Seramikte yerli makine için platform oluşturuluyor

Yüksek oranda hammaddeyle üretim yapan seramik sektöründe, yerli makine kullanımını teşvik için de harekete geçildi. Sektöre örnek olacak model fabrika projesi geliştirilirken, yerli makine ve teknolojisine yönelik platform da oluşturulacak.

Haber Merkezi |

HASAN KUŞ / İSTANBUL

Sanayi Bakanlığı’nın verileriyle 325 seramik imalatçısı son üç yılda 2,7milyar dolarlık seramik makinesi ithal etti.

Seramik makineleri ihracatı ise söz konusu dönemde 1,5 milyar dolarda kaldı. Yüzde 82 yerli katma değer oranıyla ihracat yapan seramik sektörü, makine tarafında da yerlileşmeye odaklandı.

Hakan Güldağ moderatörlüğünde video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen ‘Seramik Sektöründe Yerli Makine ve Teknolojinin Geliştirilmesi’ toplantısında sektörün sorunları ve çözüm önerileri ele alındı.

Makine İhracatçılar Birliği (MAİB) Başkanı ve Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Başkan Vekili Kutlu Karavelioğlu, makine imalatçıları ile seramik sektörünün bağlarını güçlendirmek amacıyla ilk defa 2005 yılında toplandıklarını belirtti.

Makine sektörünün o zamanki ihracatının 6 milyar doları, ithalatının da 18 milyar doları bulduğunu söyleyen Karavelioğlu, Türkiye’nin 2005 yılından bu yana 421 milyar dolarlık makine ithalatı yaptığını, makine ticaretinde toplam açığın ise 221 milyar dolar olduğunu vurguladı.

2019 yılında Türkiye’nin makine ihracatının TÜİK verilerine göre 19 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Karavelioğlu, “Makine sektörü, Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 11’ini gerçekleştiriyor. Makine artık ikinci büyük ihraç malımız. Kurulduğumuz yıldan bu yana ihracatımız 10’a katlanırken, ithalatımız 3,5 kat arttı.” dedi. 

Karavelioğlu, birçok sektör gibi makinede de hedefin dış ticaret fazlası vermek olduğunu belirterek, “Ama bunu daha çok sayıda makine ihraç ederek, daha pahalı makineler ihraç ederek ya da makineden tesislere kayarak başaramayacağımız belli. İthalat, rakibimiz olan ülkelerdeki gibi muhakkak dizginlenmeli. Bütün düzenlemelerin yerli makine üretimini ve kullanımını teşvik eder hale getirilmesi için uğraş ve destek vermeliyiz.” diye konuştu.

“Kalite, kapasite, kabiliyet sorunumuz yok”

Türkiye’nin seramikte Avrupa’da üçüncü ve makine üretiminde ise altıncı sırada yer aldığını kaydeden Karavelioğlu, Sanayi Bakanlığı’nın verilerine göre 325 seramik imalatçısının son üç yılda 2,7 milyar dolarlık seramik makinesi ithalatı yaparken, Türkiye’nin seramik makineleri ihracatının 1,5 milyar dolarda kaldığını ifade etti.

Karavelioğlu, “Biz dünyaya ihraç ettiğimiz makinelerin yüzde 20’sinden fazlasını Almanya ve İtalya’ya gönderiyoruz. Fakat seramik üreticilerimizin ithal ettikleri makinelerin yüzde 45’ini Almanya ve İtalya’dan temin ettiklerini görüyoruz.  Bizim sektör olarak kalite, kapasite, kabiliyet sorunumuz yok. Bu dönemde  kapasite kullanım oranımız yüzde 70 seviyelerinde. En fazla Ar-Ge merkezine sahip sektörüz. Özel maksatlı makinelerde çok çeviğiz ve seramik üreticileri için güvenilir bir tedarikçiyiz.” dedi.

100 dolarlık ihracatın 82 doları Türkiye’de kalıyor

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erdem Çenesiz ise iki sektörün de gurur verici tablolar çizdiğini belirterek, “Pandemiye rağmen seramik tarafında ihracatımızı artırdık. Seramik sektörü, yüzde 82 yerli katma değer oranıyla ihracat yapıyor. Yani her 100 dolarlık ihracatın 82 doları Türkiye’de kalıyor. Seramikte ilk yatırım alanı olan makineleri de yerlileştirebilirsek toplamda Türkiye’nin kazandığı cari açık faydası çok daha büyük olacak.” dedi.

“Seramik sağlık gereçlerinde Avrupa’da birinciyiz”

Programda konuşan Ticaret Bakanlığı Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay da seramik ve makine olarak iki nadide sektörün bu toplantıda bir araya geldiğini belirtti. Türkiye’nin seramik kaplamada dünyada ilk 10’da, Avrupa’da ise ilk üçte yer aldığını kaydeden Turagay, seramik sağlık gereçlerinde ise Avrupa’da birinci sırada yer aldığını söyledi.

Makine alanında da önemli başarılara imza atıldığını fakat hala sektörde kayda değer bir dış ticaret açığı verildiğini vurgulayan Turagay, “Kendi sektörlerimizde yerli makinelerin kullanımını sağlamamız gerekiyor. Hala bazı firmalarımız yabancı markanın ismini tercih ettikleri için yabancı markaya yöneliyorlar. Bir defa bu önyargıyı ortadan kaldırmalıyız.” diye konuştu.

Seramik sektörünün 1 milyar dolarlık ihracat yaptığına, dünya ihracatı içindeki payının yüzde 3,21, seramik kaplamadaki payın yüzde 3,82, seramik sağlık gereçlerindeki payın yüzde 2,32 civarında olduğuna işaret eden Rıza Tuna Turagay, şöyle devam etti: “Türkiye'nin toplam dünya ihracatı içindeki payımız yüzde 1 oldu. Bu oranı artırmak için teknoloji ve inovasyonda daha da gelişmemiz lazım. Bugün İtalya bizden çok daha yüksek maliyetlerle üretim yapmasına rağmen teknolojik altyapısını kendi ürettiği için, makinede trendleri belirleyen teknolojiye sahip olduğu için bütün dünyaya makineleri satmaya devam ediyor. Çin, Hindistan, İspanya, Almanya da var. Bizim artık seramikte daha katma değerli ürüne geçmemiz, daha sürdürülebilir noktaya erişebilmemiz için teknolojiyi de, inovasyonu da, markayı da beraberinde taşımamız gerekiyor. Bunları yaparsak daha da yükseleceğiz. Bunları yapamazsak 1 milyar dolar az bir rakam değil belki ama bunun üzerine çıkmayı da hedeflemeliyiz.”

Rıza Tuna Turagay, Ticaret Bakanlığı’nın kapılarının iki sektöre de her zaman açık olduğunu belirterek, “İhracatı 2020'de hedeflerimizin üzerinde kapatacağız. Hedefimiz 165,9 milyar dolar ihracattı, bunun üzerinde bir ihracat rakamı gelecek.” dedi.

2021 yılında Türkiye için fırsatların doğacağına inandıklarını kaydeden Turagay, aşının da etkisiyle ikinci çeyrekten itibaren dünya ekonomisinin büyüme hızının artacağına inandığını söyledi. Turagay, dünyadaki dijital dönüşümün kaçırılmaması gerektiğini vurgulayarak, bu toplantıda iki sektörün bir araya gelerek uzun vadeli planlar üzerinde konuşmasından dolayı heyecan duyduğunu ifade etti. Bütçenin en etkili şekilde kullanılması gerektiğini belirten Turagay, makinenin odak sektörlerden biri olduğunu, ellerindeki kaynakları, en iyi sonucu veren sektörlere en iyi şekilde kullanmak konusunda gereken özeni ve gayreti gösterdiklerini aktardı.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise Türkiye'nin, seramik kaplama malzemesi ve seramik sağlık gereçlerinde 325 firması bulunan Avrupa'nın en büyük ülkelerinden biri olduğunu vurguladı. Büyükdede, makine üreticisi olarak, yıllarca yerli yapılması mümkün birçok makine ve teçhizatın Almanya'dan, İtalya'dan, şimdi de yoğun olarak Çin'den getirilmesinin kendisini üzdüğünü ifade etti. Büyükdede, “Pres, fırın, kurutucu, paletleme gibi makinelerin yerli olacağı bir model fabrika geliştirmek için Zeynep Bodur Okyay gibi önde gelen sanayicilerimizle birlikte çalışıyoruz.” dedi.

Aslında bu sektörün makinelerinin çok karmaşık olmadığını belirten Hasan Büyükdede, sözlerini şöyle sürdürdü: “İtalya’daki üreticilerin makine parkı üretim imkanı bizimkilerden hiç de farklı değil ve anlayışları bize çok yakın. İtalyanların kümelenme ile nasıl çalıştıklarını, nasıl bölüşüm yaptıklarını ve projeleri bir araya getirebildiklerini görme fırsatımız olmuştu. Artık CNC tezgahlar ile 3D eklemli imalatlar, yazılımlar ve imalatların yapıldığı havacılık ve savunma sanayinde çok hassas parçaların ve silahların üretildiği bir süreçte İtalya'dan, Almanya'dan ve Çin'den ithal edilen makine hatlarının kurulması stratejik olarak bana uygun gelmiyor. Söz konusu bütün hatların Türkiye'de de yapılması mümkün hale geldi.”

Teknolojik yaşını doldurmuş makinelerin karo seramik ve seramik sağlık gereçlerinde Avrupa Yeşil Mütabakatı’na uygun düşük karbon ayak izine uygun olarak yeniden tasarlanması ve yeniliklerin yapılması için imkanlar da oluştuğunu ifade eden Büyükdede, Türkiye’nin sanayi üretim hatları için gerekli makine parklarına, insan kaynağına, yazılım ve yazılımcılara sahip olduğuna dikkat çekti.

Makinede en önemli sorun talep eksikliği ve güvensizlik

1995'lerde Çin’in de her şeyi ağırlıklı olarak Türkiye gibi İtalya'dan tedarik ettiğini anlatan Hasan Büyükdede, “Fakat bu esnada aynı anda makineleri de yaptılar. Biz ise İtalyan firmalardan komple tesisler satın alıyorduk. Çinliler makineleri önce kopyaladı, sonra geliştirdi, şimdi de hem ucuz hem de gerekli şartları sağlayarak makineleri üretiyor ve pazarlıyorlar. İtalya ve diğer makine üreticilerine planlı bir şekilde en büyük rakip oldular. Biz de olabiliriz. Bizim de yeteneğimiz var. Makine için en önemli sorun talep eksikliği ve güvensizliktir.” yorumunda bulundu.

“Marka tutkunluğu bir an önce aşılmalı”

Seramik üreticisi firmaların kendilerini güvende hissedebilmek için anahtar teslimi hatlar alma alışkınlığını ve marka tutkunluğunu bir an önce aşması gerektiğini söyleyen Hasan Büyükdede, şunları kaydetti: “Yerli makine imalatçılarına öncelikle seramik üreticilerinin bir şans vermesi, desteklemesi, devletin de desteğini yanına alarak finanse etmesi ve ileriye yatırım yapması gerekiyor."

Emekli kapma yarışı hızlandı! Bir banka daha promosyonu yükseltti Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın Hakim ve savcı atamaları Resmi Gazete’de Sur canisi Semih Çelik babasına sormuş: Seni nasıl öldüreyim? Aldi'nin Türk ailesi temalı reklamı tartışma konusu oldu Sayıştay raporunda ortaya çıktı! Sivil havacılık alarm veriyor!