“Hazır giyimde maliyet farkı yüzde 40 seviyesine çıktı”
Hazır giyim sektörünün sorunlarını ve grubun globaldeki çalışmalarını anlatan Yeşim Grup Co-CEO’su Selim Şankaya, “Talep geri geldi ama geldiğimiz noktada maliyet farkı rekabet ettiğimiz ülkelerle yüzde 40 seviyelerine çıktı. Bizim beklentimiz enflasyon ve kurun paralel ilerlemesi ile uzun vadeyi daha sağlıklı bir şekilde planlayacağımız bir ortam olması” dedi.
Ali Şahin |ALİ ŞAHİN/BURSA
Türkiye’nin entegre üretim konusundaki kabiliyetleri ile özellikle hazır giyim sektöründe ön plana çıktığını belirten Yeşim Grup Co-CEO’su Selim Şankaya hem sektörün durumunu hem de grubun globaldeki vizyonunu anlattı. Hazır giyim sektörü olarak pandemi dönemdeki fırsatın çok iyi kullanıldığını belirten Şankaya, “Baktığınızda o dönemde hem ihracat arttırdık. İstihdam ciddi bir şekilde arttı. Aynı zamanda katma değerli ürünlerde de ciddi bir başarı elde ettik. Ciddi yatırımlar yapıldı. Ancak maalesef 2022 döneminde alınmış bazı yanlış kararlardan ötürü biliyorsunuz kur bir anda çok ciddi bir şekilde fırladı. Kurun fırlamasından sonra da inanılmaz bir maliyet artışı ve enflasyonist bir ortamla karşılaştık. Bu da bizi şu anda içinde olduğumuz döneme getirdi. 2023 senesini değerlendirirsek hazır giyim sektörü ihracatta seneyi yaklaşık yüzde 9-9,5’luk bir gerilemeyle kapattı. 2024 senesinde ise aslında hem Amerika'da hem Avrupa'da taleplerin geri geldiğini görüyoruz. Yani markalar aslında siparişleri tekrar Türkiye'ye geçme hevesindeydi ama bu dönemde de Türkiye'nin bu artan maliyetleri sonucu ve kurun bunu desteklememesi sonucu bu sefer de biz fiyat tutturamadık ve bu siparişlerin hepsini uzak doğuya ya da Kuzey Afrika ülkelerine kaybetmiş olduk” dedi.
“Enflasyon ve kur pararlel ilerlemeli”
Türkiye’deki markaların verdiği hızlı servis, kaliteli ürün gibi etmenler nedeniyle Uzak Doğu ve Kuzey Afrikalı ülkelerdeki benzer ürünlerle karşılaştırıldığında yüzde 20-25 oranında daha yüksek fiyattan ürün satabildiğini hatırlatan Şankaya, “Markalarda bunu almayı kabul ediyordu. Ancak şu anda geldiğimiz noktada bu fiyat farkı bizim rekabet ettiğimiz ülkelerle yüzde 40 seviyelerine çıktı. Şöyle bir algı bazen oluşuyor. İşte yüksek kurla ihracat olmaz gibi. Aslında bu çok doğru değil. Baktığınızda hazır giyim ihracatını biz en başarılı dönemimizi kur, 8-9 dolar olduğu dönemde kaydettik. Yani bu dönemde herkes çok mutluydu. Yatırımlarını yapıyordu ve ihracatımızı yapıyorduk. Bizim her zaman beklentimiz aslında enflasyon ve kurun paralel ilerlemesi. Enflasyonun altında kalacaksa da bir, iki puan altında kalıp uzun vadeyi daha sağlıklı bir şekilde planlayacağımız, bir ortam olması çok önemli. Hazır giyim sektörüne de baktığınızda aslında bugün Türkiye'de mücevher sektöründen ve savunma sanayinden sonra kilogram bazında en katma değerli ürünü ihraç eden üçüncü sektör konumunda. Kilogram başı ihracatımız 15 dolar. Hatta bizim Bursa bölgesinin 20 dolarlarda. Biz Yeşim Grup olarak 22 dolarda kilogram başı ihracat yapıyoruz. Ve bu ihracatın da yaklaşık yüzde 80-85’lik kısmı tamamen yerli girdi maliyetinden oluşuyor. Yani yapılan ihracat aslında cari açığa hizmet ediyor. 2025 tabii ki çok çok hassas. Çünkü yılsonunda yine bir zam dönemine gireceğiz. Yeni bir maliyet artışları olacak. Buna karşı kurun hareketi tabii ki bizim için oyunun ne yöne doğru değişeceğini gösterecek” ifadelerini kullandı.
“Mısır’da büyüyeceğiz”
Bu yıl Yeşim’in 40. yaşını kutladıklarını belirten Şankaya, “Yeşim Grup olarak biz iplik tedarikinden sonra örme ürün bazında full entegre bir üretim tesisine sahibiz. Ve hem ev tekstiline hem de hazır giyimin önde gelen markalarına çeşitli ürün gamları üretiyoruz. Bugün tabii ki merkezimiz Türkiye olmakla beraber Mısır ve Moldova'da operasyonlarımız bulunuyor ve toplam Yeşim ailesi içinde direkt olarak 16 bin 500 kişiye istihdam sağlıyoruz. 2023 senesinde 500 yüz milyon doların biraz altında bir ihracatla yılı tamamladık. 2024 senesi için beklentimiz son üç ay ki hedeflerimizi tutarsak da grup seviyesinde 500 milyon doların biraz üzerinde ihracatla şirketlerimizde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şu andaki stratejimiz Türkiye'de olabildiğince kapasitemizi güçlü, sağlam tutup inovasyona otomasyon ve teknolojiyle birlikte dijital yatırımlara odaklanıp kişi başı çıktımızı, üretim adetimizi artırmayı hedefliyoruz. Tasarımla, inovasyonla da daha katma değerli ürünlerle Türkiye'yi Avrupa pazarının yine kuvvetli bir oyuncusu haline getirmeyi amaçlıyoruz. Mısır'da ise büyümeye devam edeceğiz. Şu anda üç lokasyonda üretimimiz var. Ama oranın apayrı fırsatları var. Dolayısıyla orada büyümemize devam edeceğimizi söyleyebilirim. 2027’ye kadar Türkiye, Mısır ve Moldova dışında bir operasyon planlamıyoruz. Ama 2025’in sonunda yeni bir 5 senelik strateji çalışmalarımıza başlayacağız. O zaman belki bir dördüncü ülke düşünülebilir” diye konuştu.
“Mısır’ın ABD’ye ihracatta vergi avantajı var”
Hazır giyim sektöründeki üretimin Mısır’a kayacağı konusunda da ABD’ye yapılan ihracata dikkat Çeken Şankaya, “Yeşim Grup olarak hala üretimimizin yüzde 55’e yakın kısmı Türkiye'de. Ama Mısır tabii bu büyümeyle önümüzdeki sene muhtemelen kafa kafaya olacak gibi gözüküyor. ‘Türk hazır giyim Mısır'a kaçıyor’ şeklinde bir yaklaşım var. Aslında bu ‘kaçıyor’ kelimesini hiç doğru bulmuyorum. Çünkü en azından bizim açımızdan baktığımızda tabii ki maliyet avantajını korumak için müşterilerin beklentisi doğrultusunda bu adımlar atılıyor. Dolayısıyla müşterinin beklentisini tutmak için mecbur Mısır'a giriş var. Bizim Mısır'a gitmekteki ilk amacımız global müşterilerimize Türkiye'den Avrupa pazarına, Mısır'dan da Amerika pazarına hizmet verebilmek için. Türkiye'den Amerika'ya gönderdiğiniz malda ciddi bir gümrük vergisi var ve rekabetçi olamıyorsunuz. Mısır'dan ise serbest gümrük anlaşması ile istediğiniz şekilde malı gönderebiliyorsunuz” dedi.