Quick, eğitimin de sigortası!
Quick Sigorta, 2017'de faaliyete başladıktan sonra acentelerinin de onayını alarak acente toplantısı yapmayıp buradan elde edilen tasarrufla bir okul inşa etme kararı almıştı. Şirket, 24 Kasım'da Quick Sigorta Gülseren-Hüseyin Doğan İlkokulu'nun resmi açılışını yaptı.
Haber Merkezi |Quick ve Corpus sigorta şirketlerini bünyesinde barındıran Maher Holding, Antalya’da bir dizi etkinliğe imza attı. 4 gün süren yoğun program grubun sosyal sorumluluk projesi olan okul açılışı ile başladı. Alanya’da 32 derslikli Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu’nun resmi açılışı 24 Kasım Öğretmenler Günü gerçekleştirildi. Okul, Maher Holding ve Quick Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Erdemoğlu’nun kayınvalidesi ve kayınpederi olan Gülseren- Hüseyin Doğan adına yaptırıldı ve 2022-2023 eğitim-öğretim yılında faaliyetlerine başlayarak 380 öğrenciyi ve ikisi yönetici olmak üzere 13 öğretmeni eğitim hayatına kavuşturdu.
Açılışta Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Alanya Belediye Başkan Yrd. Ali Yenialp, İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yılmaz, Belediye Başkan Vekili Merve Baysal, Merinos Halı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Erdemoğlu ve Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu başta olmak üzere kalabalık bir protokol ekibinin yanı sıra Quick Sigorta’nın 81 ilden 500’e yakın acentesi bulundu.
Törende ayrıca TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut, TOBB SEİK Başkan Vekili TOBB Sigorta Müdürü Mevlüt Söylemez, Sigorta Tatbikatçılar Derneği Başkanı Fahri Altıngöz, TÜSAF Başkanı Adnan Çelik, TÜ- GAP Başkanı Abdulcelil Alkış, Uluslararası Sigorta Fuarı yöneticileri, Antalya Sigorta Acenteleri Derneği temsilcileri, Siyasi parti temsilcileri ve gazeteciler derneklerinin temsilcileri de yer aldı.
İlk konuşmayı yapan İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yılmaz, sözlerine Alanya hakkında bilgiler vererek başladı. 26 ilden daha büyük olan Alanya’da şimdiye kadar hayırseverler tarafından 106 okul yaptırıldığını, altı yeni okulun da yapım aşamasında olduğunu belirten Yılmaz, ilçenin hayırseverlerin başkenti olarak anıldığını belirterek şöyle devam etti: “Hayırseverlerimiz devletimizin çok önemli bir görevini de üstlenmiş bulunuyor. Quick Sigorta vesilesiyle ilçemize okul yaptıran Sayın Maher Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Erdemoğlu da hayırseverler kervanımıza katılmış oldu. Tüm öğrencilerimiz ve halkımız adına Quick Sigorta ailesine ve okulun yapımında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.”
“Ülkemize kalıcı eserler bırakma sevdasındayız”
Merhum babası Mehmet Erdemoğlu’nun mirası sayılacak yaşam ilkelerinden eğitime verilen önemden bahsederek konuşmasına başlayan Maher Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Erdemoğlu, “Bizler de onun yaşarken başlattığı ülkemize kalıcı eserler bırakma sevdasına devam ediyoruz. Öncelikle bizlere bu prensipleri aşıladığı için rahmetli babamız Mehmet Erdemoğlu’nu saygıyla anıyorum” dedi. Başta okul yeri seçimi ve katkılarından dolayı Alanya Belediye Başkanı Adem Yücel’e ve Milli Eğitim Bakanlığı ekiplerine, sayısı 4 bini aşan acentelere ve okulun yapımına emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasına devam eden Erdemoğlu, şunları söyledi: “Bu okulda okuyacak gençlerin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için çalışan, çalışkan, vatansever, dürüst ve namuslu insanlar olarak gelişmelerini temenni ediyorum. Bugün Öğretmenler Günü olması vesilesiyle başta kendisi de öğretmen olan eşim Mine Hanım ve tüm öğretmenlerimizi kutlarım. Okulumuzun Alanyamıza, ülkemize ve dünya insanlığına hayırlı olmasını diliyorum.”
“Sigortayı halka anlatmada önemli bir rol üstlendi”
Erdemoğlu, konuşmasının ardından mikrofonu SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu’na devretti. Quick Sigorta ailesinin zoru başardığına dikkat çeken Eroğlu, bu tip sosyal sorumluluk projelerinin de sigorta sektörünü halka anlatmada önemli bir role sahip olduğunun altını çizdi. Eroğlu, şöyle devam etti: “Sigorta sektörünü tanıtmak, sektörün önemini anlatmak istiyoruz. Tabii bu paydaşlarımızla olunca kolay ama gerek ekonomi basını gerek politika ve gerekse halkımıza ulaşmada böylesi anlamlı projeler vesile oluyor. Bu uygulamaların, değerli hamlelerin sektördeki diğer şirketlere de örnek olmasını diliyorum. Bugün ayrıca önemli bir gün. Bir öğretmen çocuğu olarak böyle bir günde burada olmaktan çok mutluyum. Tüm okullar kıymetli ama bu okulun bir özelliği var ki ilçe kadar uluslararası bir konuma ulaştı; 26 ülkeden öğrenciyi aynı çatıda buluşturdu ve uluslararası bir okul oldu. Tüm Quick Sigorta ailesine bu anlamlı yatırımı için teşekkür ediyorum.”
Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer de Alanya’nın artık dünyaca bilinen bir ilçe olmasının altını çizerek ilçenin iki üniversitesiyle eğitimde de önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Quick Sigorta’nın okul için özellikle Mahmutlar’ı seçmesinin en çok yabancıyı barındıran bölge olduğu için önemli olduğunu belirtti ve ekledi: “İlçede 160 ülkeden, Mahmutlar Köyü’nde ise 26 ülkeden öğrenci öğrenim görüyor. Hayırseverlerin eğitime yaptığı yatırımlarla da gelişmeye devam edecek. Açılış için böylesi anlamlı bir günü seçtiği için de hayırsever ailemize teşekkür ediyorum.”
Mine Erdemoğlu: Erken yıllarda verilen eğitim çok önemli
Maher Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve eğitim gelişim merkezi ME-NOVA’nın kurucusu Mine Erdemoğlu, eğitime gönül vermiş biri olarak Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu’nun açılışında olmaktan duyduğu memnuniyeti şu sözlerle anlattı: “Eğitimi başarının anahtarı olarak görüyorum. Finansal açıdan da belli bir konumda olunca öğretmenlikten gelen gönül bağını bir yatırımla taçlandırmak istedik. Çok sayıda öğretmen açığının olduğu bir dönemde hem öğretmenlerimize hem de öğrencilerimize fayda sağlamasını hedefl edik ve Quick Sigorta adına bu yatırımı gerçekleştirdik. Erken yıllarda verilen eğitimin çok önemli olması bilgisinden hareketle anaokuldan başlayan bir ilkokul olarak inşa ettik burayı. Umuyorum ki çocukların beceriler ve değerler anlamında ilk tohumları burada atılacak. Ve en önemlisi eminim Atatürk’ün ilke ve inkılapları ışığında atılacak. Öte yandan değerli öğretmenlerimizin katkılarıyla bir de kütüphane oluşturduk, çocuklarımız için katkı sağlayacağını düşünüyorum.“
4 bin acentenin ismi temelde ve okul duvarında
Quick Sigorta Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu yaklaşık 6.5 dönümlük bir arazi içinde, 7 bin 495 metrekarelik büyüklüğe sahip. Okulda dört fen laboratuvarı, üç sistem enerji odası, kütüphane, çok amaçlı salon, kantin, beden eğitim salonu, üç adet sistem enerji odası, iki jeneratör odası, iki teknisyen odası, sığınak ve su deposu da yer alıyor. Bahçedeki hem basketbol hem de voleybol oynanmasına müsaade edecek geniş sahalar bulunuyor. Temeli acentelerle birlikte atılan okulun, temeline konulan zaman kapsülünde ve okul duvarında tüm acentelerin isimleri yer alıyor.
SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu: Quick, 4. basamakta taşın altına elini koydu
24 Kasım akşamı, 500’e yakın acentenin katılımıyla trafik sigortası başta olmak üzere sektör gündeminin masaya yatırıldığı bir panel gerçekleştirildi. Panelde konuşmacı olarak SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, Maher Holding CIO’su Levent Uluçeçen ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut, Sigorta Tatbikatçılar Derneği Başkanı Fahri Altıngöz yer aldı.
SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu: Trafikten kaçana ciddi yaptırım
Trafik sigortasında 26 milyon kişinin sigorta talebi, 17 bin acente ve 40 tane de şirket var. Çok radikal çözümler düşünüyoruz. Sektörle istişare etmeden konuşmak istemiyorum. Gerekirse trafiği tamamen dışarıya çıkartabilir, acenteyle şirket arasındaki hukuki bağı kesebiliriz. Bu kadar radikal sonuç çözümlemelere gidebiliriz. Bir neşter atacağız trafiğe, hiç merak etmeyin. Bu sektör tek havuzlu, tek fiyatlı bile konuşuyorsa trafiği alırım; 17 bin acente, Sigorta Birliği Merkezi’nden hangi şirket yazıyorsa kessinler geçerim. Sigorta şirketlerimiz bu işi ya yapacak ya da yapacak. Başka yolu yok ama onları bu noktaya getirmeden önce onlara diyorum ki: fiyatı artırdım, yapısal yol haritasını koydum. Öz kaynağınızın yaşadığınız endişeleri paylaşıyorum. Bunlar da sizin gibiyim, empati yapıyorum. Kusura bakmayın, tüm sektörü bir Quick’e yükleyemeyiz. Yüzde 36’yı onlar üretiyor. Ben bunu genel müdürlere de söylüyorum. Quick burada taşın altına elini koydu. Dördüncü basamakta sektör niye imtina ediyor, ilk defa trafiğe giren kişilerden kaçıyorlar. Siz de ocakta göreceksiniz. İlk defa trafiğe giren kişilerin tarifesini farklılaştıracağız. Sektöre ben gerekli rahatlatmaları sağlıyorum. Tarifede bu düzeltmelerden sonra, yapısal yol haritasını açıkladıktan sonra ortaya bu kadar çözümler ortaya koyduktan sonra hala sektörümüz hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde kaçtığını görürsem o zaman kamunun şefk atli eli ciddi bir yaptırıma da dönüşür.
Maher Holding CEO'su Levent Uluçeçen: Trafik taşınabilir bir yük değil
Quick Sigorta acentelerinin trafik poliçesi kesmemesi gibi bir durumu yok, ama bu taşınabilir bir yük değil. Gerçekten de sistemimizi açtık, 24 saat poliçe kesiyoruz. Bu adil bir sistem değil. İlk üç ayda bizim zararımız yaklaşık 500 milyon liraydı. Bu zarar, süreç içinde tabii ki azaldı, ama bu çok tehlikeli bir durum yarattı. Şirketler bizim zararı gördükten sonra kaçınmaya başladılar. Ama Akif Başkan geldikten sonra gerçekten yapılan düzenlemeler çok olumlu oldu. Biz biliyoruz ki trafik sigortasından kâr etmeyeceğiz. Zaten hiçbir fizibilitemizde trafik sigortasından kârı ön görmedik. Biz bunu sermayedara da söyledik, ama Türkiye’de başka şeyler de oldu. Bu sefer oto dışı da çok büyük risk altına girdi. Şimdi hep trafik, trafik konuşuyoruz ama ben size bir şey söyleyeyim. 2023 yılında belki büyük fabrikalar teminat bulamayacaklar. Zorunlu sigortalarda teknik kar kolay kolay elde edemezsiniz, bu dünyada da böyle. Ancak şöyle bir belirsizlikle dünyada yok. Siz enfl asyona göre kendiniz ayarladınız. Şunu da ekleyeyim. Bu bir fiyat meselesi de değil. Fiyatlar dört katına çıktı, beş katına çıktı. İsterse yedi, sekiz katına çıksın. Belirsizlik var. Belirsizlik ne? Bugün asgari ücretin ne kadar olacağını kim biliyor? Hiçbirimiz tahmin edemiyoruz. Bizim gelirimiz TL’yle ve faizler şu anda 15-16’da ancak yükümlülüklerimiz asgari ücretle. Trafik sigortası yükümlülükleri asgari ücretle katlanarak gidiyor. Bunu da hiçbirimiz tahmin edemiyoruz. Tahmin edilemeyen bir ülkede sigorta yapabilir misiniz?
TOBB-SAİK Başkanı Levent Korkut: Acente poliçe kesemiyor, ama poliçesiz araç yok
Acenteler olarak trafik sigortasında çok büyük sorunlar yaşıyoruz. Açıkça söylüyorum, poliçeye erişemiyoruz. Acenteye gelenlere poliçe kesemediğimizde de vatandaşın sektöre güveni sarsılıyor. Baktığımız zaman sigorta vadesi bitip de poliçesini kestiremeyen vatandaş yok, erişim anlamında. Yeni piyasaya giren, trafiğe yeni çıkan araçlarda da poliçeye ulaşamayan yok. Demek ki acente olarak biz ulaşamıyoruz, ama bu poliçeler bir şekilde kesiliyor. Şirketlerle beraber gerçekten bunu masaya yatırıp tartışmamız lazım. Benim acente olarak penetrasyonum azalıyor, ama başka aracıların artıyor. Bizim belki öncelikli olarak bunu konuşmamız lazım. Evet, poliçeye ulaşılıyor ama ben ulaşamıyorum. Acente arkadaşlarım ulaşamıyor. Yarın poliçe kesebilecek miyiz, bilmiyorum. En büyük, önemli sorun bu bence. Çoğu şirkette gerçekten erişim yok. Öncelikle bunu halletmeliyiz. Erişimden sonra da zaten yine başkanımızın da dediği gibi çok ciddi sorun ve problemleri masaya yatırmamız lazım. Tabii ki kısa vadeli palyatif değil geniş bakmalıyız, uzun vadeli bakmalıyız. Bunu birkaç kez paylaştık. Burada da ben paylaşmakta imtina görmüyorum. Belki de sorun şu; arkadaşlarımız poliçe kesen şirketin acentesi olsa da olmasa da satışa erişmeli. Tüm şirketlerden trafik poliçesi, zorunlu poliçe kesilebilmeli. Sigortalı kapımıza geldiği zaman ‘hayır’ demek yerine en uygun poliçeyi kesip verebilmeliyiz. Bu bence çok önemli bir çözüm olur.
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar: Yüzde 95, yüzde 5'in cezasını çekiyor
Sigortacılığa ilk başladığımız yıllarda bu kadar trafik konuşmazdık. Daha çok oto dışı, mühendislik, nakliyat konuşurduk. Gerçekten de bu işlere odaklanan acentelerimiz bugün önemli noktalarda, önemli portföylere sahipler. Büyük mühendislik, yangın, nakliyat portföy yazan acentelerimiz. Trafik konusunu bir an önce bitiriyor olmamız lazım. Sadece prim değil konu. Yatırım gelirleri tarafı da çok önemli. Şirketimizin bu alanda da ciddi bir başarısı var. Biz sigortacılığı risk yönetimi ve fon yönetimi olarak iki ana kalemde görüyoruz. Risk yönetimini planlarken ondan daha önce fon yönetimi tarafını Levent Bey’in önderliğinde planlıyoruz. Dolayısıyla bütün planımızı, projemizi de ona göre yapıyoruz. Pandemi döneminde bu tavır yatırımını yaparken bazen inanamadılar bize. “Plazalar mezarlık olacak. Nasıl olacak bu iş?” diye baktıklarında bugün ne kadar doğru hamleler yaptığımız ortaya çıkıyor. Diğer taraftan şu konu da çok önemli; biliyorsunuz trafik sigortalarında frekans sadece yüzde 5. Dolayısıyla 100 kişiden 5’i hasar yapıyor. 95 kişi ne olduğunu anlayamıyor. 95 kişi diyor ki; ‘Bu sigortacıların derdi ne kardeşim? Yatıyorlar, kalkıyorlar, bir şeyler anlatıyorlar, sürekli bizim primlerimizi arttırıyorlar, sürekli bir zamdan bahsediliyor. Ben kaza yapmıyorum. Yanındakine soruyor, sen yapıyor musun? Ben de yapmıyorum, bbürü de yapmıyor.’ Niye? Çünkü doksan beş kişiyle ilgili bir konu yok. Dolayısıyla bizim konunun bu tarafına da mutlaka iniyor olmamız lazım.
Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz: Zarar semayedarı korkutuyor
Özellikle 2006'dan itibaren 15-16 yıldır hep trafik sigortası konuşa geldik, ama tabii trafik sigortalarının dışında da gerçekten büyük bir dünya var. Onları da konuşuyor olmamız lazım. Geçmişe baktığımızda 1994-2001-2008 krizlerini yaşadık. Önemli lokal krizlerden bir tanesi 2001. Global krizlerden bir tanesi 2008 ve her ikisinde de dünya reasürans piyasası çok ciddi bir şekilde etkilendi, bizi de etkiledi. Reasürans, sigorta şirketlerinin aldığı riskleri devretmesi. Bu bir ihtiyaç ve zorunluluk, çünkü bu kadar büyük ölçekli bir riski şirketlerimizin mevcut öz kaynaklarıyla üzerinde tutabilme şansı ve imkanı yok. Sektöre baktığımız zaman geçen sene üçüncü ay sonu itibariyle sektör toplam konsolide öz kaynak büyüklüğü 25 milyar TL. Bu üç ayın 2022 Eylül sonu itibariyle 36 milyar TL’ye çıkmış durumda. Evet nominal bir artış var ama yine sektörün prim büyümesi yüzde 20 bandında. Diğer taraftan ise trafik sigortalarında 9’uncu ay sonu itibariyle zarar yaklaşık 8 milyar TL. Öz kaynaklar gittikçe eriyor. Onun için de bu öz kaynak erimesi ister istemez hem uluslararası yatırımcıyı ki ülkemizde de biliyorsunuz %60-65’i uluslararası yatırımcının ortaklığı veya sahibi olduğu bir piyasadan oluşmakta, hem de yerli yatırımcıyı korkutuyor. Onun için de tabii uluslararası yatırımcı da bunu çok ciddi bir şekilde yakından izliyor ve politikalarını, kararlarını buna göre veriyor. Sigortacılık tabii uzun soluklu bir iş, uzun vadeli bir iş. Fakat bu uzun vadeli, uzun soluklu bu işi yaparken de bizim mutlaka ve mutlaka bir gelir üretmemiz lazım.
Sağlık da geçici, varlık da, önemli olan eser bırakmak
Maher Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Erdemoğlu, Antalya’da düzenlemiş oldukları programda ilk kez acentelerin karşısına geçti ve hayat hikayesini paylaştı. Aile şirketi Merinos’tan ve Gaziantep’ten ayrılış sürecini, İstanbul’a geldikten sonra sigortacılığa nasıl girdiğini paylaşan Erdemoğlu, “İstanbul’a geldiğimde ne yapacağımı bilmiyordum, ama ne yapmayacağımı çok iyi biliyordum, o da tekstil. Beni sigortacılık ile CEO’muz Levent Uluçeçen tanıştırdı” dedi. Tiyatro sanatçısı Hakan Bilgin’in sorularını yanıtlayan Mahmut Erdemoğlu, “Hikayemiz Besni’de başlıyor. Ben dört çocuklu bir ailenin en küçük üyesiyim. Besni’de doğdum. Babamız 1950-55 arasında kilim dokumasıyla ticari hayatına başladı. Sonrasında seyyar satıcılık dediğimiz kilim, battaniye gibi ürünlerle Türkiye genelinde pazarlamacılık yaptı. Bir gittiği zaman elinde ne kadar ürün varsa satmadan eve dönmezdi. Bu bazen üç ay, hatta altı ay oluyordu. Öyle ki bu dört çocuğun üçünün doğumunda babam evde değil, satıştaydı. 1970 yılındaysa evini ve ailesini Gaziantep’e taşıyıp iki kilim tezgahıyla sanayicilik yapmaya başladı. Bu 1980 yılına kadar kilim olarak devam etti.
1990 yılından itibaren ise Erdemoğlu Halı olarak üretime devam etti. Ben de okurken şirketimizde çalışıyordum, özellikle de yaz aylarında. Güncel koşullarda birçok aile çocuklarını esirgerler; yüzü kirlenir, eli kirlenir, eli makinenin arasında kalır, bir sıkıntı yaşar gibi… Biz yetişirken böyle bir şey görmedik. Ustanın veya patronun çocuğu muamelesi görmedik. Diğer işçiye ne muamele yapılıyorsa aynıydı. Bize bugünkü düşünceyi kazandıran da o yönetimlerdir aslında. Öyle olmasaydı biz bugün buralarda olmazdık. İbrahim ve Ali abilerim ve ben üniversiteyi bitirdikten sonra çalışmaya başladık. 1998’e kadar Erdemoğlu Halı olarak kaldı. Bu tarihten sonra ise Merinos Halı adını kullanmaya başladık. 2004’te mobilya işine girdik. Çeşitli sektörlerde yatırımlar yaptık ve oradaki süreç devam ediyor. Ben 2015 yılında Gaziantep’teki şirketlerdeki görevlerimi ve hisselerimi devrederek İstanbul’a yerleştim” dedi.
“Dünyayı gezdim, ufkum açıldı”
Aile şirketinde çalışırken ihracat ve satın alma departmanlarını yönettiğini belirten Mahmut Erdemoğlu, “Bu sayede 80’e yakın ülke dolaştım. En doğusundan batısına Yeni Zelanda’dan Amerika’ya kadar… Bu da aslında babamın ticaret gereği tüm Türkiye’yi geziyor olmasından gelen vizyonunun ürünüdür. Benim de ticari amaçlı gezdiğim bu dünya ülkeleri, bana farklı bir ticari bakış açısı kazandırdı. Öyle olunca ben de sanayicilikten ziyade farklı sektörlere yatırım yapmak amacıyla İstanbul’a geldim” şeklinde konuştu
Bu seyahatlerde en fazla etkilendiği ve örnek aldığı ülkelerin Almanya ve Japonya olduğunu belirten Erdemoğlu, şöyle devam etti: “Onları bana göre değerli kılan, iki ülkenin de 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yerle bir olduktan, yani sıfırı tükettikten 50 yıl sonra en gelişmiş ülkeler arasında yer alıyorlar olmaları. Baktığınızda bu ülkelerin yeraltı kaynakları, madenleri, petrolleri, herhangi bir doğal zenginlikleri yok. Özellikle Japonya’ya gittiğimde görmüştüm, ülkenin tarımsal yatırım yapılabilen alanı sadece tüm toprak alanlarının yüzde 19’u kadar. Yani tarım yapılacak alanı bile yok, her tarafı bizim Karadeniz gibi dağlık. Böyle olmasına rağmen yükselmelerinde şu prensiplerini ortaya çıktığını gördüm: 1- planlı yaşamak, 2- disiplinli yaşamak, 3- kuralları herkese eşit şekilde uygulamak, 4- insan haklarını aşırı şekilde uygulamak. İnsana saygı ve doğaya saygı da sayılabilir. Hatta yakın zamanda olduğu için örnek vereceğim; Japonlar, Dünya Kupası oynarken Katar’daki futbolcuları soyunma odalarını, seyirciler statları hiçbir mecburiyetleri olmadığı halde temizlemişler. İşte bu insana ve doğaya saygıyı gösteren en önemli kanıt. Ve başarılarının altında yatan sebep bence bu.
Biz de benzer bir ortam içerisinde büyüdük. Bana bu temeli veren, babamızın dünyadaki insanlara bakış açısıdır. Babam için empati çok önemliydi. Karşınızdakine size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranın derdi. Ne yanımızda çalışanları ne de dışarıdaki insanları hiçbir şekilde aşağılamayı kabul etmezdi. Biz de bu ilkeleri onun bakış açısından beslenerek edinmeye çalıştık.”
“Sermaye herkeste var, yoksa da bulunur; en önemli kriter insan”
Babasının ilkeleri ışığında şirketi kurduktan sonra en önemli sürecin ekip oluştururken yaşandığını anlatan Mahmut Erdemoğlu, “Bunda da özellikle orkestra şefi miz, mimarmız Levent Uluçeçen’e bu kadar uyumlu, disiplinli, konusunda uzman insanları bir araya topladığı için ve mütemadiyen ahenk içinde çalıştırmayı başardığı için teşekkür ediyorum. Sermaye herkeste var, ama bir işte olması gereken en önemli kriter insan. Sizin iş yapış tarzınıza, iş ahlakınıza uygun insan her yerde bulunmuyor. Bu insanları bulup bir araya getirebilmek çok önemli” şeklinde konuştu.
“Dünyada teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, ne kadar dijital olursa olsun onu kullanacak olan yine insandır” diyen Erdemoğlu, bir diğer sigorta şirketleri olan Corpus Sigorta’yı örnek gösterdi: “Corpus’u devralmadan önce yedi yıl boyunca zarar etti, biz ilk yılında ekibimiz sayesinde kara geçirmeyi başardık. Madem sektör kötüydü, o zaman biz nasıl kara geçirdik? Sektör aynıysa o zaman ancak onu yöneten insanlar sonucu değiştirebilir. Yakın zamanda Ahmet Bey’den şunu da öğrendim ki kurulduğumuz günden bugüne ekibe 65 kişi daha dahil olmuş, ama aynı ahenk ve uyum devam ediyor. Corpus Sigorta, 2022 yılı içerisinde 45 şirket arasında en hızlı büyüyen şirket olmuş. Bir atasözünü hatırlatmak isterim burada: Atın yiğit olursa dağlar aşarsın, atın aksak olursa şaşar kalırsın. Her şeyin başının ekip olduğunu anlatan en güzel söz bu olsa gerek.”
“CEO yerinde durmuyor, odaya boşa masraf ettik”
Şirketlerin bir takım prensipler çerçevesinde hareket etmesinin önemli olduğuna işaret eden Erdemoğlu, bu prensiplerin tüm ekip tarafından paylaşılması gerektiğinin altını çizdi. Aynı iş disiplinine sahip olmayan bir ekiple yol alınamayacağını dile getiren Erdemoğlu, yine CEO Uluçeçen’i örnek gösterdi: “Levent Bey’in en önemli özelliği işi delege etmesidir. Ekibine yetki ve sorumluluk verir. Bu ekibe hata yapmaktan korkmamalarını öğütler, o işin başındayken hata yapılmalı ki müdahale edebilsin. Kendisi şirketimizin CEO’sudur. Yedi yıldan beridir çalışıyoruz onunla, bir gün bile ben onu odasında görmedim. Odasını boşuna döşedik. Gerek eski binamızda gerek Quick Tower’da sürekli katlar arasında dolaşıyor. Sürekli direktörünün, uzmanının, koordinatörün yanında. İddia ediyorum Türkiye genelinde böyle bir yönetim anlayışı izleyen bir CEO yoktur. Başarının altındaki yatan sebepleri irdelemeye başladığımız için bunu anlatıyorum. Genelde bilinen nedir; CEO odasında oturur herkes onun yanına gider, bizde durum farklı.”
“Sigorta şirketlerinin algısını değiştirecek hamleler yaptık”
Sigorta sektörüne girdikten sonra bu alanda yaşanan sıkıntıları gözlemlediğini ve babasının ilkelerine ters düşen bazı iş yapış modelleri gördüğünü dile getiren Mahmut Erdemoğlu, sektörden farklılaştıkları bazı durumları şu şekilde anlattı: “İlk poliçeyi kestikten sonra Ahmet Yaşar Bey’e dedim ki, sizden bir şey rica ediyorum. Maalesef sigorta sektörü gerek piyasada gerek tüketiciler nezdinde iki yanlış algıya sahip. Bunlardan biri, sigorta şirketleri hasar olduğu zaman sigortalıyla pazarlık ederler ve her zaman hasarın yarısını teklif ederler. Olması gereken bu değil. Bu işi sonuçta eksperler tespit ediyor. Dolayısıyla biz eksperin belirlediği bedel neyse onun bir kuruş TL bile aşağısı teklif edilmeden ödeyelim. İkinci yanlış algı ise, sigorta şirketlerinin ödemeyi yapmada geç kalması. Kimi zaman bir yılı bulan gecikmeler yaşatılıyor. Çünkü şirketler aldıkları fonları başka kaynaklarda değerlendiriyorlar, para kazanıyorlar. Biz sakın böyle bir algı oluşturmayalım, bu olmaması gereken bu algıyı düzeltelim. Hasar olduğu anda hatta mümkünse o gün ödeyelim. Tabii sigortalı eksperin tayin ettiği rakamı beğenmemiştir bunun için mahkemeye gitmiştir o istisnai bir durum o zaman gecikme olabilir tabii.
O yüzden prensip konusuna geri dönersek mesele adaletli olmak. İşi kuralına göre uygulamak lazım. Kaldı ki yanlış kurallar çoğalmaya başladı mı bu sefer toplumun büyük bir kısmı yanlışı doğru olarak algılamaya başlar. En kötü yıkım da burada başlar.”
“Dönüp baktığınızda iyi ki başlamışım diyorum”
En önemli prensipleri arasında şeff afl ık ve açıklığın bulunduğunu aktaran Erdemoğlu, bunu ofi s kültürüne de yansıttıklarını belirterek, “Genel merkezimizde açık ofi s düzenine sahibiz. Sadece genel müdürlerin odası vardır, onların da içerde misafi r olsa dahi kapıları açıktır. Tüm çalışanlarımız ve acentelerimiz bize ait tüm bilgilere, gerek hasarlara gerek satışlara gerekse bilançolara rahatlıkla ulaşabilir. Paylaşımcı bir şirketiz ve böyle olmasının doğru olduğunu düşünüyoruz. Sadece aileyiz demekle olmuyor, düğünde beraberiz, cenazede beraberiz en önemlisi şirketimizin elde ettiği karın paylaşımında da beraberiz. Mesela bizim şirketlerde herkes tüm arkadaşlar farklı oranlarda olmakla beraber şirkete ortaktırlar” dedi. Kuruldukları dönemde Hazine Bakanlığı’na 5 yıllık bir projeksiyon verdiklerini, beşinci yıl üretim hedefi ne ikinci yılın ortasında ulaştıklarını aktaran Erdemoğlu, “İster kısmet deyin ister rastlantı deyin, Rabbime şükür ediyorum böyle bir başarıya değerli acentelerimizle imza atmayı sağladığı için. Birlikte çok daha iyi noktalara ulaşacağız” diye konuştu. Sosyal sorumluluk çalışmalarında benzer bir yaklaşım gösterdiklerini vurgulayan Erdemoğlu, “Babam sağlığındayken başlatmıştı, 30 yıldan beri sosyal projeler yürütüyoruz. Adıyaman, Gaziantep, Van gibi ülkenin değişik yerlerinde 50’ye yakın tesis inşa ettik. Sağlık ocağı, üniversite, lise, ortaokul, ilkokul, taziye evi, öğrenci yurtları gibi… Yine babamızın bir sözü; ‘Sağlık da varlık da geçici, hiçbirinin garantisi yok’. Bir gün bir hastalık yaşarsınız, tüm varlığınızı o hastalığı iyileştirirken harcarsınız. Sağlık da gider, varlık da… Biz kalıcı olanın ülkemize bırakılan eserler olduğunu düşünüyoruz. O anlamda işletmemizin şeff af ve paylaşımcı yapısında acenteler olsun, çalışanlar olsun herkes istediği bilgiye ulaşabilir. Biz de kimsenin bulunduğu pozisyondan dolayı kibri yoktur. Bizler acentelerimizle birlikte ülkemize faydalı olmak için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz. Tabii biz sadece acenteleri sigorta poliçesi kesen bir kuruluş olarak değil birlikte büyümeyi de sağlamak için yeni yeni ürünler çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“Sigortanın en kötü zamanlarında sektöre girme kararı verdim”
Aile şirketinden ayrılış sürecini paylaşan Mahmut Erdemoğlu, “Aslına bakarsanız aile şirketlerinden ayrılanlar yüzde 95 problemli ayrılırlar. Bizde kesinlikle bir problem yaşanmadı, tamamen kendi tercimle gerçekleşti. O yüzde 95’lik profil, ayrıldıktan sonra çoğu zaman aynı işi yaparlar. Benim böyle bir düşüncem hiçbir zaman olmadı. Bu kesinlikle yanlış bir harekettir” ifadelerini kullandı. Kendisine ayrıldıktan sonra ne iş yapacağıyla ilgili sorular geldiğini aktaran Erdemoğlu, şu yanıtı verdiği paylaştı: “Henüz ne iş yapacağıma karar vermedim, ama ne iş yapmayacağımı biliyorum: ailemin işi!” “Zaten bu işi yapmak istesem ayrılmazdım” diyen Erdemoğlu, İstanbul’a geldikten sonra bir aile dostunun kendisini şu anda holdingin CEO’su olan Levent Uluçeçen ile tanıştırdığını ve İstanbul hikayesinin de bundan sonra başladığını söyledi. Levent Uluçeçen’den bahsederken Quick Sigorta’nın kurucusu olarak ifade eden Erdemoğlu, sigortacılığa nasıl girdiklerini şöyle anlattı: “O dönemde Levent Bey ile yatırım yapacak firmaları gezmeye başladık. Bunların içinde fren balatası üreten de var, unlu mamul firmaları da. Biz geziyoruz, hepsinin bilançolarına bakıyoruz, inceliyoruz. Ben hep soğuk davrandım sanayicilik istemedim. Tabii Levent Bey zeki bir insan, bunu hemen fark etti. Bunun üzerine bana sigorta sektörüne girmeyi isteyip istemeyeceğini sordu. O güne kadar her sade vatandaş gibi gerekli poliçeleri yaptırdığım bir sektör sadece, detayını bilmiyordum. Öyle ki hangi sigorta şirketine sigorta yaptırdığımı bile bilmiyordum, acente uygun olanını belirleyip yapıyordu. Levent Bey sağ olsun sigortacılıkla ilgili bütün bilgi birikimine bizimle paylaştı, hatta daha iyi anlamam için beni birkaç toplantıya götürdü. O dönemde İstanbul’da Türkiye Sigorta Birliği’nin bir toplantısı vardı, ona katıldık. Sigorta şirketlerinin temsilcileri ve sigorta sektöründen insanlar vardı. Toplantıda öyle bir ortam vardı ki, herkes feryat figan ediyor. O dönemde yabancı yatırımcılar bile Türkiye’den çıkmayı düşünüyor. Sigortaya girelim diye gittik, ama kesinlikle girilmemesi gerekiyor gibi bir tablo çıktı ortaya. Bu ikinci toplantıda ise benim yurt dışı seyahati için çıkmam gerekiyordu, Levent Bey’e dedim ki siz yarın arkadaşlarla birlikte şirket kurulum için çalışmalara başlayın. Sonrasında, Levent Bey ve Sigorta Grubu Başkanımız Ahmet Yaşar Bey ile sigorta şirketinin kuruluş aşamasında Sigorta Genel Müdürlüğü’ne gittik. Genel müdür soğuk bir tavır sergiledi. Sanayicilik geçmişimi bildiği için ‘sigorta sektörünüzde ne işiniz var’ dedi. Yani demem o ki sanki herkes birleşmiş de sigorta sektörüne girmemem için elinden ne gelirse yapıyor gibiydi. Sigorta Denetleme Kurumu’nun o zamanki genel müdürünün yanına gittik, o da aynı şekilde; ‘Yerinizde olsam sigortaya girmem, mevduatta değerlendiririm’ dedi.
Benim iş hayatında şöyle bir ticari görüşüm vardır: Şirketlerin ve sektörlerin inişli-çıkışlı olduğu dönemler vardır. Bu bildiğiniz gibi çan eğrisi, yukarı doğru çıkar, aşağı doğru inip dibi görür sonra tekrar çıkar. O iki toplantıda öyle bir tablo vardı ki, bana göre sektörün daha aşağı inecek bir nokta yoktu. Herkes en dibe vurmuştu. Ben de kendimce sektörün bu noktadan sonra yukarı yönlü ilerleyeceğini gördüm. Bugün de çok şükür acente arkadaşlarımızla birlikte bu yükselişi yaşadık.”
Mehmet Erdemoğlu'nun çocuklarına öğütleri
Mahmut Erdemoğlu, babasının kendilerini yetiştirirken kendilerine yaptığı öğütleri asla unutmadığını, tüm ticari hayatını bu ilkeler çerçevesinde şekillendirdiğini söylüyor. Erdemoğlu, babasından devraldığın bu ilkeleri çalışma arkadaşlarına da aktarıyor. Erdemoğlu, babasından bahsederken, “Elbette herkes babasını sever saygı duyar, ama bizim babamız topluma mal olmuş bir isim olduğundan, bu ilkeleri söyleyip uyguladığı için ayrıca mümtaz bir kişiliktir” ifadesini kullanıyor.
İşte o ilkeler:
Asla yalan söylemeyin.
Hiçbir zaman dürüstlükten şaşmayın.
Kimseyi azarlamayın ve hor görmeyin.
Kimsenin işine müdahale etmeyin.
Bitmiş işi kesinlikle bozmaya çalışmayın.
Ödemelerinizi söz verdiğiniz zamanda yapın.
İşçinin parasını alınteri kurumadan ödeyin.
Pazarlık yaptığınız işten ödeme sırasında tekrar para kesmeyin.
Söz ağızdan çıkar. Anlaşma yaptınız bir alış verişten zarar etseniz bile dönmeyin.
İşinize, insanınıza, vatanınıza, devletimize, bayrağımıza sahip çıkın.
Ailenize daima sahip çıkın.
Eş, dost ve akrabalarınızı bırakmayın.
Kapınıza gelen kimseyi geri çevirmeyin.
Başkasını kendiniz bilin, öyle bakın.
Servetin sınırı yoktur, mükâfatı vardır.
Herkese karşı hoşgörülü olun.
Zarar açıklamak da gücün göstergesi
Antalya’daki buluşmada Maher Holding üst yönetimi geçmiş 5 yıla dair finansal gerçekleşmelerle ilgili bilgi vererek 2022 yılsonu değerlendirmesi yaptı ve gelecek projeksiyonu çerçevesinde yol haritasını da paylaştı. Maher Holding CEO’su Levent Uluçeçen, sigorta grubu olarak 10 yıl sonrasını dahi düşünen bir planlamayla yatırım yapıldığını ve şirketlerin gücünün de buradan geldiğini vurguladı. Büyümeye dair verilen bir diğer rakamda da Quick Sigorta’nın özsermayesini beş yılda 20 kat artırdığı görüldü. Uluçeçen, “Zarar açıklamak da gücün göstergesidir. Gücünüz yoksa açıklayamazsanız, şirket anahtarını teslim edersiniz” ifadelerini kullandı. Uluçeçen, ayrıca yeni kurulan Quick Finans ve QPAY Ödeme Hizmetleri şirketleri ile finans alanında da genişleyerek bir finansal ekosistem oluşturacaklarını kaydetti.
Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar: Grup olarak yüzde 176'lık büyüme yakaladık
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Quick Sigorta ve Corpus Sigorta’yı bünyesinde bulunduran holdingin büyüme rakamlarını paylaştı. 4.5 milyar TL’lik prim üretimi ve yüzde 176’lık büyümeyle sektörde lider sigorta grubu olarak yer aldıklarına işaret eden Yaşar, Quick Sigorta’nın kurulduğu günden bu yana beş yılda sekiz kat, Corpus Sigorta’nın dokuz kat büyüdüğüne ve aynı dönemde sektörün ise ancak 3.3 kat büyüdüğüne dikkat çekti. Yaşar, başarının yalnızca üretimle değil diğer çalışmalar ve bilanço ile de ölçülmesi gerektiğini söyledi.
Quick Sigorta Genel Müdürü Eyüp Özsoy: Dijital gelişim tüm hızıyla devam ediyor
Quick Sigorta’nın hayat dışı sigorta alanında Türkiye’nin ilk 10 şirketi arasında yer aldığını vurgulayan Genel Müdür Eyüp Özsoy ise acentelerin işleyişi ile ilgili de bilgiler paylaştı. Quick Sigorta’nın “Agent değil Acente” gibi projelerinin yanında 2023 hedef ve stratejileri hakkında bilgiler veren Özsoy, ürün gamını hatırlatma amacıyla vurgulanan “Trafiğe takılıp kalmayın, Quick’te fazlası var” sloganına atıfta bulundu.