacağı bir işletme açmayı planlıyor…
Barınma sorunu
Mehmet Güzel, Hatay’da barınma sorununa dikkat çekiyor, “barınacak yer yok” diyor. Benim gözlemlediğim de o. Hatay bir an önce toparlanmazsa gidenlerin bir kısmı barınma zorluğu nedeniyle gelmeyebilir. Bir şehirde esnaf yoksa, okul açılmazsa, eğitim-öğretim olmazsa, oraya kimse gelmez. “Esnaf iyi olursa şehir de iyi olur” diye boşuna söylememişler.
Hatay’daki en büyük sıkıntı, Başkan Dr. Lütfü Savaş’ın da dikkat çektiği gibi gelmek isteyen insanların kalacak yeri olmaması. Belediye olarak yerel müteşebbislere otel konusunda da destek olmaya gayret ediyorlar. Başkan sohbetimizde Hatay’ı ziyaret etmeyi düşünenler için “Harbiye’de İskenderun’da oteller var, konaklama yapılabiliyor. Günü birlik de gelinebilir. Hatta Adana’da kalınabilir” diyor.
Gitmedik ki Dönelim
Kalyon’a dönmeden köşe başında sofrada bizimle birlikte olan Murat Et ve Ali Gülbahar (Alex) beylerin “Gitmedik ki Dönelim” sloganıyla bir barakada açtıkları küçük bir kebapçı var. Ön cephesinde “Sen Yoksan Bir Eksiğiz” yazıyor. Murat Et, “gece yarılarına kadar birbirimize teselli olmak amacıyla dükkânı açık tutuyoruz. Burada hayat saat 7-7.30'da bitiyor. Biz gitmedik, buradayız. Amacımız burada kalanlar gelsinler, sohbet edelim, onlarla sarılalım. Kalanları gördüğümüz zaman mutlu olalım. Hatay’ı şeniden ayağa kaldıracağız. Arkadaşlarımıza geri dönmeleri için umut olacağız" diyor.
Byblos
Otele geçmeden önce Byblos’a uğruyoruz. Genç girişimci Soner Yiğit karşılıyoruz bizi. Cafe ve restoran olarak kullanılan, geniş bahçesinde düğünler de yapılan bir mekân Byblos… Bahçede çimlerin üzerinde oturuyor, iddialı oldukları lezzetlerden farklı içeriklerle hazırlanmış dörtlü künefeyi tadıyoruz…
Güzel günler umudu
İlk günün gecesi yatağa girdiğimde Hataylıların varolma çabalarına hayranlığım ve yöre insanına sevgimin daha da büyüdüğünü hissettim. Güzel günlerin beklediğine, bu büyük felaketi de dayanışma göstererek atlatacaklarına inanıyorlar.
Aklımda Murathan Mungan’ın “Yalnız Bir Opera” isimli şiirinden dizeler:
“Şimdi biz neyiz biliyor musun? / Yıkıntılar arasında yakınlarını / arayan öksüz savaş çocukları / gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir / şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi. / Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi”
Gözlerimi yumuyorum; yarın, Antakya’nın içini dolaşacağız, haftaya yine bu köşede yazmaya devam edeceğim…