Tıbbi cihaz eylemi 16 Eylül’de Ankara'da
Geçen yıl devletten alacaklarını talep ederek, “feragat istemiyoruz” diyen tıbbi cihaz sektörünün temsilcileri, verilen sözlere rağmen geri ödemelerde bir düzelme olmadığını Ankara’da bir kez daha duyuracaklar. Sektörün belirlediği eylem komitesi, 16 Eylül’de ikinci kez toplanmak için resmi başvurusunu yaptı.
Mehmet Kaya |Mehmet KAYA
Kamu alacaklarıyla ilgili kriz ortamından bir türlü çıkamayan tıbbi cihaz ve sarf malzemeleri sektörü, bir yıl aradan sonra aynı neden ve taleplerle ikinci eylem kararı aldı. Geleneksel eylem kavramının bulunmadığı işverenler dünyasında bir sektör ilk kez üst kuruluşlarının koordinasyonunda bir yıl arayla eyleme gidiyor. Sektör temsilcileri geçen yıl da feragat ve ödenemeyen alacaklar nedeniyle ekim ayında Ankara’ya yürümüştü.
Eylem için resmi başvuru yapıldı
Sektörün önde gelen sendika, dernek ve federasyonları 18 Ağustos günü bir toplantı yaptı. Toplantıda ödemeler konusunda bir sonuç alınamazsa bir eylem yapılması amacıyla eylem komitesi oluşturuldu. İşte bu komite şu sıralarda tıbbi cihaz sektörünün haklarını Türkiye’ye duyurmak için bir eylem hazırlığı yapıyor. Komiteye liderlik eden Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF) Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı, hazırlıklarını sürdürdüklerini ve Ankara Valiliği’ne eylem için resmi başvurularını yaptıklarını açıkladı.
Erkin Delikanlı, DÜNYA’ya yaptığı değerlendirmede bakan ve üst düzey yöneticiler tarafından ödemelerin ve vadelerin düzene gireceği yönünde söz verilmesine rağmen, Mart 2020 dönemi sonrası alacaklarını tahsil edemediklerini söyledi. Geçen zamanda global bütçenin beklendiği bilgisinin verildiğini, global bütçe imzalandıktan sonra da ödeme yapılmadığını söyleyen Delikanlı, eylem kararı alındığını açıkladı.
‘Böyle giderse anahtarları bırakıp çıkacağız’
Erkin Delikanlı, salgın döneminde ve sonrasında tedarik zincirinin aksamaması için şirketlerin azami gayret gösterdiklerini ancak mali olarak sürdürülemez bir noktaya gelindiğini belirterek, “Çıkış noktamız kalmadı. Muhataplarımıza saygımızı, sevgimizi bozmadan, zinciri kırmadan elimizden geleni yapacağız ancak bu iş sivil toplum örgütlerinden çıktı. Siyasi olarak bir çözüm bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Siyasete kendimizi duyurmak için Cumhurbaşkanımıza kendimizi duyurmak için eylem kararı aldık” dedi. Ankara Valiliği’ne 16 Eylül günü için bir eylem için başvurduklarını, salgın koşullarına uygun şekilde gerçekleşecek eylemle basın açıklaması, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’na siyah çelenk bırakmak gibi alternatifleri değerlendirdiklerini belirten Delikanlı, “Zaten böyle giderse bakanlıklara sadece siyah çelenk değil, firmalarımızın anahtarlarını da bırakacağız” diye konuştu. Delikanlı, izin alma konusunda bir engel görmediklerini, Anayasal bir hakkı kullanacaklarını da belirtti.
‘Sektör muhatap alınmalı’
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı konuyla ilgilenmemek ve sektör ile görüşmemekle eleştiren Erkin Delikanlı, “Şehir hastanesinde malzeme eksikliği nedeniyle kalça ameliyatı yapılamıyor. Bunun farkına varılması gerekir. Artık satılan cihazların yerine yenisi konulamıyor” diye konuştu.
Yerlileşme bu ortamda mümkün değil
Tıbbi cihaz sektörüne yönelik ödemelerin gecikmesinin Türkiye’nin yerlileşme stratejisine de uygun olmadığını söyleyen TÜMDEF Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı, “Savunma sanayiinden sonra, ikinci önemli yerlileşme istenen sektör olduğu belirtiliyor. Sayın Cumhurbaşkanının ‘yerlileşmenin önüne engel çıkaranı hain sayarım’ sözü arşivlerde duruyor. Böyle bir ortamda nasıl olacak da yerli sanayi kurulacak” diye konuştu.
“Fahiş fiyat konusunda sektör suç duyurusunda bulundu”
2017 tarihli Sayıştay Raporu ile tekrar gündeme gelen sektörde fahiş fiyatla ürün satıldığı iddialarına yönelik olarak ise Erkin Delikanlı, rapora yansıyan ürünlerden bazılarının klinik araştırmalarda kullanıldığını, bazılarında raporda maddi hatalar olduğunu belirtti. Diğer yandan, salgın döneminde de fahiş fiyat konusunun gündeme geldiğini belirten Erkin Delikanlı, “68 bin ürün, 14 binden fazla firmadan söz ediyoruz. Diyelim ki fırsatçılık var. Bu konuda biz zaten duyarlıyız ve mahkemelere biz şikâyet ettik. Bakanlık denetlemeli. Bu konuda rahatız” dedi.