Lima Green, taşımacılıkta karbon ayak izini sıfırlıyor

Tüm lojistik süreçlerinin karbon emisyonunu hesaplayarak denkleştirilmesi yönünde inisiyatif alarak bu alanda akredite olan Lima Green, hizmet verdiği firmaların emisyonlarının karbon piyasasında denkleştirilmesini de sağlıyor. Lima bu sayede, taşımacılık sektöründe bir ilki de hayata geçirdi.

Esra Özarfat |

Esra Özarfat
BURSA - Ulaştırma sektörü yıllık ortalama 7.2 gigaton karbondioksit eşdeğeri sera gazı emisyonu yaratıyor. Küresel sera gazı (GHG) emisyonlarının yüzde 23’ünü oluşturan ulaştırma sektörü, sanayi ve binalardan sonra en büyük üçüncü sera gazı emisyonu kaynağı. Fosil yakıta bağımlı ulaştırma sektörünün 2040 yılına kadar ekonominin en karbon yoğun sektörü haline gelmesi bekleniyor. 2015 yılında ulaştırma sektörü emisyonlarının yüzde 36’sı yük taşımacılığından kaynaklandı. 2050 yılına kadar yük taşımacılığının en az yolcu taşımacılığı kadar emisyona sebep olması öngörülüyor. Başta havayolu olmak üzere karayolu, denizyolu, demiryolu, intermodal, ekspres kurye, fuar ve etkinlik lojistiği alanlarında uluslararası hizmet veren Lima Logistics de bu kapsamda karbon ayak izini azaltmaya odaklandı.

Lima Green bünyesinde taşıdıkları yüklerin oluşturduğu emisyonu hesap ederek azaltılması yönünde harekete geçtiklerini belirten Lima Logistics Kurucu Ortağı Sinan Türel, “Aldığımız inisiyatifle oluşturduğumuz emisyonu hesap edebilir noktaya geldik. A noktasından B noktasına kadar ölçümler hale geldik. Bu ölçüm metodu da uluslararası akreditesi olan bir model. Bu sayede müşterilerimizin taşımalarının emisyonunu ölçebilir durumdayız” dedi. Oluşan uluslararası karbon piyasasında bu emisyonların denkleştirebildiğini belirten Türel, “Müşterilerimizden bir yeşil prim alarak, ki bu toplam ödedikleri cironun yüzde 2’sini geçmeyecek bir tutar, yapmış oldukları emisyonu denkleştirme ile ilgili bir inisiyatif almış durumdayız. Sektörde buna benzer yaklaşımlar var ama ilk defa bu kadar kapsamlı, bütün lojistiği, emisyonunu denkleştirebileceği basit ve ucuz bir metotla bunu müşterilerimize sunuyoruz” diye konuştu.

Yatırımlar yeşil enerjiye dönüşüyor

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’na 1 Ekim 2023’den itibaren başlanacağını ve uygulamadaki diğer hususların gelecek müzakerelerde netleştirileceğini hatırlatan Sinan Türel, önümüzdeki süreçte karbon ayak iziyle ilgili önlem alınmadığı takdirde firmaların finansmana ulaşmalarında da bir takım sıkıntıların yaşanabileceğini ifade etti. Kredi süreçlerinde bankalara verilmesi gereken belgelerden birinin de karbon ayak izinin nasıl denkleştirildiği ile ilgili olacağını belirten Türel, “Gönüllülükten zorunluluğa geçen bir piyasayla karşı karşıyayız. Yatırımların yeniden yeşil enerjiye döndürülmesi öngörülüyor. Taşımasın yaptığımız firmalar da regülasyonlara uymak, önlemini şimdiden almak, satış argümanı ve rekabet avantajı yaratmak için bize geliyorlar. Bizim yöntemimizle uçtan uca bütün lojistiği akredite bir şekilde emisyon hesap etmek mümkün. Ardından pazar yerlerinde ihtiyaç olan karbonu satın alarak denkleştirmek mümkün” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de bu alanda akredite olarak faaliyet gösteren ilk lojistik şirketi olduklarına işaret eden Türel, lojistik süreçlerin tamamını kapsadıklarını, emisyonları ölçerek denkleştirdiklerini dile getirdi.

Reza Zarrab, ABD'de evlendi: Düğün 3 gün sürdü, Türkiye'den ünlü yağdı Borsada servet inşasının formülü uzun vadeli yatırım Ülke bunu tartışıyor: Evlenerek Almanya'ya gitmek yasaklansın ABD'de TikTok yasağı onandı Evlilik kredisine başvurular 10 bini geçti Ticaret Bakanlığı uyardı, piyasadan toplatılıyor: Bu ürünleri kullanmayın!