Tümen Tarım, yeni paketleme tesisi kuruyor
Türkiye’ye 1992 yılında ilk kivi ithalatını gerçekleştiren firmalardan biri olan, bugün Kore sınırından Afrika’ya kadar 3 kıtaya kivi ihracatı yapan Tümen Tarım, 1 milyon Euoru’luk ek yatırım yaparak yeni paketleme tesisini 2021 yılında faaliyete geçirmeyi planlıyor.
Şirin Çavuş
Mersin - Ürettiği kivileri 4 kıtaya ihraç eden Tümen Tarım, 1 milyon Euro’luk yatırım yaparak yeni paketleme tesisini 2021 yılında faaliyete geçirmeyi planlıyor. Çukurova’da toplamda 4 bin dekar arazi, 30 bin metrekare kapalı alan ve 2 bin kişilik istihdam ile üretim faaliyetine devam eden firma yeni yatırımlar ile hem ihracatını hem de istihdamı artırmayı hedefliyor. Üretimin artmasıyla depolama ve paketleme tesislerini de artırmaya başladıklarını söyleyen Tümen Tarım İhracat Müdürü Kerem Baltu, “Mersin’de yeni bir paketleme tesisi kuracağız. Projesi tamamlanan tesisin temellerini 2 ay sonra atmayı planlıyoruz. Tesis kurulumu için 1 milyon Euro’luk yatırım planlıyoruz” dedi.
Üretici, ithalat, ihracat, paketleme, depolama ve sarartma işlerini de yaptıklarını belirten Baltu, iç ve dış piyasada önemli pazarlara sahip olduklarını söyledi. Baltu, yıllık 50 bin ton yaş meyve ve sebze üretimi gerçekleştirdiklerin altını çizerek şunları kaydetti: “Üretimimizin yüzde 50’si ile Afrika, Asya, Avrupa ve Amerika gibi birçok kıtaya ihracat gerçekleştiriyoruz. 2020 yılı sonunda ihracatta artış hedefliyoruz. Sadece Avrupa kıtası için 3 milyon Euro’yu geçmeyi planlıyoruz.”
“Tarımda milli ve bağımsız olunması gerekiyor”
Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni ürün çeşitlerini sağlayabilmek için tarımda milli ve bağımsız olunması gerektiğini belirten Baltu, ülke olarak ithal edilen ürün gruplarının yurt içinde üretilebilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı. Tohum, gübre ve ilaç gibi birçok girdi kaleminin ithal olması nedeniyle maliyet artışı yaşandığını ve dolayısıyla bir süre sonra üretimin hamallığa dönüşeceğini belirten Baltu, şöyle konuştu: unları kaydetti: “Bu hamallıktan kurtulmamız gerekiyor. Bunun hem ülke ekonomisine hem de üreticiye çok büyük zararları var. Yüksek maliyetler ile boğuşan küçük işletmeler ve çiftçiler üretim yapamaz hale geliyor. Çiftçilerin desteklenerek ve kooperatiflerin oluşturulması gerekiyor. Türkiye’de tohum, gübre ve ilaç üretimini artıracak çalışmalar yapılmalı. Önümüzdeki bu temel sıkıntılar çözülmediği müddetçe, yüksek maliyetler sebebiyle, Avrupa pazarına rekabetçi olamayan fiyatlarla ürün göndereceğiz.”
“İthal edilen meyveleri yetiştirmeye başladık”
Türkiye’ye yetmeyen ve dışarıdan ithal edilmek durumunda kalınan ürünlerden muz ve avokado meyvelerini yetiştirmeye başladıklarını söyleyen Baltu, 2018 yılında ekimine başladıkları avokado fidanlarının büyümesi ile yetişen meyvelerin bir bölgenin avokado ihtiyacını karşılayabilecek miktarda olacağını belirtti. İlerleyen dönemlerde üretim faaliyetli yatırımların artacağının altını çizen Baltu, 100 dönüm arazi üzerinde başladıkları üretimden bin tonluk avokado beklediklerini belirtti. Adana bölgesinde ilk muz üretimi yaptıklarının da altını çizen Baltu, muz üretim kapasitelerinin 2 bin ton olduğunu ve kapasitede artışa giderek 5 bin tona ulaşmak istediklerini ifade etti.
“Türkiye lojistik avantajını kullanamıyor”
Dünyanın lojistik üssü konumunda olan Türkiye’nin bu avantajı yeteri kadar kullanamadığını belirten Baltu, nakliye maliyetlerinin yüksekliğinden yakınarak, “Ürettiğimiz her ürünün Yunanistan, Bulgaristan ve İtalya’da yetiştirilen ürün grupları ile karşılaştırıldığında çok daha uygun. Fakat buna rağmen yüksek nakliye ücretleri nedeniyle sürekli dezavantajlı konumdayız. Bugün bir geminin Amerika’dan ya da Çin’den Türkiye’ye gelmesi bizim buradan Avrupa’ya ürün göndermemizden daha ucuza mal oluyor. Neredeyse 10 katımız yol gelen bu ülke firmaları ile aynı maliyeti ödemek zorunda kalıyoruz. Lojistik ağımız geliştirilmeli, transit süreleri de azaltılmalıdır” diye konuştu.