Henley & Partners Türkiye Direktörü Demirel: Türkiye vatandaşlık programına bağış seçeneği eklenmeli

MERVE YEDEKÇİ / İSTANBUL

Dünya genelinde 55 ofiste hizmet veren ve bugüne kadar 12 milyar doları aşan doğrudan yabancı yatırımı yönlendiren Henley & Partners, hükümetlere danışmanlık sağlıyor. Türkiye Direktörü Burak Demirel, Malta'daki 750 bin Euro bağış tutarına dayanan oturum programını örnek göstererek, Türkiye'nin de bu modele geçmesi gerektiğini ifade ediyor. Şirket, küresel servet göçüne dair sunduğu raporlarla derin içgörüler sağlayarak sektördeki yıllık 20 milyar Euro’luk hacme katkıda bulunuyor.

124 bin dolar milyoneri aile başka ülkelere göç etti

Yatırım vatandaşlığına yeni modeller öneren Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel, iş yapış modellerini şöyle anlattı: “Danışmanlık sunduğumuz 25 binden fazla varlıklı aile var. Geçen yıl yayınladığımız Global Servet Göçü Raporuna göre dünya genelinde dolar milyoneri 124 bin aile başka ülkelere göç etti. Türkiye’de servet göçü verilerinde kayda değer bir giriş ya da çıkış söz konusu değil. Geçen yıl başka ülkelerden Türkiye’ye gelen dolar milyoneri sayısı 300 iken Türkiye’den göç eden milyoner sayısı da 100 civarındaydı. Türkiye’ye gelen milyoner sayısı yönünden pozitif bir fark söz konusu. Türk Vatandaşlığı için de danışmanlık veriyoruz. Türklerin ise tercih ettiği ülkeler servet büyüklüğüne bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Mesela Malta’da 1 yıllık oturum ile minimum bağış tutarı 750 bin Euro. Üç yıllık oturumu tercih ederseniz minimum bağış miktarı 600 bin Euro. Her bir aile bireyi için bu meblağa 50 bin Euro eklemeniz gerekli. Türkler en fazla Karayip bölgesinde Antigua & Barbuda ve Grenada’ya, Avrupa’da ise Malta ve Avusturya’ya rağbet ediyor. Türkiye’de geçtiğimiz senelere göre bir azalma var zaten bu yabancıya gayrimenkul satış verileri de düştü. Bu düşüşte yatırım bedeli alt sınırının 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkmasının da etkisi oldu.”

Türkiye vatandaşlık programının devlete ve ekonomiye katkı sunacak bir modele dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Demirel, bağış opsiyonu eklenmesinin önemli rol oynayacağını söyleyerek, “Yurt dışından Türkiye’ye gelen yatırımcı profili oldukça çeşitli. Çinli de Amerikalı da Hintli de var. Güney Afrika’dan gelen de var. Türkiye’ye gelen zenginlerin sayısı fazla olmasa da profili son derece yüksek. Bu profiller çoğunlukla konut alma yöntemiyle vatandaşlığa geçiş sağlıyor. Bu bağlamda Türkiye Vatandaşlık Programının istisnai bir durumu var. Yatırım alt limiti 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkınca bir duraklama yaşandı. Türkiye’nin programı devlete ve ekonomiye katkıyı önceliklendiren bir modele evrilebilir. Şu anki durumda program, açık piyasadan konut edinme imkânı sunuyor. Dünyadaki örneklere baktığımızda, ülkelerin genelde açık piyasadan mülk satın alma seçeneği sunmadığı, bunun yerine devlete ve finansmana katkı sağlayacak yollar sunduğu görülüyor. Kalkınmayı, istihdamı destekleyecek devlet onaylı projelere de finansman sağlanan bir modele geçiş sağlamalıyız. Türkiye vatandaşlık programına bağış opsiyonunun eklenmesi iyi sonuç verebilir. Ülkemizdeki farklı uygulamalardan biri de güvenlik soruşturmasının yatırımdan sonra yapılması. Genellikle önce güvenlik soruşturması tamamlanıyor ardından yatırım süreci başlıyor. Bizde önce yatırım alınıyor ardından güvenlik soruşturması aşamasına geçiliyor. Henley & Partners olarak güvenlik ve para kaynakları konusu en fazla önemsediğimiz başlıklardan ikisi. Biz kendi güvenlik soruşturmamızı yapıyoruz. Oturum için değil ancak vatandaşlığa başvuru hakkı için dil bilme zorunluluğu var. Dünyanın en fazla güvenlik prosedürü olan program ise Malta. Önce 12 aylık bir oturum süreci var. O süreci tamamladıktan sonra vatandaşlığa geçiş hakkı tanıyor” diye konuştu.