Otomotiv ihracatçısı, Çin yatırımlarından umutlu
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, Çinli markaların Türkiye’de yatırım kararlarının önemine işaret ederek, bu tür yatırımların ekonomiye katkısının yanı sıra sektörün teknolojik dönüşüm sürecini hızlandıracağını söyledi. Maliyet artışları ve enflasyon baskısına rağmen otomotiv sanayiinin büyüme hedeflerine yaklaştığını belirten Çelik, sektörün büyüme potansiyelinin çok daha yüksek olduğuna işaret etti. Çelik, “Rekabet gücümüzün iyileşmesiyle 40 milyar doların üzerinde bir ihracat hacmine ulaşabiliriz” dedi.
Haber Merkezi |Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, otomotiv sektörünün ihracatta oynadığı kritik rolü vurguladı. Çelik, otomotivin, 2023 yılında Türkiye ihracatının yüzde 15’ini gerçekleştirdiğini ve 35 milyar dolarlık rekorla Cumhuriyet’in yüzüncü yılına güçlü bir sonuçla girdiğini ifade etti. Baran Çelik, sektörün içinden geçtiği zorlu ekonomik koşullara rağmen büyüme hedeflerine yaklaştığını, ancak maliyet artışları ve enflasyon baskısı nedeniyle yılı 37 milyar doların hemen altında tamamlayacakları öngörüsünü paylaştı. Çelik, sektörün büyüme potansiyelinin daha yüksek olduğunu ve kapasite kullanımının artmasıyla bu rakamların çok daha yukarılara çıkabileceğini belirterek, “Rekabet gücümüzün iyileşmesiyle 40 milyar doların üzerinde bir ihracat hacmine ulaşabiliriz” dedi. Önümüzdeki 3-5 yıllık dönemde sektördeki büyümenin süreceğini öngördüklerini belirten Çelik, pazar çeşitliliği ve yapılan yatırımlarla bu hedeflere ulaşacaklarına inandıklarını vurguladı.
“Yatırımlar teknolojik dönüşümü hızlandırır”
Çinli firmaların agresif rekabet politikalarına rağmen yatırımda Türkiye’yi seçmelerinin önemine işaret eden Baran Çelik, “Bu tür yatırımlar ülke ekonomisine katkıda bulunurken, teknolojik dönüşüm sürecimizi de hızlandıracak” diye konuştu. Çelik, “Türkiye’de yapılacak her yatırım, sanayimizin başarısını artırmak için önemli bir fırsat. Umarım Türkiye’deki diğer markalar oluşacak rekabetten kötü etkilenmez” dedi. Türkiye’nin artık Çinli otomobil markalarının üretim üssü olarak da konumlanacağını belirten Çelik, yakın zamanda iki Çinli markanın daha Türkiye’de üretime başlayacağını duyurdu.
Baran Çelik Türkiye’nin elektrikli araç dönüşümünde henüz risklerden etkilenmediğini ancak hızlı bir geçiş durumunda tedarik sanayiinin dönüşüm sürecinde bazı risklerle karşı karşıya kalabileceğine işaret etti. Sanayinin dönüşümdeki fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, elektrikli araç dönüşümünün hızlanmasıyla Türkiye’nin hem üretim kapasitesini artırma hem de teknoloji yatırımlarını derinleştirme potansiyeline sahip olduğuna işaret etti.
■ “Elektriklide agresif büyüme yok”
Baran Çelik, 2024’te Avrupa’daki elektrikli araç talebinin beklenenden düşük olduğunu belirterek, “2023’te yüzde 15 olan elektrikli araç pazar payı, 2024’te yüzde 13’e geriledi. Yüzde 20’lerde olması bekleniyordu. Agresif bir büyüme yok. Şarj süreleri ve altyapısı ihtiyacı karşılamıyor, ikinci neden de menzil sorunu. Bu biraz süreci uzatacak ama özellikle iklim değişikliğinden kaynaklı karbon sınırlamalarından dolayı elektrikli araç dönüşümü eninde sonunda gerçekleşecek” diye konuştu.