Hilton, şirketleri ‘yeşil toplantılarda’ bir araya getiriyor
Hilton İstanbul Bomonti, bünyesinde gerçekleşen etkinliklere karbon emisyonlarını nötrleme imkânı sunuyor. Bu bağlamda otel gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekleyerek, Kurtaran Ev Derneği ile sokak hayvanlarının beslenmesine yönelik işbirliği yaparak gıda israfının önüne geçmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Merve Yedekçi |MERVE YEDEKÇİ / İSTANBUL
Günümüzde iş yapma ve etkileşim biçimleri şekillenirken, toplantı ve iletişim yöntemleri de dönüşüyor. Sürdürülebilirliği kurumsal iş stratejisiyle bütünleştirmek kritik öneme sahip. Bu noktada kurumsal etkinliklerde de benimsenmesi önemli bir rol alıyor. Kurumsal sürdürülebilirlik için şirketlerin yeni iş yapma modellerinin yanı sıra faaliyetlerini sürdürürken ortaya çıkardıkları negatif dışsallıkları yok etmek ya da en aza indirmek için çalışmalar yapmaları gerekmekte.
Küresel Sürdürülebilir Turizm Sertifikası’na sahip, Hilton İstanbul Bomonti ise dünya trendlerini yakından takip ederek geliştirdiği çevreye duyarlı ve sosyal sorumluluk projeleri ile farkındalık yaratmayı hedefliyor. Gıda israfına da çeşitli çalışmalar ile dikkat çeken şirket, Kurtaran Ev Derneği ile de yeni bir işbirliğine imza atarak sokak hayvanlarının beslenmesini üstlendi. Otel bu kapsamda, tüm işletmeleri patili dostlara destek olmaya davet ediyor. Geliştirdikleri projeler ile beraber sürdürülebilir bir toplantı düzenlemek için adımlar neler olabilir Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Müdürü Eda Katalan’dan dinledik:
“Birçok destinasyonda hizmet veren bir marka çatısı altındayız. Avrupa’nın konferans oteli segmentindeki en büyük Hilton oteli olmanın avantajı ile sürdürülebilirliğin her noktasında öncü olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi'ne uygun olarak belirlediğimiz iddialı hedeflerimize doğru ‘Bir amaç için seyahat et’ (Travel with Purpose) anlayışıyla ilerliyoruz. En önemli sürdürülebilirlik hedefimiz ise, 2030 yılına kadar su tüketimimizi ve atıklarımızı yüzde 50 azaltmak, karbon emisyonlarını ise yüzde 75 oranında düşürmek. Sürdürülebilirlik, yatırım ve bilinç gerektiren bir süreç. Teknoloji ve imkânlar geliştikçe ayak uyduruyor, çevresel etkiyi maksimum düzeyde ortaya çıkarıyoruz. LightStay platformumuz sayesinde gerçekleştirdiğimiz tüm toplantıları kayıt altına alıyoruz. Ve oluşan çıktılar ile toplantıların karbon emisyonlarını tahmin ederek, azaltmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Sonuçlarını gördüğümüz iyi uygulamaları birbirimiz ile paylaşarak devamını sağlıyoruz. ‘Toplantı etkisi hesaplayıcısı’ programımız ile teklif aşamasında etkinliğin öngörülen karbon ayak izini azaltmak için öneriler sunuyoruz. Bu raporlarla birlikte, toplantıların karbon ayak izini nötrlemeyi hedefleyen uygulamalarla, daha sürdürülebilir toplantı veya etkinlik planlamayı mümkün hale getiriyoruz. ClimeCo ile karbon kredileri sağlayarak otelimizde gerçekleşen etkinliklerin CO2 emisyonlarını nötralize ediyoruz. Örneğin, bir toplantı sırasında kullanılan su, enerji gibi kaynaklar veya konaklama süresince verilen hizmetler, havadaki sera gazı konsantrasyonunu artırabilir ve iklim değişikliğine katkıda bulunabilir. Biz tüm bunları analiz ederek, kullanmış olduğumuz program ile etkinliğin karbon ayak izini telafi etmek için yeşil projelere yatırım yapıyoruz. Etkinlikten artan gıdanın çöpe atılmaması ve değerlendirilmesi için ise Kurtaran Ev Derneği ile işbirliği yaptık. Davetliler için sürdürülebilirlikle ilgili temel bilgileri içeren mini stickerlar yerleştiriyoruz. Bu çalışma ile katılımcıları da bilinçlendiriyoruz. Böylece, sürdürülebilir bir toplantı düzenleyerek çevresel ayak izimizi minimize etmeye ve yeşil bir yaklaşım benimseyerek farkındalık yaratıyoruz. En fazla üzerine odaklandığımız konu ise sosyal etki. Geniş kitlelere fayda sağlayabilecek ve sürekliliği ile daha iyi etki edebilecek projelere destek oluyoruz.”
Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık kavramlarına vurgu yapan Katalan; down sendromlu bireyler ile olan yolculuklarından bahsederken iyi bir eğitimle her şeyin mümkün olduğunu ifade etti. Katalan; “Hayatın her alanında yer almaları down sendromlu bireylerin bağımsız yaşamları için çok kıymetli. Uygun eğitim programları ile pek çok başarıya imza atıyor ve toplumsal hayat içinde kendi hayatlarına anlam katabiliyorlar. Türkiye Down Sendromu Derneği ile işbirliğimiz ilk olarak, istihdam ile başladı. Şu anda bünyemizde üç tane down sendromlu farklı pozisyonlarda görevli çalışma arkadaşımız var. Bununla kalmayıp, gündelik yaşamda kendilerini idame ettirebilecek temel becerilere destek olabilmek adına Lezzet+1 kitabını çıkardık. Bu kitap onların yemekleri daha kolay yapabilmeleri için tariflerin fotoğrafları ile hazırlandı. Böylelikle evlerinde de yemek yapabildiler. Hemen arkasından, sanatın herkes için eşit fırsatlar yaratan dönüştürücü gücüne inanarak ve toplumda daha aktif, görünür olabilmeleri için kendileriyle bir dans grubu oluşturduk. Çalışma alanlarını tahsis ettiğimiz 15 down sendromlu gencimiz uzman eğitmen ile her hafta dans provalarını gerçekleştirdi. Gidişat o kadar etkileyiciydi ki eğitimin gücü bir kez daha ortaya çıktı. Gençlerin ve ailelerinin bu alandaki gösterdiği özveriye tanık olunca bu işbirliğini ileri taşıdık. Down sendromlu gençlerin yer aldığı ‘TDSD Dans + 1 by Hilton Bomonti’ dans grubunu hayata geçirdik. Hatta bununla kalmayıp; toplantı tekliflerine, Türkiye Down Sendromu Derneği’ne bağış karşılığında ‘TDSD Dans +1 by Hilton Bomonti’ dans ekibini dâhil ediyoruz. Bugüne kadar birçok etkinlik ve organizasyonda sahne alan grup, 35 gösteri gerçekleştirerek, yaklaşık 45 bin kişiye direkt olarak Down sendromu farkındalığı kazandırdı” bilgisini verdi.
Etkinlik atıkları patili dostlara mama oluyor
“Sürdürülebilirlik çalışmalarımıza bir başka örnek ise; Yeşil ramazan girişimi ile bu konudaki hassasiyetimizi bir kez daha göstermiş olduk. Gıda israfının önüne geçmek için başlatılan uygulamayı Türkiye’de hayata geçiren otellerden biriyiz. Bünyemizde mevcut misafirlerimizin tüketecekleri gıdalar için kullandığımız Winnow yapay zekâ uygulamasını bu projeyle birleştirdik. Yapay zekâ kullanılarak açık büfede artan yemekler ve misafirlerin tabaklarında bıraktıkları ürünler kayıt altına alınıyor. Otel misafirlerinin yemek tüketim miktarıyla ilgili bir referans değer oluşturan bu ölçüm ve takip sistemi sayesinde, bir sonraki yemek üretiminde ihtiyaç ve talebin üzerinde yemek yapılmasının önüne geçiliyor. Bu da ciddi oranda israfın önüne geçilmesine imkân sağlıyor. Winnow yapay zekâ uygulaması ile yılda kişi başı yüzde 18 tasarruf sağlandı. Geriye kalan atığın ise değerlendirilebilmesi için Kurtaran Ev Derneği ile işbirliği gerçekleştirdik. Otel restoranından, takım kafeteryasından ve etkinliklerden artan yemekleri ve kullanılmayan çarşafları patili dostlarımıza bağışlıyoruz. Bu kapsamda kendilerine bugüne kadar ortalama 500 kg gıda atığı gönderdik. Aynı zamanda takım çalışanlarımız ile sokak hayvanları için barınak iyileştirilmesinden beslemeye, kurtarmadan tedaviye çeşitli projelere destekler verdik. Bu çalışmanın diğer otellere de örnek olmasını hedefliyoruz. Bir diğer çalışmamız ise, otelin hemen yanında yer alan Fransız Fakirhanesinin düzenlediği kermeslerde yer alarak, kendi ürettiğimiz yiyeceklerin satışından elde edilen geliri kendilerine bağışlamak. Öte yandan yerel üreticileri desteklemek ve ürün tedarik sürecindeki karbon salınımını en aza indirmek üzere otelimizin 80 km yakınından tedarik edebileceğimiz ürünlerle özel menüler oluşturuyoruz. Daha çevreci olduğu için otelimizin misafir ve ofis alanlarında LED aydınlatma kullanıyor, misafirlerimize elektrikli araç şarj imkânı sunarak enerji verimliliği uygulamalarını destekliyoruz.”