100. yıl şerefine Divan’dan “Cumhuriyet Sofraları”
Cumhuriyetin 100. yılının kutlandığı bu özel dönemde taşıdığı değerlerle bu büyük emanete olan bağlılığını ve onu sonsuza dek yaşatma kararlılığını bir kere daha vurgulayan Divan Grubu, Lokanta by Divan’da “Cumhuriyet Sofrası” kurdu.
Haber Merkezi |Divan sadece bir otel değil… 67 yıl önce hayatımıza giren, anılarımızda yer etmiş önemli bir marka. Hepimizin Divan markasıyla bir gönül bağı vardır, diye düşünüyorum. Meselâ romantik günlerimizde hem pastanesi hem ürünleriyle hayatımızda yer almıştır ve her ruh halimizde pub’ıyla da…
Divan Grubu’nun ilk otelinden, Elmadağ’da 1956’da açılan Divan Oteli’nden söz ediyorum. Türk turizminin başlangıç noktalarından birisi, deyim yerindeyse sektöre birçok isim kazandırmış ilk turizm okulu diyebiliriz Divan için.
Koç ailesinden Semahat Arsel Hanımefendi’nin turizmin gelişimindeki büyük emeğini, o Divan’dan bugünkü Divanlara süren büyük desteğini ve her şeyle nasıl yakından ilgilendiğini her zaman izlemeye çalıştım. Türk mutfağında kaynak yetersizliğinin olduğu bir dönemde Mehmet Kamil’in 1844 yılında basılan Melceü’t Tabbahin (Aşçının Sığınağı) kitabından sonra Türkiye’deki en ciddi yemek kitabı “Eskimeyen Tatlar”da da onun ismi vardır. Rahmetli Tuğrul Şavkay’ın kaleme aldığı kitap, Semahat Arsel Hanımefendi önderliğinde hazırlanmış ve İngilizce olarak da “Timeless Tastes” ismiyle basılmıştır.
Kitaplardan da anlaşılacağı gibi Divan’ı diğer otellerden ayıran bir özellik de Türk mutfağına verdiği önem. Bu önem yıllardır artarak sürüyor.
Çok özel bir gece
Türk mutfağının geçmişinden ilham alan geleneksel lezzetleri modern yorumlarla buluşturarak zamansız bir gastronomik deneyim sunan Lokanta by Divan’a doğru Elmadağ’da yürürken bu duygular içindeydim. Çok özel bir gece beni bekliyordu:
Cumhuriyet’in 100. yılının kutlandığı bu özel dönemde taşıdığı değerlerle bu büyük emanete olan bağlılığını ve onu sonsuza dek yaşatma kararlılığını bir kere daha vurgulayan Divan Grubu, Divan İstanbul Oteli’nin içinde yer alan Lokanta by Divan’da “Cumhuriyet Sofrası” kuracaktı. Etkinlik, bu 100 yıllık yolda herkesi bir araya getiren cumhuriyet idealini sofraya yansıtmak amacıyla Divan ve Project Kültür iş birliğinde düzenlenmişti.
Yemek kültürü araştırmacısı Merin Sever’in başarılı anlatımının eşlik ettiği bu özel akşamda 1920’lerin Ankara ve İstanbul’unun, kurulan yeni devletin, inşa edilen kültürel devrimin izlerini gastronomi üzerinden deneyimleme fırsatı bulduk. Lokanta by Divan’ın Şefi Volkan Arık’ın oluşturduğu menü, o dönemin birbirinden kıymetli ve lezzetli yemeklerini bugüne taşırken tıpkı Cumhuriyet’in temsil ettiği çeşitlilik gibi, damak tadımıza yerleşen farklı tabakları da aynı sofrada buluşturdu. Bu toprakların farklı coğrafyalarından gelen malzemeler kadar farklı dönemlerinden gelen yemekleri de yansıtan menüde taramadan topiğe, kuzu etli börekten enginar ve lüfere, üzüm sorbeden armut tatlısına kadar çok çeşitli ama birbiriyle uyum içinde olan lezzetler yer alıyordu.
Gülsin Onay’dan mini resital
Gecenin konukları arasında bulunan ülkemizin kıymetli piyanistlerinden Gülsin Onay, Divan Grubu CEO’su Murat Tomruk’un ricasını kırmayarak yemek sonrasında piyanonun başına geçti. Onay, yorumladığı Chopin ve Mozart besteleriyle bizlere unutamayacağımız bir an armağan etti. Hepimizi duygulandıran gece, hep birlikte söylenen marşlar ve aryalarla sona erdi.
Ankara’da Divan Çukurhan’da da düzenlenen bir etkinlikle tanıtılan ‘Cumhuriyet Sofraları’ menüsünün 10 Kasım’a kadar tüm Divan Brasserie’lerde tadılabileceğini öğrendim. Cumhuriyetimizin 100. yılına özel olarak hazırlanan ve limitli sayıda üretilen Atatürk portreli tabak ve pralinden oluşan 100. Yıl Cumhuriyet Seti ise tüm Divan Pastaneleri’nde bulmak mümkünmüş.