Alma Restaurant’da yerel lezzetlerle bir akşam yemeği
Alma, Side ile Manavgat bölgesinin ürünlerini yeni tekniklerle sunan bir restoran. Felsefeleri yerel ürünleri kültürel değerler ile harmanlayarak gastronomik bir deneyim sunmak.
Haber Merkezi |Geçtiğimiz hafta peynir, zeytin, zeytinyağı ürünlerinde sektörü buluşturan Gastrofest için Antalya’daydım... Fırsat bulduğumuz bir akşam sevgili Gökmen Sözen ile Side’ye, Mahmut Gökkaya’nın işletmecisi olduğu Alma Restaurant’a gittik. Alma, Side ile Manavgat bölgesinin ürünlerini yeni tekniklerle sunan bir restoran. Felsefeleri yerel ürünleri kültürel değerler ile harmanlayarak gastronomik bir deneyim sunmak.
Mahmut Gökkaya, “Akdeniz’in bize verdiği çeşitli ürünleri farklı teknikler ile birleştirerek çeşitli mutfaklara dokundurarak yeni tabaklar sunmak istiyoruz. Bunu yaparken yöresel pazarları ve üreticiyi kullanmaya gayret ediyoruz. Haftanın üç - dört günü pazara gidiyoruz, köylünün kendi bahçesinden topladığı ürünleri almak ve en kaliteli halini sunmak bizi mutlu ediyor. Balığa çıkan Ispartalı Ali Abi’nin tutuğu balıkları alarak hem ona destek olmak hem en taze deniz ürünlerini işliyor olmak hatta arada ona ağ atmaya eşlik etmek bize daha çok zevk veriyor. Topraktan tabağa, denizden tabağa serüvenimizin en büyük desteği Akdeniz’de olmamızdan geliyor” diye anlatıyor…
Gökküya, “hem biyoçeşitliliği korumak hem de israfın önüne geçmek istiyoruz. Mutfağımızı sürdürülebilir hale getirmek için sürekli çalışmalar yapıyoruz. Menümüzü ona göre planlıyor ürünlerin satın almasını ona göre gerçekleştiriyoruz. Örneğin ahtapottan ara sıcak tabağımız varken bacaklarını değerlendirmek için menüye deniz mahsullü makarna ekledik. Yancı patatesimizden kalan fazlalıklar başka tabakta püre oluyor. Soğan kabuklarını değerlendirmek için kaburga pişiriyoruz. Meyve kabuklarınızdan çeşitli tozlar, fazla kalan yeşilliklerden yeşil yağ yapıyoruz, kemikler hep sularına çevrilip tabakları lezzetlendiriyor” diyor.
Tadım menüsü
Alma’daki tadım menüsü amuse bouche ile başladı. Üç farklı tada odaklanılmıştı.
İlk soğuk tabağı domates dolmayı çok sevdim. Bölge gereği hâlâ bahçeden toplayabildikleri domatesler ile hazırlanmış, çoban salatanın suyu, Manavgat’ın inek burratası, bahçeden kumkuat, marine kırmızı soğan turşusunu ve maydanoz toz ile lezzetlendirilmişti.
İkinci soğuk tabağı levrek ceviche, ilk sıcak kereviz mille feuille, ilk ana yemek mercimek sinağrit idi. Et yemeklerine geçmeden damak temizlemek için Side pazarının değerli otlarından gelincik otunu kullanarak sorbe yapılmıştı.
İkinci ara sıcak olarak demirhindi ve kaburgadan pide, ikinci ana yemekte şevketi bostan ve kuzu sırtı geldi.
Tatlı olarak da sunulan baklava ekleri birbirini tamamlayan 3 petit four izledi.
Daha önceden de ziyaret ettiğim Alma’dan bir kez daha mutlu ayrıldım…