Küreselleşmek isteyen şirketler kurumsal yönetim için hazırlık yapmalı

Norm Holding’in ilk temellerinin 51 yıl önce Norm Fasteners ile İzmir'de atıldığını belirten Norm Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Uysal, “3 nesil bir arada çalışıyoruz. Ana konumuz bağlantı elemanları ve ilk olarak bağlantı elemanları üretimi ile faaliyetlerimize başladık. Bağlantı elemanlarında kalite ve servis odaklı çalışmalarımızdan sonra, farklı sektörlere de giriş yaparak entegre bir yapıya dönüştük. Şu anda 9 ülkede faaliyet gösteriyor; 50’nin üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Özellikle yapay zekâ, yazılım, gıda, tarım, makine otomasyon sektörleri ve üç boyutlu yazıcı üretiminde de yeni alanlarımız olarak devredeyiz ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

"Fas'ta yeni bir yapılanma içerisindeyiz"

Küreselleşme yolculukları hakkında da konuşan Uysal, “Fransa’dan sonra Almanya, Polonya, Romanya ve Amerika’da devam ettik. Burada depolarımız ve ekiplerimiz, İngiltere ve Çin'de de ofislerimiz, Almanya ve Amerika'da mühendislik ekiplerimiz var. Şimdi de özellikle Afrika'nın otomotiv sektöründe çok ileri gittiğini gördüğümüz Fas’ta yeni bir yapılanma içerisindeyiz.” dedi.

Şirketlerin küreselleşme yolculukları için yol haritası da çizen Uysal, “İşletmelerin gideceği ülkedeki hukuki ve mali altyapıyı iyi bilmesi, regülasyonları incelemesi gerekiyor. Bulunacağımız bölgelerdeki hukuki ve mali gelişmeleri de gözlemleyerek, ona göre önlemlerle açılımlar gerçekleştirmek gerekiyor. Biz Norm Holding olarak sanayileşmiş ve kalite odaklı ülkelere gitmeyi hedefledik. Özetle yurt dışı yatırımlar yapılırken, hukuki ve mali konuların önceden doğru bir şekilde araştırılması ve bütün stratejinin de bunun etrafında kurgulanmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.

"Türk firmalarının salt ihracatla yetinmeyip üreticilerin yanında olmaları çok önemli"

Türk firmalarının ihracatla büyüyerek ciddi büyük ölçekli ihracat yaptıklarını ifade eden PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu ise; “Dünyada bölgeselleşme öne çıkmaya başladı ve özellikle büyük üreticiler tedarikçilerini yanında istiyorlar. O nedenle Türk firmalarının salt ihracatla yetinmeyip üreticilerin yanında özellikle yan sanayi olarak beraber olmaları çok önemli. Herhangi bir ülkeye gittiğinizde, birçok üreticiyle çalışma imkânı da beraberinde geliyor. Türk firmalarının hem o kültürlere alışması, hem oradaki pazarlara, insan kaynaklarına ulaşması, zenginleşmeleri ve büyümeleri için bence çok büyük bir fırsat. Türk firmaları; mühendislik çalışmaları, istikrarlı ve kaliteli üretim yapma konusunda iyi bir noktadalar. Bu deneyimi yurt dışına taşıdıklarında, büyümeleri ve diğer pazarlara ulaşmaları da büyük bir avantaj olarak karşımızda duruyor.” diyerek sözlerini bitirdi.