Sanayide uygulanması gereken politika

Ülke ekonomisini dizayn edenler ile ekonomik gücü oluşturan firmalarımız, dünyanın sanayide geldiği noktayı iyi okumalı, sanayide rüştünü ispatlamış ülkelerin toplumsal ve iktisadi gelişim evrelerini iyi incelemeli.

Haber Merkezi |

Mehmet Mahşuk GÜLAÇAR
Dersankoop Yönetim Kurulu Başkanı/TRİOS 2023 Yeni Nesil Endüstri Sanayi Merkezi Yön. Kur. Başkanı

Ülkemizin sanayi anlayışına farklı bir pencereden yaklaşarak ele almak istiyorum. Bu bakış tarzı ütopik, sadece teoride ifadesini bulan bir yaklaşım tarzı değildir. Denenmiş, sonuçları itibari ile verimliliği ortaya çıkmış, üretim dünyasında gıpta ile takdirleri üzerinde toplamış, gelişim, değişim ve dönüşüm anlayışında devrim niteliğinde ses veren bir eser olarak ortaya çıktıktan sonra, kaleme alınmıştır. Taşıdığı temel felsefe "Önce iş, sonra iddia”yı hedefine koymuştur. Bu yönü ile ele alındığında, düşüncenin tatbikinde, usul ve esasları konusunda güvenile bilinecek bir metottur. Söz konusu sanayide üretim anlayışını 3 aşamada ele alarak ifade etmeye çalışacağım. 

1- Üretimde, tatbik edilmesi gereken politika 

2- Bu politikaya en uygun pilot bölge

3- Politikanın uygulandığı numune eser

Üretimde tatbik edilmesi gereken politika

Ülkemizin ekonomik kalkınma anlayışı, sektörlerin özeliklerine, bünyesine ve oluşum şartlarına uygun bir planlama tekniği üzerinde inşa edilmelidir. Ülke gerçeklerine uygun, sektörleri dikkate alan, entegre olmuş bir anlayışı esas almalıdır. Bölgelerin özeliklerini dikkate alarak sektör planlaması yapılmalıdır. Gelişme anlayışımız, ülkemizdeki insan kaynakları, madenler, coğrafik yapı, ulaşım, ham madde, eğitim, teknoloji vs. yönlerini dikkate almakla yola çıkılmalıdır. Sektörlerin kurulması ve çalıştırılmaları tam bir entegrasyonla kurgulanmalıdır. Kalkınmanın ağırlık merkezini bu felsefe üzerinde inşa edersek, kalıcı ve istikbal vadeden köklü çözüm yoluna girebiliriz. 

Ekonomik kalkınma anlayışını besleyecek yatırımları, mikro atraksiyonlarla devreye almalıyız. Bu yol ve yöntemle, kaynak israfının önüne geçilecek, fikrin doğruluğu test edilmiş olacaktır. Her mikro adımlarımızın, mutlaka makrohedefleri olmalıdır. Mikro adımların makrohedefleri yoksa bu adımlardan şiddetle kaçınılmalıdır. Ancak makrohedefler, açık, anlaşılır tam bir planlama çerçevesi içinde ele alınmalıdır. 

Ekonomide kalkınmamız için kurulmuş birçok kurumumuz mevcuttur. Bu kurumların görev ve yetkileri net belirlenmiştir. (Ülkemizde bu konuda herhangi bir eksiklik söz konusu değildir. Kurumlar ve işleyişleri çok net tanımlanmıştır. Eksik olan, bu yetkileri kullanan yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmedikleri, suistimal ettikleri, yetkilerini rant elde etme aracı olarak kullandıklarında, sorgulanmamalarıdır.) Bu kurumların başında gelen Esnaf ve Sanatkârlar birliği, TO, TSO, OSB, TİM, TOBB, KOSGEB, TÜBİTAK, ASELSAN, MKE, MTA, DEİK ve benzer kurumlarımızdır. 

Ülke ekonomisini dizayn edenler ile ekonomik gücü oluşturan firmalarımız, dünyanın sanayide geldiği noktayı iyi okumalı, sanayide rüştünü ispatlamış ülkelerin toplumsal ve iktisadi gelişim evrelerini iyi incelemelidir. (Ülke ekonomisini dizayn eden kadrolar, en azından işin tatbikini sağlayan güçler kadar işi yönetmeyi bilmelidirler.) Söz konusu gelişmiş ülkelerin yapacakları yatırımlar için finansman ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını bilmeliler. Eğitimde müfredatlarını nasıl hazırladıklarını, bilgi merkezlerini devreye nasıl aldıklarını, bürokraside görev alan yetkililerin seçimini hangi kriterlere göre yaptıklarını, analiz etmeliler. 

Ekonominin gelişimi için çıkarılan teşviklerin verilmesinde nelere dikkat ettiklerini, çalışacak işçi ve yöneticilerde bulunmasını istedikleri vasıfların neler olduğunu ve bu incelemelerde elde ettiğimiz bilgilerin ülkemizin ekonomik yapılanmasına uygun olup olmadığını, pratik kurlarla teste tabi tutmaları gerekir. Bu konuda ne kadar emek sarfedersek, nitelikli işgüçlerimizi bu alanda değerlendirirsek ekonomi üzerindeki riskleri o kadar azaltmış oluruz. Söz konusu bu çalışmalar için ayırdığımız bütçenin boşa gitmeyeceğini, elde edeceğimiz başarılar gösterecektir

Gelişim, değişim ve dönüşüm anlayışımızı, bilimsel bir perspektifte ele almalıyız. Karar verilen yatırımların merkezinde, o yatırımların ihtiyacı olan eğitimli işgücünü yetiştirecek eğitim kurumlarını açmalıyız. 

Üretilecek ürünlerin içerde ve dışarda satılmasını sağlayacak pazar araştırma kurumları oluşturmalıyız. Üretilen ürünlerin markalaşmasını sağlayacak kalite belgeleri almaları için ürün geliştirme Ar-Ge merkezleri kurulmalıdır. Dünya ile akredite olmuş, sertifika vermeye yetkili kurumlar, laboratuvarlar, ölçüm merkezleri üretimin olduğu yerde bulunmalıdır. Yatırımların planlandığı yerlerde gümrükleme yapılmalı, ihtiyaç duyulan lojistik hizmet merkezleri bulunmalıdır. Sanayimizin dünyada hangi seviyede olduğunu takip altına alacak, yön eylem politika merkezleri, öncelik sırasına göre yatırım alanlarını belirleyen araştırma ve geliştirme merkezleri, hasılı kelam eksik olmayan tam bir sanayi planlaması esas alınmalıdır. 

Dünyanın gelişmiş ülkelerinin teknolojide geldiği nihai noktadaki durumunu doğru bir okuma ile kavrayarak, elimizdeki teknolojiyi öncelikle o seviyeye getirmemiz gerekiyor. İnovasyonun 3 aşamasında da başarılı olmaya mecburuz. Sürdürüle bilinir, Karlılık ve Sarsıcı inovasyon alanlarında. Sürdürülebilinir ve kârlılık inovasyonu konularında üreticilerimizi bilinçlendirip, aktif üretim ve ticarette gelişmiş pazarlarda yer almayı başarmalıyız. Başaranların metot ve yöntemlerini iyi kavramalıyız. Bu iki alanda başarılı olmak, sözü geçen kalıcı bir güç olmamızı sağlamaz. Kendimize ait beyin gücümüzle, SARSICI inovasyon alanında ürünler üretmek, pazarların şartlarını bizim koyduğumuz kuralların belirlediği bir seviyede olmamızda gerekmektedir.           

Teknoloji dünyasında yaptığımız icatlarla kendimizden bahsettirmeli ve "bizim de artık bu alanlarda söyleyecek sözümüz var" diyebilen, muktedir bir güç olduğumuzu tescil ettirmeliyiz. Bunun için işin ehli olan insanları tespit edip, alanlarına göre komisyonlar oluşturup ar-ge çalışmaları yapmalıyız. Özelikle teknik eğitimin müfredatı, ülkemizin ekonomik gerçekleri ile barışık olmalıdır. Üretim, bilimin gözetimi altında olmalıdır. Alın terinin üzerine, akıl terini monte etmeye mecburuz. Kalkınmanın olmazsa olmazı bu ilkedir. 

Sanayici envanterimiz çıkartılmalıdır. Çıkartılırken, firmada bulunan işgücü, işyerinin büyüklüğü, ürettiği ürünleri, ürünlerin sertifikalı olup olmadığı, üretimden çıkan ürün adedi envanterde net belirtilmelidir. Firmaların finansman tedarik sistemleri, gelecekleri ile ilgili hayallerinin ne olduğunu belirten bilgileri içermelidir. Bu envanter çalışması yapılırken, reel durumdan kesinlikle sapılmamalıdır. 

Marka değeri olan firmalarımızın ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu fark ettirecek bir kültür benimsenmelidir. Söz konusu bu firmaların, optimal verimliliği elde etmek için ihtiyaç duydukları finansman, kullanması gereken işgücünün niteliği bilinmelidir. Teknolojinin imkânlarından istifade edebilmesi için ihtiyaç duyulan bilgi merkezleri, ürettikleri ürünlerin hangi piyasalarda kıymetinde pazarlanacağına karar veren uzman bir kadro ve kurumumuz oluşturulmalıdır. 

Güçlü ülke ekonomisinin, rekabet gücü olan sanayinin, marka niteliği olan ürünlerin oluşumu için gerekli planlamaların evreleri ve süreleri net olmalı ki, gelecekte ülke ekonomisinin hedefleri ve niteliklerinde istediğimiz noktalara gelebilelim. Hava da kalmaması için ülkenin bütün değerleri en iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlerin içinde önem arz eden merkezlerden biri de OSB' dir. 

TATBİK EDİLECEK EN UYGUN PİLOT BÖLGE

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, yukarıda belirttiğim anlayışı tatbik edebileceğimiz en uygun merkez. Ürün çeşitliliği, ihracat ve ithalat mantalitesinin işleyişinin yoğunluğu, iletişim hizmetleri açısından da uygun bir merkez. Tedarikçi, yan ürün, ana ürün üreticilerinin ve hizmet sektörlerinin İOSB' sinde oluşturduğu takım anlayışının mevcudiyeti, sanayici kümelenmesini doğal olarak sağlamıştır. Bu özelikler, sanayi üretimi için mikro uygulama alanı olarak değerlendirmeye yeterli sebeptir. İOSB' sinde Kamu, Üniversite, Sanayi İş birliği ile her alanda mikro seviyede başarı hikâyelerini sağlayacak doğal ortam mevcuttur. Bu pilot bölgede uygulanan başarılı mikro adımlar, ülkenin diğer üretici kabiliyetlerine makro bir plan çerçevesinde yansıtmamız mümkün olacaktır. Öncelikle İOSB' sini tanımlayalım ve söz konusu anlayışı nasıl devreye alacağımızı, bu bölgede neye nasıl dokunacağımızı izah eden yaklaşımımıza geçelim. 

İOSB, 37 kooperatifi ile kör topal bir gidişe sahipse de, üretimin, pazarlamanın, ticaretin aktif bir alanı olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. İOSB' si, bu yönü ile her zaman gündemlerin belirlenmesinde gerekli bilgilerin alındığı merkez ve özellikle üretim, pazarlama ve ticaretin gelişimi için fikirlere yön verilen bir lokasyon görevi üstlenmiştir. Bu bölge, bugüne kadar hak ettiği bir yönetim anlayışı ile yönetilmeyişine rağmen sadece üretici kabiliyetlerin özveri ve gayretleri ile bu günlere geldiği gerçeğini başka bir zeminde gündem konusu yapmak gerektiğini belirterek konumuza dönmek istiyorum. Bölgenin sahipsizliği devam etmesine rağmen, sanayinin geleceği için pilot bölge olarak önermem, bu bölgenin ülkemiz için önemini bir kat daha artırmaktadır. Öyleyse ne yapmalı ve nasıl bir yol izlenmelidir. Sadece mevcut durumun vahametinden bahsetmek, hâlimizin halını tespit etmek, bize çözüm reçetesini sunmaz. Mevcut durum doğru projeler üretmekle, onları hayata geçirmekle düzelecektir. Bunun için;

1- İOSB bünyesinde sanayi istişare kurulu behemehâl oluşturulmalı, bu kurulda sanayi alanı ile meşgul olan bürokrat, ihtiyaç duyulan alanlarda uzman akademisyenler, iş geliştirme uzmanları, İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odası, finans kurumları, KOSGEB, TÜBİTAK, DİEK, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı, Başakşehir Belediye Başkanlığı yetkilileri, İOSB Yönetim Kurulu ve Kooperatif Başkanları görev almalıdır. 

2- İOSB içinde var olan işyerlerinin yaptığı işler, alanlarına göre kategorize edilmeli ve bu minval üzere bölgemizdeki sanayicilerin envanteri çıkartılmalıdır.

3- İOSB mevcut hâli ile gecekondu görüntüsüne sahip olduğu herkesin malumudur. İOSB imar mevzuatı, günün ihtiyaçlarına cevap verecek, gelişim ve değişimin önünü açacak bir anlayış ile gerekli yetkili mercilerle birlikte çalışılarak yeniden revize edilmelidir. Bölgenin değer ve önemini göz önünde tuttuğumuzda buna ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu çok net bir şekilde görür ve tasdik ederiz. Bu anlayış doğrultusunda hem işyerlerimiz insan odaklı yani "iş, insan için olmalı, insan, iş için olmamalı" anlayışına göre yeniden dizayn edilecek, depreme ve her türlü afetlere karşı dayanıklı olacak, hem de mevcut küçük işyerleri, güne hitap eden büyüklüğe kavuşturulacak, inşaat kalitesi, peyzaj ve daha çok yeşil alanları ile yaşanıla bilinir bir ortam doğmuş olacaktır. Bugün maalesef sanayi sitelerimizin etrafı duvarlarda çevrili bir hapishane görüntüsü vermekte, insanın ruh dünyasını karartmaktadır. 

4- İOSB bünyesinde sanayici destek birimi kurulmalıdır. Kendi alanlarında marka olduğunu kanıtlamış dünyanın öncü firmalarıyla, sanayicimizin rekabet edebilmesi için büyük çaba ve gayrete ihtiyaç vardır. Bunun için, kamu bünyesindeki teknik bilgi üreten kurumlar ve üniversitelerimiz aracılığı ile sanayicimizin ihtiyacı olan gerekli projeler, sıfır maliyetle elde edilmelidir. Hepimizin malumudur, üniversitede okuyan öğrencilerimiz, bitirme tezlerini hazırladıktan sonra mezun olmaktadır. Sanayicimizin gelişimi için ihtiyaç duyulan projeler, öğrencilerin bitirme tezleri olarak kendilerinden istendiği takdirde hem bilinçli işgücü kaynağı doğar, hem de ihtiyaç duyulan proje bedelsiz hazırlanmış olur. Sanayici, projelerini hayata geçirebilmeleri için ihtiyaç duydukları finansmanı nasıl tedarik edebilecekleri hakkında bilgilendirilmelidir. KOSGEP, TÜBİTAK vb. kurumlarımızın hibe ve faizsiz geri ödemeli kredileri hakkında yatırımcılarımıza bilgi desteği verilmelidir. Sanayicimizin, ürettiği ürünlerin dünyada itibar ve ilgi duymalarını sağlamak için gerekli sertifikaları almaları zorunlu bir gerekliliktir. Dünya ile akredite olmuş, sertifika vermeye yetkili laboratuvarlar, ölçüm merkezleri bu bölgede hizmete geçirilmelidir. Sertifika ve belgeleri elde etmek için gerekli prosedürlerin neler olduğu hakkında sanayicimize yol gösterilmeli, söz konusu olan belge ve sertifikalara kavuşturulmaları sağlanmalıdır.

5- Dünya Bankası, Avrupa Birliği vb. birlikler tarafından iktisadi iş birliği adına fonlar oluşturulmuştur. Uluslararası anlaşma ve sözleşme yükümlülüklerimizden kaynaklanan iktisadi iş birliğini geliştirme anlayışına hizmet etmek için bu fonlara hatırı sayılır miktarlarda paralar ödüyoruz. Dünyanın ihtiyacı olan ürünlerin üretilmesi, ticareti ve pazarlamaları için bu alanlarda yatırım yapan firmalara hibe kredileri verilmektedir. Bu fonlara yatırılan paralardan, her ülke için yatırdıkları para oranında, belli bir limit tahsis edilmektedir. Bu limitler, yatırım yapan firmaların ihtiyaçlarını karşılamak için hibe krediler şeklinde kullandırılmaktadır. Sanayicimiz bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığından, her yıl milyonlarca dolar hakkımız olan bu krediler yanmaktadır. İOSB bu kredileri kullanma özelliğine sahip sanayicimizi tespit etmeli, gerekli müracaatlarını yaptırmalı, proje ve prosedürleri nasıl takip edeceği konularında destek vermelidir.

6- Kamu, Üniversite, Sanayi Ortak Ar-Ge ve Koordinasyon Kurulu kurulmalıdır. Bölgemizdeki işyerlerinin gelişim ve değişimini İOSB bünyesinde bulunan bu birim takip etmelidir. Sanayicinin ihtiyacı olan projeleri veya projelerindeki değişimi tespit etmeli ve sanayicinin ihtiyacına cevap verir hale getirmelidir. Yatırım, ticaret, pazarlama ve lojistik faaliyetleri ile ilgili kanun, karar, genelge, belge ve prosedürleri incelemeli, günün koşullarına uygun olup olmadığını, değilse güne cevap verecek hale gelmesi için yetkili birimlere olması gereken değişikliklerin yapılması teklifini yapmalıdır. Ülkemizin ihracat ile ithalat dengesinin kanayan yara olduğu hepimizin malumudur. İthal ürünlerin neler olduğu yetkili kamu kurumlarında bellidir. İşyerlerimizin faaliyet alanları, fiziki durumları, teknik kabiliyetleri, finansman güçleri dikkate alınarak söz konusu ürünlerin ülkemizde üretilmesi yönünde çalışmalar yapmalıdır. Kurulacak bu kurul, ihtiyaç olan alanlarda projeler üretmeli, bu konuda faaliyet gösteren firmaları, yatırımı yapılacak proje hakkında bilgilendirmeli, söz konusu projenin maliyeti hakkında net bilgileri vermelidir. Yatırım maliyetinin ne kadarını hibe, ne kadarının geri ödemeli olarak kredilendirileceği hakkında yetkililerle istişarelerde bulunmalı, yatırımı cazip hale getirecek şartları oluşturmalıdır ki, yatırımcı bu projelere ilgi duyabilsin. İthalat ikamesi mantığının pozitif işlemesi için gerekli olan bu adımların atılması konusunda faaliyetlerini sürdürmelidir. Ülkemizin ihracat ile ithalatı arasındaki uçurum niteliğindeki oran farkını, mutlaka dengeye kavuşturmamız gerekmektedir. 

Bu maddelerin her birisi taşıdığı mana itibari ile çok çaplı ve başarılabilmesi için inanç ve azim gerektiğini bilmekteyim. Zaten İOSB ve diğer kurumlarımız bunlar için vardır. Zoru, zor görmemeye alışmamız lazım. İş insanın ürünüdür. Yeter ki, biz yatırımcı insanımızın kabiliyetini, istidadını kurgulanan sanayi politikasına yönlendirmeyi başaralım. 

TRİOS 2023 Yeni Nesil Endüstri Sanayi Merkezi

Ülkemizi, yapılacak pozitif dokunuşlarla gelişmiş ülkelerin arasına taşıya biliriz. Yapılacak yatırımlarımız, azami fayda temin edecek özelikler taşımalı ve farklılıkları ile gündem oluşturmalıdır. Kalkınmamız için, öğrenmeye, görmeye, sonuç odaklı olmaya mecburuz. Bunu da yapıyoruz ve yapacağız da. 

Ülkemizin yatırımcı güçlerinden her gün yeni bir başarı ve yeni bir atılımın sesini işitmekteyiz. İOSB' de bulunan 38 kooperatiften biri olan Dersankooperatifi, TRİOS 2023 Yeni Nesil Endüstri Sanayi Merkezi'nin birinci etabı olan A ve B bloklarında inşa ettiği 353 modern iş yerlerini hizmete açarak bu başarılara yeni bir sesle katkı vermektedir. Bu ses ulu orta bir ses değil, dünya çapında kendi alanında marka olmayı başarmış merkezi İngiltere'de bulunan European Property Awards tarafından karma endüstri dalında 3 ödülle ödüllendirildiğini haykıran bir sestir. Hedefinde erdemli kimliği inşa etmek olan, başarısızlık ve aymazlığın ülkesinde doğurduğu tahribatın bedelini en acı darbeleri alarak yaşamaktan bıkmış bir kimliğin sesi olması için bu proje gerekliydi. Evet... Gereken yapıldı ve bu proje hayata geçmiş bulunmaktadır. İnşallah, en kısa süre içinde, ikinci etap ve üçüncü etapların projelerini de inşa eder, İOSB'de sanayide kentsel dönüşüm anlayışına öncülük ederek değişim, dönüşüm ve gelişimin ne olduğunu Dersankooperatifi göstermiş olacaktır. 
Bu proje, kendi enerjisini üretmeyi hedefine koymuş, dünya ile akredite olan laboratuvarları, ölçüm merkezlerini bünyesinde kurgulamış, teknoloji araştırma merkezi olacak bir anlayışı, yapısı içinde hizmete sokmayı tasarlamış bir projedir. Alın terinin üzerine, akıl terini monte etmek için tezgâhta yaptıkları ilmi araştırmaları esere dönüştürmek isteyen yurt içinde ve dışındaki bilim adamlarımızın sanayicimizle ortak çalışabilecekleri ortamı TRİOS 2023 projesi bünyesinde oluşturmuştur. Sanayinin verimli çalışma ortamı yatay yerleşimle mümkündür. İstanbul gibi şehirlerimizde arsa değerleri yüksek olduğundan söz konusu yatay yerleşim mümkün olmamaktadır. Bu sorun üretici kabiliyetlerimiz için büyük bir sorundur. İşte TRİOS 2023 projesi bu sorunu çözen bir anlayışın merkezi olmayı başarmış bir projedir. TRİOS 2023 projesi kat yükseklikleri 7 ile 8 metre olan 9 katlı, ilk etabı 353 işyerinden oluşan bir sanayi merkezidir. Sanayinin ihtiyacı olan yatay yerleşim özeliğini, bütün katlarına çift dorseli TIR’ların çıkmasına ve hatta işletmelerin içine girebilme imkânını veren dikey yapılanmada sağlamıştır. Proje, insanı merkeze koyan bir anlayışı temsil etmektedir. Her işletmenin önünde 160 metrekare bahçeyi binanın içine yerleştirerek çalışan iş gücüne 5 yıldızlı bir otel konsepti içinde çalışma olağanını vermiştir. Projenin 4 katı yer altındadır. Yer altında olan katların hepsine Güneş'i taşımış, tabii hava ile buluşturmuştur. Doğal ortam ve doğal havalandırma anlayışı ile insanını olması gereken ortamda çalıştırmayı başarmıştır. Üretimin en can alıcı ihtiyaçlarının başında şüphesiz enerji gelmektedir. Her işletmenin istediği enerjiyi alabilecekleri enerji alt yapısına sahip bir projedir. 37 MW'lik bir enerji alt yapısı bulunmaktadır. Çatı katlarında kendi enerjisini üretmek için projesini çizdirmiş, gerekli müracaatları yapmış, çağrı mektubunu almış, bir yıl İçinde yatırımını tamamlamayı planlamış bulunmaktadır. 2023 yılının sonunda inşaatı bitecek olan TRİOS 2023 Endüsriyel AVM'si ile Türkiye'de bir ilke daha imza atmaya hazırlanmaktadır. Bünyesinde Ar-Ge üniversitesini kurarak, tezgâhlarımızdaki işler için bilgi üreten bir merkezi açmayı hedefine koymuştur.

Hasılı kelam;

TRİOS 2023 Projesi, iş ahlakı prensibine sımsıkı sarılarak, üretici kabiliyetlerimizin emin, güvenilir olma özelikleri ile öne çıkmayı düşünen, bir irade merkezidir. Bütün dünya pazarlarına güvenilir üretici kabiliyetlerin adresi olduğunu verdiği hizmetlerle ispat etmeyi planlamış. Yönetimi, sanayicisi ve bilim adamları ile örgütlenmesini tamamlamıştır. Dilerim bu hizmetlerin benzerleri ile ülkemizin her yerinde hummalı bir şekilde çalışan sanayiciye, temsilcileri olan kurum ve kuruluşlar gerekli destekleri verir ve bununla ülkemizin güzel insanlarının yüzünü güldürürler.

Coca-Cola’ya zam geliyor! Tarih belli oldu: İşte zamlı kola fiyatları Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın Türkiye’nin en zengin 28 iş insanı belli oldu! Forbes açıkladı, liste güncellendi: Ünlü köftecide domuz eti iddiası: Bakanlıktan açıklama İş dünyası zam için harekete geçti! Asgari ücret tartışmaları başladı Fed tutanakları: Üyelerin büyük çoğunluğu faiz indirimini destekledi