Tahvil Garanti Fonu kuruluşuna sigortacılar talip
Tahvil Garanti Fonu kurulması konusundaki reform çalışmalarını desteklediklerini belirten Ahmet Yaşar, fonu kurma görevinde sigorta şirketlerinin öncü rol oynayabileceğini söyledi.
Selçuk Altun |Selçuk ALTUN
Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, Ekonomi Reform Paketi’nde yer alan Tahvil Garanti Fonu kuruluşunun sigorta şirketleri tarafından gerçekleştirilebileceğini belirterek, devletin de bu kurulan fona ortak olabileceği önerisinde bulundu.
Son açıklanan Reform Paketi, sigorta sektöründe bir çok konuda heyecan yarattı. Pakette 18 yaş altının da Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) dahil edileceği ve BES dışındaki vakıf, sandık, dernek vb. kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin 2023 sonuna kadar BES’e aktarımına imkân verileceği belirtildi.
Piyasalar ve sigorta sektörü tarafından çok fazla görülmeyen önemli bir konuyu da Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, gündeme getirdi. Reform paketinde kendisini yatırımlar ve sigorta sektörü açısından en çok heyecanlandıran konunun Tahvil Garanti Fonu kuruluşu olduğunu söyleyen Yaşar, “Açıklanan paketteki en önemli reformlardan birisi Tahvil Garanti Fonu’nun kurulmasına ilişkin karardır. Sermaye piyasalarına daha önce ulaşamamış şirketlerin, Tahvil Garanti Fonu ile piyasalara erişimleri mümkün olacak. Sermaye piyasalarındaki gerek kurumsal gerek bireysel yatırımcılar garanti fonunun sağladığı teminat ile reel sektör şirketlerinin borçlanma araçlarına talep oluşturabilecekler. Bu fonu kurma görevi de sigorta şirketlerine verilebilir” dedi.
“Hayati öneme sahip”
Reel sektörün finansman kaynaklarına bakıldığında banka finansmanının ilk sırada yer aldığını vurgulayan Yaşar, faktoring, leasing ve finansman şirketlerinin de sınırlı da olsa kaynak sağladıklarını belirterek, “Bu şirketleri incelediğimizde, çoğunun banka iştiraki olduğunu görüyoruz. Oysa gelişmiş ülkelerde, sermaye piyasalarından borçlanma araçları ihraçları ile sağlanan kaynağın önemli yer tuttuğunu biliyoruz. Ülkemizde bireysel emeklilik fonları, sigorta şirketleri fonları, işsizlik sigortası fonu, vakıf ve sandıklar, büyük bireysel yatırımcılar gibi piyasa aktörlerinin yönettikleri fonlar yüz milyarlarla ifade edilen seviyelere ulaştı. Daha da önemlisi şu anda dünyada merkez bankalarının parasal genişleme politikaları sayesinde trilyonlarca dolarlık yatırım yeri arayan fonlar oluştu. Bunları doğrudan reel sektör şirketleriyle buluşturmak gerekiyor. Bu bakımdan kurulacak Tahvil Garanti Fonu’nun hayati öneme sahip olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Kredi riski kontrol edilebilmeli
“Sermaye piyasalarındaki yatırımcıların en önemli sorunu borçlanma aracı ihraç eden şirketlerin ve borçlanma araçlarının yarattığı kredi riskini kontrol edememek olduğunu düşünüyoruz” diyen Yaşar, gelişmiş piyasalarda borçlanma araçlarının sigortalanabildiğini ve yatırımcıların ödedikleri primlerle kredi risklerini kontrol edebildiklerini kaydetti. Quick Sigorta’nın Ekim 2020’den bu yana benzer sermaye piyasası araçlarına teminat sağlanması konusunda bir çalışma gerçekleştirdiğini sözlerine ekleyen Yaşar, şunları söyledi:
“Ekim 2020’de Türkiye’de ilk defa bir VDMK’ın (Varlığa Dayalı Menkul Kıymet) kefalet sigortası ile 15 Milyon TL’lik ihracına destek olduk. 11 Mart 2021’de de aynı ihraççının 2 yıl vadeli 30 milyon TL’lik VDMK ihracına destek olduk. Her iki ihraç da yatırımcılardan büyük ilgi gördü ve bizlere gelen yorumlardan anladığımıza göre yatırımcıların ilgisinin sebeplerinden birisi de menkul kıymet üzerindeki Quick Sigorta kefalet sigortası oldu. Sözkonusu iki ihracın en önemli özelliği ihracı gerçekleştiren şirketin daha önce sermaye piyasalarına hiç erişmemiş bir şirket olmasıydı.”
“Fonu sigorta şirketleri kursun, devlet ortak olsun”
Hükümetin Tahvil Garanti Fonu kurulması konusundaki reform çalışmalarını fikren desteklediklerinin altını çizen Yaşar, “Maddi olarak desteklemeyi de, bizlere bir görev verilirse çok isteriz. Bizce farklı modeller kurulabilir. Mesela, fonu kurma görevi sigorta şirketlerine verilebilir. İstekli olan sigorta şirketleri fonun sermayesini ve yöneticilerini belirleyerek şeffaf ve verimli bir yapı kurabilir. Devlet de kurulan fona ortak olabilir. Fona sağlanacak reasürans desteği ile kısa bir süre içinde milyarlarca liralık kapasite oluşturulabilir. Bağımsız denetim şirketleri, rating şirketleri, aracı kurumlar gibi paydaşlarla reel sektör şirketlerinin en düşük maliyetle buluşturulmasında da öncü rol oynayabiliriz. Devletimiz fonu doğrudan kendisi kurmak isterse de Tahvil Garanti Fonu’na koasürans desteği vererek kendi kapasitemizi kullandırabiliriz.”