Hazır giyim, tekstil ve deride 'sistem' krizi
Yeni yıl itibari ile yürürlüğe gireceği belirtilen TAREKS, tartışmalara yol açtı. Sektör temsilcileri firmalar için maliyet, zaman ve emek kaybına yol açacak uygulamanın gümrüklerde ise kargaşayı beraberinde getireceğini savundu.
Yener Karadeniz |Kasım ayında Resmi Gazete’de yayımlanan ve 31 Aralık itibari ile tekstil, konfeksiyon ve deri ürünlerinde uygulanmaya başlanacak olan Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi (TAREKS), hem ithalatçı hem de ihracatçıların tepkisine yol açtı. Sistemin uygulanmasına sayılı günler kalmasına rağmen henüz sistem ile ilgili usul ve esasların belirlenmemesi sektörlerde tedirginliğe yol açarken sistemin ayrıca gümrüklerde kargaşaya yol açmasının yanı sıra emek, zaman ve ek maliyetleri beraberinde getireceği dile getiriliyor. Bu nedenle Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Tescilli Markalar Derneği (TMD) ve Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) ilgili bakanlığa uygulamanın iptali için yazı göndermeye hazırlanıyor. Öte yandan sistemi yürütecek olan denetmen sayısının ise yalnızca 25 civarı olduğu belirtilerek denetmenlerin başka görevleri de olduğu ve bu çapta bir sisteme yetişmelerinin mümkün olmadığı belirtiliyor.
DIŞYÖNDER tarafından DIŞYÖNDER Başkanı ve Mentor Grup Ortağı Dr. Hakan Çınar moderatörlüğünde gerçekleştirilen online konferansta sistem ile ilgili bilgi veren PwC Dolaylı Vergi Hizmetleri Kıdemli Danışman Kaan Köktürk, ithal ürünlerin kanserojen madde açısından belirlenen limitlerin yönelik ithalat sonrası denetime tabi tutulduğunu hatırlattı. Mevcutta 2009’dan bu yana İHKİB iştiraki EKOTEKS Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri katkısı ile yürütülen sürecin artık TAREKS sistemi ile gerçekleştirileceğini belirten Köktürk, “Mevcut sistemde ürünün gümrük beyannamesi tescil ediliyor, vergiler ödeniyor. Sonra bir uyarı gidiyor ve mevcut uygulamaya göre İstanbul içinde saatler ile ifade edilen sürelerde sörveyanlar numuneyi alıyorlar ve numune alındıktan sonra ürün ithalatçısına teslim ediliyor. Ürün uygun çıkmazsa ve ithalatçı firma da ürünleri piyasaya sürmüşse bunlar piyasadan toplatılıyor ve kendisine birtakım müeyyideler uygulanıyor. Yani önceden, denetim yapılmadan ürünlerin ithaline izin veriliyor. Yeni gelecek olan TAREKS sisteminde ise denetimler gümrük beyannamesinin tescili öncesinde yapılıyor. Yani ürünün güvenli olduğu belgelendikten sonra ithaline izin veriliyor” diye konuştu.
“11 yılda bin 700 zararlı ürünün piyasaya girişini önledik”
İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe de TAREKS kapsamına alınan Riske Dayalı Denetim Sistemi’nde (RDDS) İHKİB iştiraki EKOTEKS’in de yer aldığını hatırlattı. 2009’da kotaların kaldırılması sonrası özellikle Çin gibi ülkelerden gelen sağlıksız ürünlerin insan sağlığını tehlikeye sokmaması için oluşturulan RDDS’ye sektör olarak büyük destek verdiklerini söyleyen Gültepe, “11 senedir oturmuş bir sistemden bahsediyoruz. 2009’dan bu yana 3.5 milyonun üzerinde beyannameden 160 bine yakını riske düştü ve numune inceleme sonucunda bin 700 civarında ürünün piyasaya girişini engelledik. Bu büyüklükte sistemi herhangi bir aksamaya yer vermeksizin yürütmek çok önemli ve İHKİB olarak bu sınavda başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. 2009’da böyle bir gereksinim vardı görüştük, istişare ettik, sistemi kurduk ve çalıştırdık. Şimdi bu kararı aslında biz de bir tebliğ ile birlikte öğrendik. Sektör başkanı, TİM’de başkan vekili ve Sakarya Birinci Organize Başkanı olarak böyle bir çalışma yapıldığı zaman istişare yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
Karar bizi endişelendiriyor
Konferansta konuşan BMD Başkanı Sinan Öncel de tebliğin şu an tarihinin en kötü dönemini geçiren sektörde büyük tepkilere yol açtığını söyledi. Bünyelerinde bulunan 424 markanın 350’sinin uygulamaya konu alanlarda faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Öncel, “2016’da ayakkabı sektörü 707 milyon dolar ihracat, 736 milyon dolar da ithalat gerçekleştirmişti. Bu yılın ocak-ekim döneminde ise ihracat hemen hemen aynı kalırken ithalat 391 milyon dolara geriledi. Hazır giyimde ise 15,4 milyar dolar ihracat varken ithalat miktarı ise 1 milyar 161 milyon dolar düzeyinde. Gümrük vergilerinin geldiği durum belli, yerli alamıyor, yabancıya satıyoruz, ona da gel, ye iç, 5 yıldızlı otelimizde kal ama buradan alışveriş yapma diyoruz” diye konuştu.
“Artık dükkanı kapatın gidin demek”
11 yıldır uygulanan sistemde her hangi bir sorun yaşamadıklarını anlatan Öncel, ayakkabı sektöründe bir dönem TAREKS’in uygulandığını ve o dönemde laboratuvarlar ve süreç ile ilgili birçok sorun yaşadıklarını anlattı. Öncel, “Laboratuvarların yüzde 90’ı bakanlığın belirlediği fiyat listesine uymuyordu. Gümrük bedeli kadar test parası ödediğimiz zamanlar oldu. Ben kendi şirketim için 112 bin TL ödediğimi biliyorum. Malın bedelinden büyük rakamlar bunlar. Hiçbir ülkede bu kadar ücret alınmıyor. Uygulama ile ürün gümrükten 1-1,5 ay çekilemediği olacak. Antrepo bedellerine katlanılacak. Daha önceki uygulamada itiraz hakkımız olmadığı için para ödüyor sonra itiraz ediyorduk. İtiraza da cevap alamıyorduk. Perakende markalarının hepsinin yaşadığı acı ve hoş olmayan anılar bunlar. Markalarımızın hiçbirinin böyle bir uygulama karşısında olumlu tavır alacağını düşünmüyorum. Bu artık dükkânlarınızı kapatın gidin demek” ifadelerini kullandı.
“Alışveriş turizmi AB’ye, Dubai’ye kayacak”
TMD Başkanı İzzet Stamati de Türkiye’deki imalatçıları korumak için getirilen koruma önlemlerini haklı gördüklerini ancak 2011’den itibaren her sene artırılan vergiler ile bugün hazır giyim sektöründe vergilerin yüzde 40’a ulaştığını söyledi. Stamati, “18 milyar dolarlık ihracatın yüzde 70’i AB’ye yapılıyor. Ama oradan yapılan ithalat 300 milyon doları geçmiyor. Bu kadar önlem ihracatı da sekteye uğratacak. Dövizi olmayan Güney Amerika ülkelerinden daha zor şartlar altında ithalat yapıyoruz. Hiçbir şekilde tolerans gösterilmiyor. Bu bizi üzüyor. Yurtdışından daha pahalı hale geldik. Yerli tüketici artan fiyatlar nedeni ile pazar açılınca yurtdışından ürün alacak. Hem gümrük vergisinden olacağız hem de döviz kaybedeceğiz. Alışveriş turizmi de yavaş yavaş AB ve Dubai’ye kayacak. Bundan sonra ithalatı yavaşlatmak için alınacak her türlü aksiyon ülkemize zarar verecek” dedi.
Gümrükte emek, maliyet ve zaman kaybına yol açacak
Düzenlenen konferansta yer alan konuşmacılar TAREKS ile ilgili riskleri ve eski sistem ile ilgili farkları şöyle sıraladı:
►Halihazırda tescil sonrası yapılan denetimler tescil öncesine alınıyor.
►Numune almakla görevli 30 civarında sörveyan varken yeni sistemde sörveyanların yerini alacak olan Ticaret Bakanlığı ürün denetmenleri sadece İstanbul’da bulunuyor ve sayısı da 25 civarında. Denetimler ile ilgili tüm süreci numuneyi alan denetmenler yapacak.
►Denetmenler sadece tekstil, ayakkabı ve konfeksiyon ürünlerini değil, aynı zamanda oyuncak, tıbbi cihazlar, kişisel koruyucu donanımlar gibi 8-10 ayrı ürün grubunu da denetliyorlar. Söz konusu denetmenler ayrıca fırın, etiket denetimi gibi birçok görevlere de gönderilebiliyor.
►Denetmenlerin bu çapta bir sisteme yetişmeleri mümkün görünmüyor.
►TAREKS başvuru sisteminin nasıl yapılacağı bilinmiyor.
►TAREKS marka ve model bazında risk analizi yapıyor. Eski sistemde bir beyannameden denetime bir tane ürün düşerken, TAREKS’den kaç tane düşerse düşsün bütün marka ve modellerin mevcut sisteme tek tek girilmesi gerekiyor ve bu girişlerin sisteme yapılması günlerle ifade edilen süreleri bulabilir.
►Sistem iş yükü ve maliyet getirecek.
►Halihazırda başvuruda 80 TL ücret ödeniyor ve bu ücretler bir havuzda toplanıyor. Teste giden ürünler uygun çıkarsa test ücreti havuzdan karşılanıyor. Eğer uygunsuz çıkarsa ücret ithalatçı tarafından ödeniyor. TAREKS tarafından teste yönlendirilen ürünlerde ise başvuru ücreti 100 TL. Ücret her halükarda ithalatçı tarafından ödeniyor.
Test sayısı 9 kat artacak
Adidas Türkiye Gümrük Operasyonları Müdürü Ali Şişli, sistem ile ilgili yaptıkları çalışma sonucu çıkan sonuçları şöyle aktardı: “Yeni uygulamanın en kritik noktası denetim frekansları. Bunun rakamsal karşılığı yıllık olarak test edilecek ürün adedi 100 olurken yeni sistemde bu rakam bine çıkacak. Bu ciddi bir artış. İthalat çok daha zorlayıcı hale gelecek. Test maliyetleri de ithalatçıya yüklenecek. Ardiye ve demurajda da ek bir maliyet getirecek. Bakanlıkça belirlenen laboratuvarlar için fiyattan uygulamaya kadar her alanda bir standart oluşturulması ve bunların uygulanması çok önemli.”