Ticaride toparlanma ‘ağır’ olacak

Son dört yılda yaklaşık %80 daralan ağır ticari araç pazarı, geçmiş yıllarda 2 ayda yaptığı satışa 1 yılda zor ulaşır hale geldi. Pazardaki daralma ile üretim de %20 azaldı. 2020’de dipten dönüş bekleyen sektör, yeniden büyüme için ‘destek şart’ diyor.

Aysel YÜCEL

Ekonominin nabzını tutan en önemli sektörlerden biri olan kamyon pazarı, en kötü yılı geride bırakmayı umut ediyor. Geçmiş yıllarda 2 ayda yaptığı satışı, 1 yılda zor yapar hale gelen ağır ticari araç sektörü, 2020 yılında dipten dönüş öngörüyor. Mevcut yatırımlarını yıllık 30-35 bin adetlik pazara göre planlayan üreticiler, sektörü mutlu edecek ‘gerçek’ bir toparlanmanın ise ancak ekonomideki belirsizliklerin ortadan kalkması ve ilgili sektörlere verilecek bir takım teşviklerle mümkün olacağını vurguluyor.

Ağır ticari araç pazarı, 2019 Ocak-Ekim döneminde yüzde 46 azaldı. Baz etkisi dikkate alındığında son dört yılda önemli kayıplar yaşayan pazar, 2015 yılına göre yüzde 76 daraldı. Yılın ilk 11 ayında ağır ticari araç üretimi de yüzde 20 geriledi. Ekim ayında satışlarda dipten dönüş sinyali geldi. TAİD verilerine göre; ekimde 754 adet kamyon ve çekici satıldı. Bu rakam 2018’in ekim ayına göre yüzde 92 artış anlamına geliyor. Ancak Ekim 2017 yılına göre satışlar bu yılın aynı döneminde yüzde 58 daraldı.

OSD Başkanı Yenigün: Geçici önlemler sektörü kurtarmaz!

Ağır ticari araç pazarındaki daralmanın kapasite yatırımlarını 30 bin adetlik pazara göre planlayan imalatçıyı büyük sıkıntıya soktuğunu dile getiren Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Kamyon pazarı önümüzdeki yıl bir miktar daha iyi olacaktır. Çünkü bu sene sektör dip yaptı. Ama buna iyileşme diyemeyiz. Biz kendimizi yıllık 35 binlik adetlere göre kanalize ettik. Mevcut kapasiteler bu rakamlara göre planlanmış durumda. Bu yıl 6 bin kamyon seneye 8-9 bin kamyon adetleri ile bu sistem yürümez. Çok ciddi sıkıntı var. İmalatçılar ve bayiler büyük sıkıntı yaşıyor. Bunun kilidini açacak önlemler almak lazım.

Bu önlem de bugünden yarına kısa vadeli çözümlerle olmamalı. Resme komple bakıp, o büyük resmin düzeltilmesine çabalamak lazım. Bu da ancak birlikte çalışarak olabilir. Türkiye’nin gelecek 10 yılında ve 20 yılında ağır vasıtayı ilgilendiren projeler neler? Bunlara nasıl hazırlanacağız? Bunların ihaleleri neler? Lojistik sektörü ne durumda? Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi şu anda lojistik olarak çalışmıyor. Orası ne zaman açılacak? Bu bölgeyi kuvvetlendirmek için ne yapmak lazım? Şirketler ve STK temsilcileri ile devlet bir araya gelerek birlikte bu sorulara yanıt vermeli ve çözüm üretmeli. Sanayi Bakanlığı’nın otomotiv alanında bir strateji planı zaten mevcut. Bunun hayata geçirilmesi lazım.”

Ağır Ticari Araçlar Derneği Başkanı (TAİD) İlhami Eksin, 2019 yılının yaklaşık 6 bin 200 adetlik satışla tamamlanmasını öngördüklerini belirterek, “Bu adet, bir önceki yıla göre yüzde 49 daha düşük. Bu daralma 4 yıldır üst üste sürüyor. Ağır ticari araç bir yatırım ürünü olduğu için iş potansiyeli görüldükçe talep artıyor. Potansiyel görülmedikçe talep düşüyor. Satışlar son 4 yıldır pazar ortalamasının altında gerçekleşiyor. İnşaat sektöründe mega projelerin tamamlanması iç pazara yansırken, ithalatın daralması uluslararası çalışan büyük lojistik firmalarımızı da etkiliyor” dedi.

“Ötelenen talep teşvikle devreye girebilir”

Ancak 2020 yılının makro ekonomik dengelerin oturması ile birlikte toparlanmanın başlayacağı dönem olabileceğine dikkat çeken Eksin, “İstatistiklere baktığımızda yaklaşık 55 bin adetlik bir pazarın ötelendiği görülüyor. Ekonomideki belirsizlikler ortadan kalktıkça ötelenen taleplerin 2020 yılında devreye girebileceğini öngörüyoruz. Sektörün uzun vadeli çıkışı, ekonominin orta ve uzun vadede toparlanması ile mümkün. Türkiye ihracatı büyüme trendi içinde. İhracat arttıkça nakliye firmalarımızın Avrupa’ya olan taşımaları arttı. Ancak iç talepteki daralma nedeniyle bu TIR’lar dönüşte yük bulma sıkıntısı yaşıyor. Sektör olarak biz de teşvik bekliyoruz. Sağlanacak çeşitli teşviklerle ötelenmiş talebin pazara kazandırılması sayesinde ağır ticari araç pazarında 2020 yılında yükseliş görebiliriz” diye konuştu.

Çekici ve treyler üreticisi destek istiyor

İlhami Eksin, araç üreticileri ve distribütörlerin beklentilerine yönelik de şu değerlendirmeleri yaptı: “Ağır vasıta üretici ve distribütörlerinin öncelikli teşvik beklentisi hurda teşviği, vergi teşviği ve emisyon sınıfı avantajlarının uygulanması ile yeni araç satışına yönlendirme olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl mevcut aracını 2 yıl içerisinde satmayı taahhüt eden ağır vasıta ruhsat sahipleri yeni araç alımında yüzde 4 ÖTV teşviğinden yararlanıyordu. Bu teşvik pazara az da olsa bir hız getirmişti. Ayrıca yüklerin taşımasında çekici kadar öneme sahip treyler için de hurda teşviği uygulanması beklentiler arasında.”

“Lojistikte yatırım ortamı sağlanmalı”

Teşvik beklentilerini sektörün tüm paydaşları açısından değerlendiren İlhami Eksin, uluslararası lojistik firmalarının yaşadığı sorunlar nedeniyle araç alımlarını azalttığını dile getirerek, “Türkiye’deki kur hareketleri ve cari açık nedeniyle ithalat geriledi ve bunun sonucunda araçların boş dönmek zorunda kaldı. Bu da ihracat taşımalarında navlunun artmasına yolaçıyor. Yine uluslararası lojistikte, mevcut politik koşullar nedeniyle Avrupa yönünde şoför vizelerinin uzatılmaması ve çok kısa vizelerin verilmesi nedeniyle operasyonlar zorlaşıyor ve maliyetler artıyor. Avrupa’daki geçiş belgeleri sorunu her ne kadar ilgili kamu ve sivil toplum kuruluşları nezdinde girişimler olsa da kısıtlı olarak çözülebiliyor. Tüm bu sıkıntılar çekici satışlarında düşüşe neden oluyor. Ülkemizdeki veri güvenliği ile ilgili aşırı tedbirler nedeniyle araç üreticilerinin verimli sürüş için sunduğu birçok özellik kullanılamıyor. Bu durum da rekabetin çok çetin olduğu Avrupa yönündeki taşımalarda firmalarımızı geride bırakıyor. Sektörün beklentileri arasında vergi teşviği, firmaların üzerindeki iş akdi biten sürücülerin açtığı davalar sonucu oluşan/oluşabilen tazminat hafifletilmesi var” diye konuştu.

Emisyon teşviği beklentiler arasında

Yurt içi taşımacılıkta ise ekonomik koşullardan dolayı düşen navlunun karşısında yeni araç yatırımı yapamayan küçük ve orta ölçekli lojistik firmalarının mevcut araçlarını kullanmaya devam ettiğine dikkat çeken Eksin, “Bu araçların yeni araçlara göre yüksek yakıt ve onarım maliyetleri nedeniyle rekabetten uzaklaşmamak için çoğu zaman zarar ettikleri gözleniyor. Bir de mevcut araçların emisyon sınıfı nedeniyle daha az çevreci olmaları da işin cabası. Sektörde yerli/ithal ayrımı yapılmadan rekabeti destekleyen ve çevreci bir yurtiçi filosuna sahip olabilmek adına devletten vergi ve emisyon sınıfı teşviği bekleniyor” dedi.

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu istifa mı etti? Resmi açıklama geldi Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Bitcoin 100 bin dolar rekorunu ne zaman kırar? Dünyanın en pahalı alışveriş caddeleri açıklandı: İstiklal Caddesi kaçıncı sırada? Sıfır araçlarda kampanya yarışı başladı! İşte yılsonu fırsatları... Sıfır faiz, takas desteği! AKOM açıkladı: İşte fırtına ve yağışın İstanbul'a bilançosu