Trikocular hayatta kalmak için destek istiyor
Trikocular, sektörlerinin hayatta kalması için destek istiyor. İç pazara satışlarının yüzde 30’lar seviyesinde düştüğünü söyleyen trikocular, ihracat konusunda da sezonluk üretim yapmaktan yakınıyor.
Osman KILIÇ
Triko sektörünün temsilcileri sektörlerinin zor durumda olduğunu dile getiriyor. İç pazarda satış yapamadıklarını, ihracatta sezonluk üretim yapmak mecburiyetinde kaldıklarını ve istihdam edecek eleman bulmakta zorluk çektiklerini ifade eden trikocular yetkililerden destek istiyor.
Girdi maliyetlerinin yüksek, ihracat fiyatlarının da düşük olduğunu vurgulayan Türkiye Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Başkanı Mustafa Balkuv, “En büyük sıkıntımız, ihracatımızın 5 aya sıkıştırılmasıdır. İhracatın sezonluk olmasının nedeni Avrupa Birliği’nin talepleridir. AB artık maliyetler açısından stok yapmıyor, sıcak satışa yakın taleplerini bize bildiriyor. Böyle olunca da konfeksiyon bazında, eleman bazında, makine bazında eksikliklerimiz ortaya çıkıyor. Gelen siparişlere de cevap veremiyoruz” dedi. İhracatı en az 7-8 aya yaymak istediklerini kaydeden Balkuv, “Bunu çözmenin gereği de ABD’ye ihracat yapmaktır. 105 milyar dolarlık ABD pazarında hazır giyim adına sadece 600 milyon dolar pay alıyoruz. Trikonun ise buradaki payı sadece yüzde 10 civarında” diye konuştu. ABD’de hazır giyim adına çok kötü durumda bulunulduğunu ve bu rakamlarla o pazarda yok denecek durumda olunduğunun altını çizen Balkuv, “Devletten en önemli talebimiz bize havayolu desteği vermesidir. Devlet bize bu alanda destek verirse biz bu rakamı 2’ye hatta uzun vadede 4’e 5’e katlarız. ABD’ye ihracat yapmamız bizim üretimimizi sezona yaymamızı sağlar ve diğer tüm sıkıntılar bu sıkıntıyla bağlantılıdır” şeklinde konuştu. Devletin sektöre ihracatı artırması yönünde talepte bulunduğunu aktaran Balkuv, “Biz de diyoruz ki tamam artıralım ama showroom açmamız lazım. Bize deniyor ki siz fasoncusunuz, olmaz. Bu olmadan hedeflere ulaşmak mümkün değil, bu sorun çözülürse bizim ihracatımız daha geniş sezona yayılacak ve artı değer yaratacak” dedi.
Uzak pazarların sektörün yeni hedefleri olması gerektiğini düşünen bir diğer isim Bensu Giyim’in sahibi Nesim Bensusan da “Hem yakın hem uzak ülkelerde sürekli showroomlar kurulmalı bunların güncelliği sağlanmalıdır. Ancak uzak ülkeler için navlun desteği şarttır. THY bu konuda hizmet verebilir. İhracatımızın büyük bir oranı AB ülkelerine yapılmaktadır. Orada olası bir resesyonu farklı ülkelerle telafi edecek kabiliyetleri şimdiden geliştirmeliyiz” diye konuştu.
Eleman bulamıyorlar
Triko sektöründeki eleman sıkıntısı için meslek liselerinin tercih edilmesine yönelik olarak bazı avantajların sağlanması gerektiğinin altını çizen Balkuv, “Bizim en büyük sıkıntılarımızdan biri de eleman bulamamaktır. Bu da çözülmesi gereken bir konudur” dedi. Sektörde ciddi bir eleman sıkıntısı yaşandığını dile getiren Bensusan ise “Bazı firmalar eleman eğiterek bu işi çözmekte bu da ek bir maliyet getirmektedir” dedi. Bensusan şöyle devam etti: “Hem işçiyi hem işvereni tatmin edecek bir kıdem tazminatı fonu kurulmasını bekliyoruz. Birçok işveren bu yükün altına girmemek için eleman istihdamından vazgeçmekte, alt üreticiler ile çalışmayı tercih etmektedir. Ayrıca sosyal sigorta primlerinin yüksekliği de firmaları zorlayan bir diğer konudur.”
İş gücü açısından büyük sıkıntı yaşadıklarını ifade eden bir diğer isim Arsu Triko’nun sahibi ve İSO Triko Giyim Sanayii Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Turgay Akşahin de şöyle konuştu: “Trikoda moda ve tasarım yönünde de
nitelikli personel yok denecek kadar az. Biz sektörün tercih edilmesi için birçok taahütte de bulunuyoruz fakat sektörümüz geçmişte çok istikrarsız bir portre çizdi, insanları 3 ay çalıştırdı 3 ay çıkardı. Dolayısıyla emek sektöründe çalışan bölüm sektörden soğudu. Biz de tekrardan bu elemanları ikna etmeye çalışıyoruz”.
Nitelikli eleman konusunda oldukça zor durumda olduklarını kaydeden MYN Tekstil’in sahibi M. Metin Akyüz de “Sektör okullarının daha cazip hale gelmesine yönelik olarak yürürlüğe konması gereken kararlar alınmıştı fakat yürürlüğe konulamadı. Ebeveynlerin çocuklarını bu okullara vermesi için cazibe oluşturulması lazım” şeklinde konuştu.
Çalışan ihtiyacını karşılayacak
meslek okulları açılması gerektiğini dile getiren Savaş Triko’nun sahibi Turgay Akşahin ise “Üniversitelerde ve meslek okullarında tekstil mühendisliği yanında tekstil planlama ve ihracata yönelik müşteri temsilciliği, modelistlik alanlarında bölümler oluşturulması gerekiyor. Tasarım alanında Üniversite ve okullarda teşvikler verilerek bu alanda çalışan sayısının artırılması lazım. Triko birçok tekstil dalına göre daha çok emek isteyen bir alan ve maliyet artışları yeterli kalifiye eleman olmayışı kar etmenin önündeki başlıca etkenler” şeklinde konuştu.
“Maliyetler yüksek, kazançlar düşük”
Triko sektörü temsilcileri maliyetlerinin çok yüksek kazançlarının da ona nazaran çok düşük olduğunu da ifade etti. Balkuv konuyla ilgili şöyle konuştu: “Girdi maliyetlerimiz çok yüksek, ihracat fiyatlarında da birim maliyetler açısından 1 dolarlık bir düşüş söz konusu. Hal böyleyken çok fazla fiyat farkına maruz kalıyoruz. Büyük gruplara ihracat yaptığımız için bu hacmi korumak zorundayız.” Yüksek faiz, yüksek enflasyon ve belirsizliğin fazla olduğu ortamlarda küçük ve orta üreticilerin taşınamaz riskler yüklendiğini bildiren Bensusan ise “İhracat özelliklerini henüz geliştirmemiş üreticiler bu zor koşullarda çalışmakta veya sektörü terk etmektedirler. Bu kesimin makine yatırımları ve hammaddesi döviz ile temin edilirken ürün TL ile genellikle vadeli satılmaktadır. Sürdürebilirlik zordur” dedi.
Türkiye’de hammadde sıkıntısı olduğunu söyleyen Akşahin de “Biz ipliğin çoğunu yurtdışından ithal ediyoruz. Bizim sektörümüz tekstilin diğer dallarına göre emek yoğun bir sektör ama kar marjına bakıldığında diğer sektörlerle aynı kademede yer alıyor, hatta bazen çok daha az olabiliyor” dedi. Girdi maliyetlerinin yüksekliğinden şikayetçi olan bir diğer isim Akyüz ise, asgari ücretin yükselmesinin ve enerji maliyetlerinin fazlalığının büyük oranda etkilerini hissettiklerini söyledi. Aynı dertten mustarip olan Akşahin ise şöyle konuştu: “Sektörümüz, maliyet artışları ile başa çıkmaya çalışırken aynı zamanda döviz ve faiz değişiklikleri ile sürekli ne yapacağını bilemez bir halde ilerlemeye çalışan bir sektör.”
“Yurtiçi satışlar yok denecek kadar az”
Sıkıntılarının sadece ihracat alanında olmadığını ifade eden Balkuv, “İç piyasada da durum oldukça kötü seyrediyor. Son 10 yıl içerisinde iç piyasada yüzde 30 daralma yaşandı. Bu daha da artacaktır. Çünkü sistem stoklu çalışmanın doğru olmadığını gösteriyor. 50-60 yıllık şirketler kapandı. Şu anda iç piyasaya çalışan marka denecek firmamız yok denecek kadar azaldı” şeklinde konuştu. Yurtiçindeki tedarikçiler ağırlıklı olarak farklı ölçeklerdeki organize perakende grupları olduğunu dile getiren ve duruma farklı bir perspektiften bakan Bensusan ise şöyle konuştu: “Son yıllarda organize perakende de yaşanan iflaslar ve iflas ertelemeler birçok küçük ve orta ölçekli üreticiyi yok etti. Birçok şirket de halen zorlanmakta. Yurtiçi alıcıların bir çoğu büyük şirketlerdir. Küçük üreticiler karşısında fiyat ve ödeme koşullarını büyük ölçüde kabul ettirecek güçtedirler.”
Sektörde ihracat adına bir yoğunluk olmadığının altını çizen Akyüz, “Yerel oyunculara satış yapıyoruz. 2020 yılı ile birlikte triko sektöründe önemli sıkıntılar olacağa benziyor. Yerel büyük oyuncularla triko sektörünü dinamik tutmaya çalışıyoruz. Halbuki günü kurtarma, yılı kurtarma söz konusu, bu sürdürülebilir değil. Çoğu firmalar batmış durumda, karlılıklar çok düşük” dedi.
"Bavul ticaretinde de sıkıntı yaşanıyor"
En önemli konunun ihracat olduğunu ve herkesin bu konuya odaklanması gerektiğini ifade eden Türkiye Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Başkanı Mustafa Balkuv, “Bavul ticareti bölgelerimizde de son 10 yılda daralma yüzde 50’lerde” diye konuştu.
“Teşviklerle Anadolu’ya gidenler memnun değil”
Sektörlerinin ihmal edildiğini ifade eden MYN Tekstil sahibi M. Metin Akyüz şöyle konuştu: “Devletin verdiği teşviklerle işimizin Anadolu’ya yayılması sağlandı. Fakat oradakilerle yaptığım görüşmelerde durumdan memnuniyetsizlik görülüyor. O tarafta işçi maliyetleri açısından memnuniyetsizlik mevcut, sadece enerji maliyetlerinin düşürülmesinin yetersiz olduğunu söylüyorlar. Ayrıca sektörün büyük perakende markaları da çok az karlılıkla o firmalara iş yaptırmaya çalışıyor bu da onlar için ayrı bir sıkıntı yaratıyor. Yani Anadolu’ya gidenler avantajlı olacaklarken dezavantajlı hale geliyorlar. Bu sektörün Anadolu’da yaşama şansı olabilir ama o da çok uzun sürmez. Ne kadar destek olunursa olunsun insan kaynağı çok önemli.”