‘Şişe rönesansı’nın üssü Türkiye oluyor

İç içe geçen yeni nesil pet şişe tasarımıyla lojistik ve depolama maliyetlerinin yanı sıra karbon salımını da yüzde 35 azaltan ABD merkezli Saniton Plastic, Türkiye’yi bölgesel merkez yapıyor. Şirket, dünyada ilk olarak 2023’ün başında ABD’yle aynı anda Türkiye piyasasına çıkacak şişeler için 5 şirketle anlaşma aşamasında.

Haber Merkezi |

TAMER IŞITIR

Dünyada 180 milyar dolar büyüklüğe sahip plastik şişe endüstrisinde değişim kapıda. ABD merkezli Saniton Plastic, patentini aldığı birbirine kenetlenebilen yüzde 100 geri dönüştürülebilir pet şişe tasarımıyla depolama ve lojistikte yüzde 35 alan kazandıracak. Üretim ve dağıtım süreçlerinde tasarruf edilen bu alanla gıda, meşrubat ve deterjan gibi şişe ambalaj kullanılan sektörlerde önemli bir maliyet avantajı yaratacak yeni nesil şişeler, bu yolla karbon ayakizi salımını da azaltacak. Şirketin CEO’su Alaa Hattab, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Musa Turan ve CFO’su Chris Anderson, Feriye’de bir araya geldiği bir grup gazeteciyle yatırımlarının detaylarını paylaştı.

“1 milyon kamyonun 350 bininden tasarruf edeceğiz”

Saniton Plastic CEO’su Alaa Hattab, dünya genelinde yaygın olarak kullanılan pet şişelerin her zaman hayatımızda olacağına dikkat çekerek, pandemi sırasında ortaya çıkan lojistik krizinin şişe ambalajlarda bir inovasyona kapı araladığını dile getirdi. Hattab, geliştirdikleri iç içe geçebilen şişe tasarımlarının endüstriyi büyük oranda dönüştüreceğine işaret etti. Yeni nesil şişeler sayesinde lojistik ve depolamada alandan yüzde 35 tasarruf ettiklerini belirten Hattab, “Lojistik süreçler açısından baktığımızda ürünümüz her 1 milyon kamyonda 350 bin kamyonun yarattığı karbon salımını engellemiş oluyor. Bu muhteşem” dedi.

Büyük soğuk çay markalarının biriyle anlaşma tamam

Endüstrideki dönüşümü başlatmak için Türkiye’nin çok avantajlı bir ülke olduğunun altını çizen Hattab, “Bizim genel merkezimiz Amerika’da. İstanbul da bölgesel merkezimiz olacak. Dünyanın en güzel şehirlerinden birindeyiz. Burası çok güçlü bir iş merkezi. Harika ulaşım avantajları var. Tek bir uçuşla her yere ulaşabiliyorsunuz. Dünyanın her yerinden gelmiş birçok iş insanı var. Herkes İstanbul’u çok seviyor. Bizim için daha uygun bir yer olamazdı. İlk 6 aydaki yatırımlarımız 10 milyonlarca doları bulacak. Türkiye’de şimdiden birkaç şirketle çalışmaya başladık. Sözleşmeler final aşamasında. Yakında isimlerini duyacaksınız. Bir tanesi en büyük soğuk çay markalarından bir tanesi” diye konuştu.

“Operasyonlarda Türkiye öncü olacak”

Türkiye’deki ekonomik olumsuz koşulların yatırım planlarını etkilemediğine de parantez açan Hattab, Musa Turan’la şubat ayında Amerika’da tanıştıktan sonra Türkiye’nin barındırdığı fırsatları daha iyi anladıklarını kaydederek, “Martta ortak olduk. Türkiye’nin avantajları bizi daha çok ilgilendiriyor. Bizim ürünümüz benzersiz. Her insanın eline ulaşabilecek bir üründen bahsediyoruz. Sevgili Turan’la planlarımıza göre Türkiye bütün bölgesel operasyonlarımızda öncü olacak” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de rönesansın parçası olabiliriz”

Türkiye’nin uluslararası iş merkezlerinin ana hattında olduğuna dikkat çeken Saniton Plastic CFO’su Chris Anderson ise “Bana New York’a mı fabrika kurarsın İstanbul’a mı kurarsın diye sorsanız İstanbul derim. Çünkü burası dünyadaki en önemli pazarlardan biri. Ben herkesin bunun farkında olduğunu düşünmüyorum. Bilseler herkes gelir. Türk ekonomisinin durumu Türk insanının gayretli karakteri sayesinde iyileşecektir. Getirdiğimiz teknoloji Türkiye’nin büyümesine de yardımcı olacak. Türkiye’de rönesansın parçası olabiliriz. Yeni teknoloji yeni fırsatlar doğurur” ifadelerini kullandı.

“Makineleri fabrikalara ücretsiz vereceğiz”

Saniton Plastic Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Musa Turan, Türkiye’de fabrika yatırımı yapmayı da değerlendirdiklerini söyledi. Turan, “Hedefimizde fabrika kurmak var ama bu şu anda bizim için ağır bir iş olacak. Var olan fabrikalara kendi makinalarımızı koyduğumuz zaman yaratacağımız katma değer daha büyük olacak. Sektör o kadar büyük, ihtiyaç o kadar çok ki, var olan plastik şişe fabrikalarına teknoloji transferi yaparak onlara bu şişeyi üretmelerini sağlayarak büyük bir ekonomik değer yaratmış olacağız” dedi. İş modelleri hakkında da bilgiler veren Turan, “Müşterilerimiz ürettikleri her şişe başına para ödeyecekler. Biz onlarla lisans hakkımızı paylaşacağız. Fabrikalar normalde kendileri şişe yapamıyor. Üreticilerden hazır olarak şişeyi alıyor, doldurup kapağını basıp piyasaya sürüyor. Bu da büyük bir maliyet. Biz kendi finans kaynağımızı kullanarak bu fabrikalara kendi makinalarımızı ücretsiz olarak vereceğiz. Onlarla 10-15 yıllık anlaşmalar yapacağız. Onlar bize sadece dışarıda yaptırdıkları bedelden şişe maliyetini bize ödeyecekler. Dışarıya zaten ödeyeceği kaynağı bize ödemiş olacaklar, bu sırada maliyetten, zamandan, karbon emisyonundan tasarruf etmiş olacaklar. Yeni teknoloji kullanacakları için de pazara girmiş, pazarı büyütmüş olacak ve hep birlikte endüstriyi değiştirmiş olacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Her bir makine 4,5 milyon dolar

KOBİ’lerin finansmana erişim problemini hatırlatan Turan, “Faiz oranları çok yüksek. Burada yüzde 0 faizle, herhangi bir yatırım yapmadan makinaya erişecekler. Her bir makinamız 4,5 milyon dolar. Fabrikanın ihtiyacı kaç makinaysa ücretsiz bir şekilde vereceğiz. 2023’ün başında şişelerimizi Türkiye pazarında görmeye başlayacağız. Şu anda 5 ayrı şirketle sözleşmeleri finalize etme aşamasındayız. Patentler yeni çıktı. Henüz orada da pazara girmedi. Amerika’yla aynı anda Türkiye’de pazarda olacağız. Türkiye de bu endüstride değişimin liderliğini yapacak” şeklinde konuştu.

Hoşgeldin faizleri yükselişe geçti, yatırımcılar soluğu bankada aldı Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın Meteoroloji uzmanı açıkladı: Soğuklar soba yaktıracak Okan Buruk'tan Fatih Terim'e cevap geldi: 'Bu sözler bana olabilir...' Gelir İdaresi Başkanlığı: Oyuncaklara ÖTV yok Terör örgütü lideri Gülen’in yeni adresi ifşa edildi! Evi 1 milyon dolar değerinde