Tekstilde hammadde krizi büyüyor
Artan kur ve talebe bağlı olarak yerli üreticilerin ihracata yönelmesi ve ithalata ise ek vergi uygulaması kumaş üreticilerinin hammadde sıkıntısı yaşamasına yol açtı. İTHİB ise üyelerine mektup yazarak yerli üreticiye öncelik verilmesi tavsiyesinde bulundu.
Yener Karadeniz |Geride bıraktığımız yıl normalleşme adımları sonrası ertelenen talebin harekete geçmesi, tüm emtia fiyatlarında ani yükselişe yol açtı. Bunlar arasında iplik hammaddesi olan pamuk, polyester elyaf ve viskon da yer aldı. 2020 Ağustos ayından bu yana polyester elyafın kg fiyatı yüzde 58 artarak 0,83 dolardan 1,31 dolara, pamuğun fiyatı yüzde 40 artarak 10,5 TL’den 14,75 TL’ye ve viskonun fiyatı da ise yüzde 68 artarak 1,40 Euro’dan 2,35 Euro’ya yükseldi.
Bu durum iplik fiyatlarına da yansıdı. Bu esnada dolar kurunun 8,50 TL’leri aşması ve artan yurtdışı talebi yerli iplik üreticilerinin ihracata yönelmesini de beraberinde getirdi. Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre geride bıraktığımız yıl 1.7 milyar dolarlık iplik ihracatı gerçekleştirilirken söz konusu rakam bu yılın ocak ayında ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 40 milyon dolar birden artarak 203 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2020’de tekstil ipliklerinde ithalat ise 2 milyar 498 milyon dolardı.
Yerli kumaşçıya iplik yok
Ancak bu dönemde yerli üretimde de hareketlilik arttı. Örme sanayi temsilcileri yüksek fiyatları göze alarak yerli üreticilerin kapısını çaldı ancak ya uzun termin süreleri ile karşılaştı ya da doluyuz cevabını aldı. Türkiye hem pamuk hem de polyester iplikte yüzde 50’nin üzerinde dışa bağımlı olduğunu vurgulayan Örme Sanayicileri Derneği (ÖRSAD) Başkanı Fikri Kurt, “iplik fiyatları son 6 ayda yüzde 70’e yakın artmasına rağmen almak istiyoruz. Ancak alamıyoruz. Şu an örme sanayi hammadde bulamıyor. Hammadde krizi yaşıyoruz” dedi. Hali hazırda pamuk ipliği ithalatında yüzde 5-8 arası ek vergi uygulanırken söz konusu oran polyester ve viskon iplikte ise çok daha yüksek. Daha önce yerli üreticiyi korumak için getirilen vergilerin şimdi bazı üreticiler tarafından suiistimal edildiğini aktaran Kurt, “Şu anda bu şirketler bağlantılarını Brezilya ve Çin gibi ülkelere yapıyor ve Türkiye’de üreticileri besleyecek yeteri kadar üretim yok deniliyor. Bir taraftan da bunu fiyatları daha fazla yukarı çekmek için kullanıyorlar. ‘Nasıl olsa malımı yurtdışına satabiliyorum’ anlayışındalar” ifadelerini kullandı. Kurt, şöyle devam etti: “Ham madde alıp iplik olarak ihraç ediyorlar. Bu şekilde kazanılan katma değer çok az. Oysa iç piyasaya verse örme sektörü, dokuma sektörü, boya terbiye, konfeksiyon yan sanayisi kazanacak. 1 dolarlık hammadde 10 dolarlık bitmiş ürün olarak ihraç edilecek. Türkiye’nin katma değerli ürün ihracatı artacak, bunu geliştirmemiz lazım. Tekstil sektöründe 1 milyon kişi ekmek yiyor bunları da düşünmek lazım. Şu an ürün istiyorum 20 gün sonrasına sıra veriyorlar, sipariş alamayanlar bile var. Ben üretim yapamazsam hazır giyim ihracatı da azalacak.”
Yerli üreticiye öncelik tavsiyesi
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birlikleri Başkanı Ahmet Öksüz ise artan termin sürelerinin tüm dünyada yaşanan bir sorun olduğunu belirterek, “Planlı çalışan firmalarda daha az sıkıntı var ama spot piyasalarda istediğiniz zaman iplik bulması zor. Satın almalarda biraz daha disiplin gerekiyor. İhracat konusunda ise biz de tekstil birlikleri olarak üyelerimize bir tavsiye mektubu gönderdik. Türkiye’nin daha katma değerli ürün ihraç etmesi adına önceliği iç piyasaya vermeleri tavsiyesinde bulunduk. İplik ihracatını yasaklama gibi bir şey söz konusu olamaz. Şirketlerin taahhüdü var” açıklamasında bulundu. İthal ürüne uygulanan ek vergi konusunda ise Öksüz şu ifadeleri kullandı: “Konfeksiyon sektörünün ‘ek vergi var, biz getiremiyoruz, çok yüksek’ ifadeleri yanlış. Zaten ipliğin yarısı dahilde işlem rejimi ile ithal ediliyor. Yani ihracatçı ek vergi ödemeden ihracat kayıtlı olarak malı çekebiliyor. Dolayısıyla ipliğin üzerindeki ek vergiler buna sebep değil.”
“Yurtdışında fiyat tutturmak zorlaşacak”
Yağmur Tesktil Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kaya kurda yaşanan iniş çıkışlara paralel olarak hammadde temininde iniş çıkışların yaşanabileceğini belirterek termin sürelerinin kurda yaşanan düşüşe paralel olarak düşmesini beklediğini aktardı. Kaya, şöyle konuştu: “Türkiye’de üretim fazla ve talep az olduğu için iplik daha ucuzdu. O dönem Türkiye’ye yurtdışından çok fazla talep geldi. İplik sanayicisi de böyle bir talep gelince kaçırmak istemedi ve bağlantılar yaptı. Döviz kurları da artınca ihracat arttı. Şu anda yaşanan sorunların kaynağı bu. Şimdi kur düşüyor. Türkiye’de de fiyatlar çok yukarı çıktı. Bundan sonra yurtdışında fiyat tutturmak zorlaşacak yerli üretici için ve termin sürelerinin de önümüzdeki günlerde 1 haftalara düşecektir.”
Milli ve yerli bilinç kolektif olarak çalışmadı
“Zamanında biz anti damping vergilerine destek olduk ancak şimdi hata yaptığımızı anlıyoruz” diyen Biray Kumaş Genel Müdürü Gökmen Aydınlı da “Bu yerli ve milli düşünce kolektif olarak çalışmadığında sonuç çok iyi yere varmıyor. Yanlış politikalar bugün bizi birkaç üreticinin eline düşürdü. Öyle olunca herkes istediği fiyata mal satma peşinde. Tüm dünyada hammadde fiyatları arttı ancak Türkiye’de bu oran dünya ortalamasının çok daha üstünde. Gümrük vergileri konulunca aynı kalemleri Türkiye’de üreten üreticiler de ürünlerin fiyatlarını yukarı çekti. Şu anda ithal malzemenin önünün kesilmesi ve Türkiye’de yeterli üretim olmaması nedeni ile mal tedarik etmekte zorlanıyoruz. Fiyat artışları da yüzde 60’ı aştı. Buna rağmen özellikle pamukta bazı üreticiler satmamayı tercih ediyor. Tekstil kaderine tek edildi” diye konuştu.