Türk mücevher sektörüne Dubai modeli
Türk mücevher sektörü, dünyanın altın merkezi olmak için Dubai’yi örnek aldı. 16 milyar $'la dünyanın en büyük mücevher ihracatçısı olan Dubai gibi olmak için öneriler hazırlayan JTR Başkanı Mustafa Kamar, “Türkiye, finans ve altın merkezi olmak istiyorsa Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki Kanun’da düzenlemeye gitmeli" dedi.
Özge Yavuz |Özge YAVUZ
Türk mücevher sektörü, pandeminin kasıp kavurduğu ve ticaretin iyice zorlaştığı bu dönemde, dünyanın altın merkezi olmak için Dubai modelini örnek aldı. Yeni normal ticaret döneminde altının giderek daha fazla önem kazandığını belirten sektör temsilcileri, sağlıktan turizme, eğlenceden bilişime dünyanın öncü destinasyonlarından biri haline gelen Dubai’nin, ülkenin yatırım ajansı tarafından son 7 yıldır yapılan çalışmalar sonucunda bir ‘altın’ merkezine dönüştüğünü belirtti.
Hiçbir üretimi olmamasına karşın, birçok ülkeden altın ithal ederek, bunu yine dünyaya satan Dubai, bugün 16 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyor.
Türkiye’de ise 6 bin üretici ve 35 bin kuyumcu olduğunun altını çizen temsilciler, Türkiye’nin bir merkez olmaması için hiçbir nedenin olmadığını vurguluyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) Başkanı Mustafa Kamar, “İstanbul bir finans merkezi olacaksa bunun en önemli gereçlerinden biri altın. Bu nedenle değerli madenler piyasasının dört dörtlük çalışması şart. Dolayısıyla bunun olması için de 32 sayılı Türk Parasını Koruma Kanunu’ndaki altın, gümüş, platin ve paladyum metallerinin, onun dışında değerli taş olan pırlanta gibi ürünler üzerinde dünya standartlarına göre uygulamaların olması gerekmekte. Türkiye dünya finans merkezi ve altın merkezi olmak istiyorsa mücevher ihracatçıları birliğinin sözlerine kulak vermeli. Ve bu kanunda bir düzenlemeye, uyuma gitmeli” dedi. Mustafa Kamar, altınla ticaret yapmanın Türkiye ekonomisine ivme katacağını savunarak, Dubai’yi kendimize örnek almamız gerektiğini vurguladı. Tüketicilerin ‘Dubai’ye gidelim, orada altın ucuz’ dediğini, halbuki bunun tamamen Dubai’nin yarattığı bir algı olduğunu belirten Kamar, “Dubai bizden, İtalya’dan mal alıp tekrar satıyor. Orada altın hiç de pazarlandığı gibi ucuz değil” dedi.
Geçtiğimiz aylarda devletin mücevher sektörüne ivme katmak için ‘yolcu beraberinde 5 kilogram işlenmemiş standart altını yurda sokma’ izninin, uygulamada beklenen hareketi sağlamadığına dikkat çeken Kamar, “Hedef ülkelerde standart altına yani Londra Külçe Piyasası Birliği standardında altına ulaşmak neredeyse imkansız. 32 sayılı kararda yapılan değişiklik bu haliyle çalışmaz. Biz kararın ‘yolcu beraberinde 5 kg’a kadar standart ve standart dışı işlenmemiş altın’ olarak değiştirilmesini istiyoruz” dedi. Kamar, Türkiye’nin altın merkezi konumuna gelebilmesi için yönetimde farkındalık yaratmak istediklerini söyledi. Kamar, “Maliyenin, hazine ve kambiyonun aynı zamanda Türkiye Tanıtım Ajansı’nın bu konunun farkında olması çok önemli” dedi.
Fırsatı kaçırmayalım
Mustafa Kamar, Dubai’nin siyasi olarak son dönemdeki agresif politikalarından dolayı aralarında Türkiye’nin de olduğu çoğunluğu Müslüman 13 ülkenin vatandaşlarına yeni vize vermeyi durdurmasının, bizim için bir fırsat olduğunu söyledi. İran, Suriye, Somali, Afganistan, Libya, Yemen, Cezayir, Kenya, Irak, Lübnan, Pakistan ve Tunus’un dünyadaki en büyük altın ticareti yapan ülkeler olduğunu belirten Kamar, “Bizim bir an önce bunlarla alakalı reklam ve tanıtımlarımızı yapıp onlara, 'Dubai altını bizden alıp sana satıyor, gel Türkiye’ye, bunu Türkiye’den, kaynağından al’ dememiz lazım. 'Yolcu beraberi 5 kg altın'a standart altın yanında standart dışı altın eklenmesinin de önemini bunun için söylüyorum.
Şu anda Dubai’nin bütün oyuncularını elinden alabiliriz. Bu altın konusu nakış gibi işlenirse çok büyük bir oyuncu olabiliriz. Zaten oyuncuyuz ama dünyanın bir numaralı ya da iki numaralı en büyük oyuncusu olabiliriz” diye konuştu.