BSH Türkiye CTO-COO’su Mandalı: Dijital izlenebilirliğe yatırım yapıyoruz
BSH Türkiye CTO-COO’su Hakan Mandalı, "BSH olarak tüm fabrikalarımızda endüstriyel, iş birlikçi (Colloborative) ve otonom mobil robotları kullanarak üretim süreçlerimizi dönüştürüyoruz. Toplamda 5 fabrikada 90 adet robotla üretimimizi destekliyoruz” diyor.
Haber Merkezi |BSH Türkiye CTO-COO’su (Teknolojiden ve Operasyonlardan Sorumlu Başkan) Hakan Mandalı, Teknoloji Gazetesi’ne hem BSH’ın yeni dünyayı okuma biçimini hem de gelecekten beklentilerini aktardı. Mandalı, BSH’ın gelecekteki rekabet için hangi teknolojilere yatırım yaptığını şöyle aktardı: “Dijital izlenebilirlik, ağırlıklı odaklandığımız konulardan biri ve tüm süreçlerimizi takip edebilme, online olarak ve şeffaf bir şekilde gözlemleyebilme ve arşivleme aşamasındayız. Önümüzdeki dönemde üretim sürecinde toplanan verileri işleyecek yazılımlar ve verileri buluta aktarıp orada kategorize edebilme yetkinlikleri önem kazanıyor. Bu çalışmalar sayesinde izlenebilirliği sadece fabrika içinde değil, tüm tedarik zinciri boyunca oluşturacağız. Bu sadece süreçlerimize ait farkındalığı %100 artırmakla kalmıyor, eş zamanlı başarımızın da sürdürülebilirliğinde rol oynuyor. Hem kaynakların kullanımında hem de verilerin işlenmesinde etkili bir metot olarak öne çıkıyor. Ürünlerimizin fabrikamızda ya da tedarikçilerimizde ne kadar enerji ve su kullanılarak üretildiğini ne kadar atık oluşturduğunu ne kadar dönüştürülmüş malzeme kullandığını ölçebiliyoruz”.
Startup işbirlikleri önemli
Hakan Mandalı yeni dönemde, bu dönüşümü yaparken startup ekosistimiyle işbirliklerinin de önemine dikkat çekiyor: “Yeni teknolojilerin üretim süreçlerimize uygulanmasında startup iş birliklerini de ayrıca kıymetli buluyoruz. Bu şirketimiz içinde ya da iş ortaklarımız olacak startup’lardan gelen inovatif fikir ve proje önerileri de olabilir. İnovatif teknolojileri yakından izliyor, hangi alanda kullanabileceğimiz üzerine detaylı analizler yapıyoruz. Bunun yanında tüketicilerimiz de bizler için çok önemli bir rehber. Akıllı teknolojilerimizle tüketicilerden aldığımız geri bildirimlerle ürünlerimizi ve hizmetlerimizi daha da zenginleştirerek müşterilerimize maksimum müşteri memnuniyeti sağlamayı hedefliyoruz”.
Üretim, satış, müşteri üçgeninde senaryolar
BSH Türkiye COO’su Hakan Mandalı, bu üçgenin geleceğini ve süreçlerin gelişimini şöyle aktarıyor: “Bizim için tüketici memnuniyeti en büyük önceliktir. Günümüzün en büyük dinamiği dijitalleşme de bu çerçevede tüm süreçlerimize yansıyor. Dijital transformasyon bizim çalışmalarına çok önceden başlayıp, geliştirdiğimiz bir yolculuk. Burada gelişimdeki en büyük etken, tüm oyuncuların dönüşümde rol alabilmesi için bütüncül olarak tasarımdan IT’ye, üretimden tedarik zincirine geniş bir kapsamda harekete geçilmesidir. Burada nihai tüketicinin de katkısı büyük. Müşterilerin ürün veya hizmet alımı sonrasında markayla olan deneyimlerinin devamlılığını sağlamak ve internete bağlı ev aletleri kullanan müşterilerimizin sayısını da artırarak müşteriyi daha iyi anlayabilmek için onlara kendi tercihlerine göre veriye dayalı kişiselleştirilmiş servisler sunabilecek hizmetler sunuyoruz”.
Yapay zekanın beyaz eşyaya etkisi
BSH’ın yapay zeka ile ilgili çalışmalarını Hakan Mandalı şöyle değerlendiriyor: “Yapay zekâ tüm alanlarda dikkat çeken yeniliklere imza atarken beyaz eşya sektöründe, yapay zeka entegrasyonu, akıllı cihazlar ve otomatik üretim hatları ile tüketicilere daha yenilikçi ve kullanıcı dostu ürünler sunulmasını mümkün kılıyor. Ürün ve hizmetlerimizle tüketicilerimizin hayatını daha iyi hale getirme çabalarımızda ‘bağlanabilirlik’ öne çıkıyor. İnternete bağlanabilen, Home Connect özellikli akıllı ev aletlerimizle fırınımızdan ya da buzdolabımızdan mesaj alabiliyor, tüm ev aletlerimize uzaktan bağlanarak komutlar verebiliyor ve birçok ek dijital özelliklerden yararlanabiliyoruz”.
Endüstri 4.0 ve robot üretim
Hakan Mandalı, yapay zeka ile birlikte yeni üretim süreçlerini de şöyle anlatıyor: “Ürünlerimizdeki dijitalleşmenin yanında, üretim ve tedarikte de özelikle Endüstri 4.0 ve yapay zekâ projelerimize hız kazandırdık. Çalışan mutluluğu ve ergonomisini de göz önüne aldığımız için özellikle tekrarlayan ve monoton fiziksel zorlu görevler robotlar tarafından gerçekleştiriliyor.Robotlar, her geçen gün daha geniş ve farklı alanlarda kullanılırken, teknoloji ilerledikçe daha karmaşık görevleri üstlenebiliyor. Yeni çıkan ürünlerimizi robotik teknolojiyle takip edip üretmek için çalışmalar yürütüyoruz. Kurulan robotik ekip ve tüm mühendislik ekiplerimizle yeni alanlarda araştırma ve geliştirme çalışmalarına odaklanarak ürün gruplarımızın hatasız üretilmesini planlıyoruz. BSH olarak tüm fabrikalarımızda endüstriyel, iş birlikçi (Colloborative) ve otonom mobil robotları kullanarak üretim süreçlerimizi dönüştürüyoruz. Toplamda 5 fabrikada 90 adet robotla üretimimizi destekliyoruz”.
Sürdürülebilirliği konumlandırma
BSH Grup’un sürdürülebilirliği nasıl konumlandırdığını Hakan Mandalı şöyle açıklıyor: “Tüm iş süreçlerimizde insan odaklı ve çevreye duyarlı bir kurumsal yaklaşıma sahibiz. Dünyanın kaynaklarının tükenmek üzere olduğu bir gerçek. Teknoloji üreten bir şirket olarak, çalışmalarımızın dünyamıza fayda sağlaması temel amaçlarımız arasında yer alıyor. BSH Grup olarak 2020’den beri dünya çapında karbon nötr olarak faaliyet gösteriyoruz. Hem enerji verimliliği yüksek çevreci ürünler geliştirerek hem de üretim süreçlerimizde daha az elektrik, daha az su kullanımı sağlayarak, atık seviyelerini azaltıyor ve ileri dönüştürülebilir değerleri tespit edip yeniden kullanılabilir hale getiriyoruz.
BEYAZ EŞYADA ÇEVRE DOSTU ÜRÜNLER VE MAKINE ÖĞRENIMI ÖN PLANA ÇIKIYOR
BSH Türkiye CTO-COO’su Hakan Mandalı, geleceğin beyaz eşya sektörünü ve trendleri şöyle değerlendiriyor:
1-Önümüzdeki dönemde, çok fazla veri kullanımına dayalı bir sektör olmamız sebebiyle makine öğreniminin ön plana çıkacağını düşünüyoruz. Bunun yanında insanla iş birliği içinde çalışacak algoritmaların ve görüntü işleme özellikli kameralarla nesne tanıma teknolojilerinin üretim sektöründe revaçta olacağını öngörüyoruz.
2-Sürdürülebilirliğin ön planda olması nedeniyle ürünler artık sadece enerji tasarrufuyla değil çevre dostu malzemelerle üretilmiş olmalarıyla da fark yaratıyor. Teknolojiyi sadece konfor ve kolaylık için değil sürdürülebilirlik odaklı kullanmak da fark yaratacak unsurlar arasında.
3-Teknolojinin her geçen gün daha da entegre olduğu üretim süreçlerinde, kullanıcıların ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen ürünler ve çözümler sunmanın rekabet avantajı sağlayacağını düşünüyorum. Kişiselleştirilmiş ürünler, kullanıcı deneyimini iyileştirirken, sürdürülebilirlik açısından da önemli adımlar atılıyor.
4-Özellikle enerji verimliliği ve çevre dostu malzemelerin kullanımı doğaya duyarlı bir yaklaşım benimsenmesini sağlıyor. Verilerle sağlanan bu bilincin davranışları, alışkanlıkları da değiştirmesi söz konusu olabilir.
5-Bu bağlamda, gelişen teknolojinin sadece konfor ve kolaylık sağlamanın ötesinde, sürdürülebilir bir gelecek için de kritik bir rol oynadığı açıkça görülüyor. Hem çevresel hem de bireysel ihtiyaçları karşılayacak şekilde geliştirilen bu yenilikler, sektördeki rekabet gücünü artırırken, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefine de katkıda bulunuyor.
ŞİRKETLERİ, DİJİTAL, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE İŞ BİRLİĞİNE DAYALI DÜNYA BEKLİYOR
BSH Türkiye CTO-COO’su Hakan Mandalı, "Gelecekte kimler rekabette önde kalacak? Nasıl bir dünya bizi bekliyor olacak" sorularını şöyle yanıtlıyor: “Geleceğin dünyasında rekabette önde kalacak olanlar, çağın hızını yakalayan, dijital dönüşüme öncülük eden, sürdürülebilirlik odaklı stratejiler geliştiren ve yeşil ekonomi ile uyumlu üretim yöntemlerine geçiş yapabilen şirketler, sektörler ve ülkeler olacak. Burada öne çıkan birkaç faktörden bahsedebiliriz. Bunlardan biri dijital dönüşüm. Dijital teknolojileri hızlı ve etkili bir şekilde benimseyen, veri analitiği, makine öğrenimi, nesnelerin interneti (IoT) gibi teknolojilerle üretim ve hizmet süreçlerini optimize eden şirketler rekabette öne çıkacak. Bu konunun paralelinde teknolojik yeniliklere yatırım yaparak ürün ve hizmetlerde sürekli iyileştirme sağlayan şirketler dikkat çekecektir. Türkiye’nin Ar-Ge yatırımlarını artırma hedefi ve bu alanda atacağı adımlar, küresel pazarda rekabet gücünü artırabilir.
Rekabette diğer öne çıkarlar
Hakan Mandalı, geleceğin rekabeti ile ilgili değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor: “Bir diğer önemli konu sürdürülebilirlik ve yeşil ürünler. Bugün birçok şirketin öncelikli hedefl erinden biri karbon nötr olmak. Bu amaca ilerlerken yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, geri dönüştürülebilir ve çevre dostu malzemelerle üretim yapan şirketler, tüketici tercihlerinde ve düzenleyici standartlarda avantaj elde edecek. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında yeşil ve döngüsel ekonomiye uyum sağlamak, Türkiye gibi ülkelerin AB ile ticari ilişkilerini sürdürebilmeleri için hayati öneme sahip olacak. Tüm bu süreçleri verimli bir şekilde yönetebilmek için dijital ve yeşil dönüşüm süreçlerine uyum sağlayabilecek, yüksek nitelikli iş gücüne sahip olmak da önem kazanacak. Burada özellikle çalışanların yeşil ekonomi ve sürdürülebilirlik kapsamında sağlayacakları katkılar fark yaratabilir. Gelecekte bizi daha dijital, sürdürülebilir ve iş birliğine dayalı bir dünya bekliyor. Şirketler, çevresel etkilerini minimize ederken, tüketiciler daha bilinçli tercihler yapacak ve çevre dostu ürünlere yönelerek yeşil ekonomiyi destekleyecekler. Küresel ticaret ve iş yapma biçimleri, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillenirken Türkiye gibi ülkeler, bu dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştirdiği durumda küresel arenadaki rekabetçi ve güçlü bir konuma ulaşacaktır”.