"Yerli yedek parçaya destek verilmeli, onarıma cazibe kazandırılmalı"
TÜSED ve TOBB-SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem, yedek parçalar, boya malzemesi ve kimyasalları ile işçilik giderlerinde yaşanan artışa dikkat çekerek, yurt içerisinde uluslararası standartlardaki yedek parça üretiminin desteklenmesi ve hasarlarda parça değişiminden çok parça onarımına gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Selçuk Altun |Selçuk ALTUN
Türkiye Sigorta Eksperleri Derneği (TÜSED) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sigorta Eksperleri İcra Komitesi (TOBB-SEİK) Başkanı Ahmet Nedim Erdem, g eçen yıl eylül ayında başlayan kur artışı sonucu yükselen yedek parça ve boya malzemeleri fiyatlarının hasar maliyetlerinde ani ve yüksek oranlarda artışa neden olduğuna dikkat çekti. Yedek parça temininde dışa bağımlılık nedeniyle kur artışının maliyetleri doğrudan etkilediğini dile getiren Erdem, 100 liralık bir maddi hasarda 70 liranın yedek parça için ödendiğini söyledi.
Erdem, 2021 yılı üçüncü çeyreğine kadar pandemi sürecinde yaşanılan normalleşme ile hasar dosya sayılarında bir önceki yıla göre bir miktar artış gerçekleşse de bunun hasar birim maliyetlerinde aşırı bir artış yaratmadığını aktardı. Bu dönemde dövizdeki kurlarındaki yüksek olmayan artışların hasar maliyet kalemlerini çok etkilemediğini bildiren Erdem, “Fakat 2021 yılı eylül ayı itibarıyla başlayıp aralık ayının üçüncü haftasında tavan yapan döviz kurlarındaki hareketlilik genelde yurt dışından temin edilen başta yedek parçalar ve boya malzemeleri olmak üzere hasar maliyetlerinde ani ve yüksek oranlarda artış yaşanmasına sebep oldu. 2021 yılı içerisinde dünya genelinde yaşanan çip krizinin ise hasara konu parçaların temin ve maliyetlerinde olumsuz bir yansıması gözlemlendi” dedi.
Günümüzde hasar maliyetlerinin yüzde 70’e yakın kısmının yedek parçalardan oluştuğunu aktaran TÜSED Başkanı Erdem, şunları söyledi: “Yani maddi bir hasar için ödenen her 100 TL’nin 70 TL’si yedek parçalar için ödeniyor. Yedek parçaların temininde ise dışa bağımlılık oranımız son derece yüksek. 2021 yılı içerisinde gerçekleşen döviz kuru artışları doğrudan parça fiyatlarına yansıdı. 2021 yılı başındaki döviz fiyatlarının 2022 yılı başında yüzde 83 arttı. Bu artışa ilave olarak dünya genelindeki enflasyon artışlarının da parçaların döviz bazlı fiyatlarında yüzde 6 – 7 gibi bir oranda artışa sebebiyet verdi.”
Maliyet artışları yedek parça ile sınırlı değil
Ayrıca hasar maliyetleri içerisinde önemli bir yere sahip olan oto boyaları ve kimyasalları fiyatlarının da aynı olumsuz etkiye maruz kaldığını aktaran Erdem, “2021 yılı sonu itibarıyla gerçekleşen enflasyon oranı ve bunun yanında asgari ücretteki artışın da onarım işçiliği maliyetlerine 2022 yılı ilk çeyreğinde olumsuz yansıyacağı görülmektedir. Yine hasar maliyetleri içerisinde yer alan başta elektrik ve doğalgaz (oto boya atölyelerinde boya fırın maliyetlerinde önemli bir yere sahiptirler) olmak üzere enerji maliyetlerindeki artışlar ve akaryakıt fiyatlarındaki artışların özellikle lojistik maliyetlerine olumsuz etkisi de oto hasar maliyetlerindeki artışların ana sebepleri olmuştur” ifadelerini kullandı.
Erdem, en büyük artışın sırayla; yedek parçalar, boya malzemesi ve kimyasalları ile işçilik giderlerinde olduğunu belirterek “Bu noktada yurt içerisinde uluslararası standartlardaki yedek parça üretiminin desteklenmesi ve hasarlarda parça değişiminden çok parça onarımına gidilmesi önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
TÜSED'DEN FİYAT ARTIŞI UYARISI
Türkiye Sigorta Eksperleri Derneği (TÜSED), yaptığı açıklamada tüm dünyada ve Türkiye’de yaşanan fiyat artışlarına bağlı olarak, yapı, eşya, makine, demirbaş, konut ya da vasıta gibi birçok sigortalanabilir kıymetin yeni değerlerinin oldukça yükseldiğine dikkat çekti. “Sigorta bedeli/sigorta değeri farkı” konusunun altını çizen TÜSED açıklamasında, fark oluştuğu takdirde eksik sigorta hükümleri uygulandığı belirtilerek, “Tüketicilerin poliçedeki sigorta bedellerinin, sigortalanan kıymetlerin güncel ve de toplam değerlerinin karşılığı olarak belirlenip belirlenmediğine dikkat etmesi gerekmektedir. Bu sayede kısmi veya tam hasar durumunda oluşacak mağduriyetlerin önüne geçilecektir” ifadeleri kullanıldı.