“Bal ve arı kaliteli yaşamın vazgeçilmez unsurları”
Balparmak markasının yaratıcısı Özen Altıparmak: Misyonumuz, dünyanın en mucizevi besini balın ve arı ürünlerinin doğallığını ve saflığını koruyarak onları kaliteli yaşamın vazgeçilmez unsuru haline getirmek, hak ettikleri en yüksek değere çıkarmak.
Haber Merkezi |40 yılı aşkın bir süredir bal sektöründe bulunan Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı, Balparmak markasının yaratıcısı Özen Altıparmak, "insanın müdahale etmediği, arının doğal üretimi olan bütün ballar aynı kalitededir. Ancak, arıcı müdahale etmese bile kontamine olan herhangi bir bölgede arı varsa dışarıda akan sudan veya ağaçlara yapılan ilaçlamadan, doğadan tehlike gelebilir” diyor. Özen Altıparmak, Dünya Arı Günü nedeniyle Zoom üzerinden yaptığımız söyleşide sorularımızı yanıtlıyor:
Balparmak 40 yaşında. Bunca senenin birikimiyle sektörün güçlenmesi için bugün neler yapıyorsunuz?
Balparmak olarak tam 40 yıldır dünyanın en mucizevi besini olan balın ve arı ürünlerinin doğallığını ve saflığını koruyarak onları kaliteli yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline getirmek, böylece hak ettikleri en yüksek değere çıkarmak misyonuyla çalışıyoruz. Öte yandan çevrenin/ekosistemin korunması ve tarımsal sürdürülebilirliğin sağlanmasına destek olmak için de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Arının doğa ve insan yaşamına katkıları hakkında toplumu bilgilendirerek farkındalık yaratmak; varlığının korunması ve arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğine katkı için kadınları ve gençleri sektöre kazandırmak; arıcılarımızın mesleki gelişmelerine katkı sağlayarak kaliteli ve katma değerli arı ürünleri üretiminin artırılmasına destek olmak için projeler üretiyoruz.
Bu projelerden birisi, “Arılar Varsa Yarınlar Var”. Detaylarını kısaca öğrenebilir miyiz?
2018 yılında TEMA Vakfı ile birlikte Dünya Arı Günü’nde “Arıyı Unutma” demiştik. TEMA Vakfı’na bağışta bulunmuştuk. 2019 yılında ise TEMA Vakfı ile gerçekleştirdiğimiz işbirliğimizi “Arılar Varsa Yarınlar Var” diyerek bambaşka bir boyuta taşıdık. Proje kapsamında ilkokullarda 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine iki ders saati boyunca arının önemine ilişkin eğitimler veriyoruz. Ayrıca isteyen herkes proje kapsamında hazırlanan arilarvarsa.org internet sitesini ziyaret ederek arılarla ilgili merak ettikleri bilgilere ulaşabiliyor. Hedefimiz, üç yılsonunda 50 ilde, 46 bin 500’ü çocuk olmak üzere toplamda 70 bin kişiye ulaşmak. Bu yıl pandemi nedeniyle eğitimlerimizi çevrimiçine taşıdık. TEMA Vakfı gönüllülerinin ve projeye sınıflarıyla dâhil olan gönüllü öğretmenlerin işbirliğiyle gerçekleşen eğitimlerde çocuklara arıların yaşamı, anatomik özellikleri, görevleri, ürünleri ve bitkilerin çoğalması için tozlaşmasına olan katkıları hakkında bilgiler veriyoruz.
Sadece tüketicilere değil 40 yıldır el ele çalıştığımız arıcılar ve arıcılık mesleğine karşı da sorumluyuz. Bu çerçevede bal ve arı ürünleri üreticilerimizin desteklenmesi, yeni ürünlere teşvik edilmesi, bilgilendirilmesi ve emeklerinin, ürünlerinin değerlendirilmesine dair çalışmalar yürütüyoruz.
Ülkemizde arıcılık, bir “ata mesleği” olarak icra ediliyor. Ancak genç nesil, kadınlar da dahil, sürdürmek için çok istekli değil. Bu gerçek karşısında önceki yıl, sektöre kadın-erkek gençleri kazandırmak, balın yanı sıra arısütü, polen, propolis gibi katma değerli arı ürünleri üretiminin artırılmasına destek olmak için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın katkılarıyla Balparmak Arıcılık Akademisi’ni kurduk.
Bugün, arıcılık sektöründe online eğitim Türkiye’de ilk kez Balparmak Arıcılık Akademisi’nde veriliyor. Şu anda uzaktan eğitime kayıtlı olan 2 bin 800 arıcı adayının eğitim programı devam ediyor. İlk fazda ise 52’si kadın olmak üzere 104 arıcı adayı eğitimini başarıyla tamamladı.
Ayrıca bu yıl Muğla Büyükşehir Belediyesi, Karabörtlen Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile birlikte “Sürdürülebilir Arıcılık, Katma Değerli ve Verimli Üretim Protokolü”nü imzaladık, bu kapsamda 24 arıcıyı mezun ettik.
AR-GE’ye önem veriyorsunuz; balları tahlil etmek için ciddi yatırım yaptığınız bir laboratuvarınız var. Onlardan da söz edelim mi?
Bizim için gıda güvenliği ve hijyeni hem işimiz hem gücümüz hem de sorumluluğumuzdur.
Bal, dünyada en kolay taklit edilen gıda ürünü… Onun doğal ve sağlıklı olduğunu anlamanın tek yolu var: Analiz! Petekte satılan balın daha doğal, sağlıklı, gerçek bal olduğunu düşünenler var, ancak bu doğru değil! Arı doğası gereği beş kilometre yarıçapında uçmakta ve arı kolonisinin nektar, su ve polen toplayabileceği alan 80 kilometrekareyi kapsamaktadır. Bu nedenle balın cinsi, üretim metodolojisi ve sertifikasyon tipi ne olursa olsun (organik, süzme, petek, karakovan, pres balı) kapsamlı analizlerden geçmeden sağlıklı ve doğal olduğunun anlaşılması mümkün değildir.
TÜRKAK tarafından akredite Ar-Ge ve Kalite Kontrol Laboratuvarımızda Türkiye’nin dört bir yanındaki arıcılarımızdan tedarik ettiğimiz bal ve diğer arı ürünlerini farklı süreçlerde en az 100 parametre içeren analizlerden geçirerek doğallığından ve sağlıklı olduğundan emin olduktan sonra tüketicilerimizle buluşturuyoruz.
Laboratuvarımızda ayrıca polen analizi yaparak balın hangi bitki/çiçek kaynağından geldiğini tespit edebiliyor böylece orijinini de belirlemiş oluyoruz. Balparmak olarak dünyada bir gıda maddesinde ilk kez Priospot sistemini kullanan markayız.
Priospot sistemi, bal kavanozlarının üzerine koyduğunuz karekodların da kaynağı değil mi?
Priospot sistemi sayesinde balın kovandan sofraya ulaşana kadar tüm yolculuğunu şeffaf bir şekilde gözler önüne seriyoruz. Tüketici, satın aldığı balın analiz raporunun yanı sıra hangi çiçeklerin polenlerinden geldiği bilgisine de rahatlıkla ulaşabiliyor. Kalite kontrol analiz raporumuzda balın kalite değerleri sonuçları, Türk Gıda Kodeksi’nde yer alan olması gereken değerlerle birlikte veriliyor. Polen analiz raporunda ise balın içerdiği polenleri altı adet nektar kaynağı bitki detaylarıyla birlikte tüketicilerimizin bilgisine sunuyoruz. Bunun için ise tüketicinin ambalajda bulunan QR kodu akıllı telefonuna okutması yeterli oluyor.