Tayvanlılar rüzgâr ve güneş elektriğini depolamaya talip
Tayvanlı enerji depolama ve solar sistemleri üreticisi URE, ilk 10 yılını doldurduğu için YEKDEM kapsamından çıkacak rüzgâr ve güneş enerji santrallerinin elektriğini depolayacak sistemleri tedarik etmeyi hedefliyor.
Mehmet KARA
Tayvanlı United Renewable Energy (URE) Global Satış ve Satış Yönetimi Bölümü Başkan Yardımcısı Chienping Hsieh, ürün, çözüm ve diğer faaliyetleri konusunda Enerji Günlüğü’nden Sabiha Kötek’in sorularını cevapladı. Tayvan merkezli ve oldukça yüksek sermayeli bir şirket olduklarını ifade eden Hsieh, “628 milyon dolar sermayemiz, 3000 çalışanımız var. Yani küçük bir şirket değiliz. Ana ürünlerimiz güneş hücresi, güneş paneli, solar sistemler ve enerji depolama çözümleri” dedi.
YEKDEM’den çıkacak santrallere çözüm
Türkiye’de halen çok sayıda güneş ve rüzgar enerji santrali bulunduğunu hatırlatan Chienping Hsieh, “Bunların tamamına yakının ürettiği elektriğe ilk 10 yıl süresince alım ve fiyat garantisi sağlanmıştı. Bu alım garantileri sona ermeye başlayacak” dedi. Rüzgar ve güneş santralleri günün belli saatlerinde elektrik ürettiğini hatırlatan Hsieh, “Ve eskiden dağıtım şirketleri bunu satabilsin ya da satamasın almak zorundaydı. Ama artık bu şirketlerin bir yükümlülüğü kalmayacak, satın almak zorunda olmayacaklar. 0 nedenle bu üretilen enerjilerin depolanması gerekecek. Yani yeni depolama birimlerine ihtiyaç duyulacak” ifadelerini kullandı. Söz konusu santrallerin enerji depolama sistemleriyle daha verimli işletilebileceğini kaydeden Hsieh, bu nedenle Türkiye pazarına özellikle enerji depolama çözümlerini tanıtıp sunmak istediklerinin altını çizdi.
Satış kanalı için yerli partner arayışı
Chienping Hsieh, pazara sunacakları enerji depolama sistemleri konusunda ya yeni hizmet şirketlerinin devreye girebileceğini ya da toptan satış yapan şirketlerle anlaşmalar yapabileceklerini kaydetti. URE’nin geliştirip üretip pazara sunduğu enerji depolama ürünlerinin diğer pek çok üründen farklı olduğunu vurgulayan Hsieh “Enerji depolama sistemlerinde pek çok yangın olayı yaşanıyor. Ve kullanılan bataryalar aslında telefon bataryasına benzeyen türde bataryalar. Tipik olarak LCM dediğim bataryalar üretiliyor. Ama biz rakiplerimizin aksine Lityum demir fosfat bataryalar kullanıyoruz. Bunun cep telefonu bataryaları ve diğer LCM bataryalara göre enerji yoğunluğu daha düşük ve çok çok daha fazla güvenli” diye konuştu.
Ucuz ama ‘kurşun gibi ağır’
Kesintisiz güç kaynaklarının (UPS) yaygın şekilde kullanıldığını hatırlatan Chienping Hsieh şunları söyledi:
“Bu kapsamda fabrikalarda normalde kurşun asit bataryalar kullanılıyor. Aslında ucuz olduğu için insanlar bu bataryalara yöneliyor. Ama içinde kurşun gibi ağır bir metal var ve bu nedenle Avrupa’da kullanımı yasak. Bu yüzden şirketler artık daha çevreci bataryalar istiyorlar. Tabii az önce bahsettiğimiz bir cep telefonu bataryası ile aynı sisteme salip LCM’yi de istemiyorlar çünkü bu da çok tehlikeli oluyor.”
Türkiye pazarına giriş için en uygun zaman
Türkiye güneş enerjisi pazarını da değerlendiren Hsieh şunları ifade etti: “Daha önce büyük ölçekli ihaleler öne çıkıyordu. Ama şimdi konutlarda küçük küçük sistemler, çatı uygulamaları bunların yerini almaya başladı. Dolayısıyla bizim buraya gelip depolama sistemlerimizi sunmamız için oldukça iyi bir zaman. Türkiye’ye esas geliş amacımız bu. Türkiye’de güneş panellerinin ülke içinde üretilmesi destekleniyor ama biz pek çok şirkete güneş hücresi satıyoruz.”