DSV Türkiye ile Horoz Lojistik'ten mikro ihracatta güçlerini birleştirme kararı
Yurtiçi taşımacılığında Eylül 2020'de iş birliğine imza atan DSV Türkiye ve Horoz Lojistik, uzun süreli bir anlaşmayla mikro ihracat tarafında da güçlerini birleştirme kararı aldı. Söz konusu güç birliği ile başlangıçta Avrupa olmak üzere tüm hedef pazarlarda mikro ve e-ihracatın önünün açılması ve ihracatçılara rekabet avantajı sağlanması amaçlanıyor.
Haber Merkezi |DSV Türkiye ve Horoz Lojistik, önce Avrupa olmak üzere tüm hedef pazarlarda mikro ve e-ihracatın önünü açmak ve ihracatçılara rekabet avantajı sağlamak amacıyla güçlerini birleştirme kararı aldı.
Söz konusu anlaşma; Türkiye'deki üreticiler için, ürünlerini ister geleneksel ticaret isterlerse e-ticaret kanalıyla satmış olsunlar, önce Avrupa sonra da diğer coğrafyalarda vergileri ödenmiş bir şekilde tüketicinin evine kadar uzanan tüm lojistik süreçlerini kapsıyor.
“KOBİ'ler açısından büyük avantaj sağlıyor”
Konuyla ilgili açıklama yapan DSV Türkiye Genel Müdürü Ozan Önder, “Hem hava hem de kara taşımacılığında küresel çapta sahip olduğumuz 'Hızlı Kargo Yetki Belgesi' ve 'ETGB Operatör Yetkisi' ile ülkemizdeki KOBİ’lere ve e-ticaret firmalarına operasyonel desteği artırmayı hedefliyoruz.” dedi.
B2C yapılan satışlarda firmaların ürünü satın alan kişinin ülkesindeki gümrükleme vergi muafiyetlerinden de faydalanılabileceğine dikkat çeken Önder, ETGB aracılığıyla yapılan mikro ihracat işlemleri sonrasında KDV iadesi de mümkün kılınacağını söyledi.
“Hedefimiz yurtdışında depo ve stok maliyetlerini sıfırlamak”
Horoz Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Taner Horoz ise “Bu anlaşma ile küçük koli taşımalarında özellikle 30 kg. üzeri ağır ve hacimli ürünlerin yurt dışındaki nihai kullanıcılara direk olarak ulaştırılabilecek olmasının sektörde yeni bir çığır açacağını düşünüyoruz. Hizmet, 0 - 300 kilogram arası ve mal değeri 15 bin euroya kadar olan tüm ürünleri kapsıyor olacak. Farkımız ise, şu an hiç kimsenin yapmadığı 30 kilogramdan 300 kilograma kadar ürünleri de tam sigorta kapsamında Türkiye’deki depodan yurt dışındaki tüketiciye ulaştırıyor olmak. Böylece mobilya, otomotiv yan sanayi, inşaat malzemeleri ve dayanıklı gıda ürünleri gibi sektörlerin de e-ihracat pazarında büyümesine katkı sağlayabileceğiz. Bu hizmet aynı zamanda Türkiye’den yurt dışına küçük miktarlarda satış yapan firmaların B2B teslimatlarını da kapsayacak. Bu sayede sipariş lotlarının düşürülebilmesi, siparişlerin bekletip birleştirme gerekliliğinin ortadan kalkması, numune gönderimleri gibi birçok sürecin de iyileştirilerek ticaret hacminin büyütülmesinin önünü açacaktır. Aynı zamanda bu hizmet ile Avrupa’daki tüketici, ürünü üreticinin deposundan teslim aldığımız andan itibaren gerçek zamanlı izleyebiliyor olacak.” şeklinde konuştu.