İddia: ABD aradığı lityumu buldu

Exxon, 2030 yılına kadar lider bir lityum tedarikçisi olmayı hedefleyerek 2023 Kasım ayında Arkansas’ta ilk kuyusunu açtı ve çıkarma çalışmalarına başladı.

ABD Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS) tarafından yapılan yeni bir federal çalışma, Arkansas’taki Smackover Formasyonu'nun, 2030 yılı için öngörülen küresel lityum talebinin en az dokuz katını karşılayabilecek potansiyele sahip olduğunu ortaya koydu. Çalışma, bölgedeki potansiyel lityum rezervlerinin 5 ila 19 milyon ton arasında olduğunu belirledi.

Lityumun önemi artıyor

Yetkililer, lityumun küresel çapta pillerde kritik bir unsur haline geldiğini ve fosil yakıtlardan elektrikli ve hibrit araçlara geçişle birlikte öneminin arttığını ifade etti. Çalışmanın baş araştırmacısı Katherine Knierim, Arkansas’taki lityum rezervleri hakkında ilk kez bir tahmin yapıldığını belirterek, Smackover Formasyonu’nun ABD’nin lityum ithalatını karşılayabilecek düzeyde olduğunu vurguladı.

Smackover Formasyonu, Jura döneminde okyanusun bulunduğu bir kireçtaşı yatağında oluştu ve yeraltındaki tuzlu su tabakası lityum içeriyor. Küresel üretici Exxon, bölgedeki potansiyeli değerlendirmek amacıyla 2023 Kasım ayında ilk kuyusunu açarak, 2030 yılına kadar lider bir lityum tedarikçisi olma hedefi doğrultusunda çalışmalarını başlattı.

CNBC-e'de yer alan habere göre çalışmanın yazarları, lityum konsantrasyonlarını belirlemek için su testi ve yapay zeka tabanlı makine öğrenimi yöntemleri kullandıklarını açıkladı. Smackover Formasyonu’nun kuzey ucunda yer alan Arkansas’ın yanı sıra, formasyon Louisiana, Teksas, Alabama, Mississippi ve Florida’ya kadar uzanıyor.

Gelişen çıkarma teknikleri önemli

Çalışma, potansiyel rezervlerin ticari olarak geri kazanılabilir olup olmadığını henüz netleştirmedi. Knierim, gelişen çıkarma tekniklerine dayanarak rezervlerin teknik olarak geri kazanılabilir miktarını tahmin etmenin henüz mümkün olmadığını belirtti.

Lityumun stratejij önemi

Lityum, günümüz teknolojisi ve enerji geçiş süreçlerinde hayati bir öneme sahip olarak öne çıkıyor. Özellikle elektrikli ve hibrit araçların pillerinde kullanılan lityum-iyon teknolojisi, fosil yakıtlardan uzaklaşan otomotiv sektörü için vazgeçilmez hale geldi. Bu piller, yüksek enerji yoğunluğu ve uzun ömür sunarak araçların performansını artırırken, yenilenebilir enerji kaynaklarının (güneş ve rüzgar enerjisi gibi) depolanmasında da kritik bir rol üstleniyor. Lityumun, enerji depolama sistemlerinin hafif ve yüksek kapasiteli olmasını sağlayarak yenilenebilir enerjinin verimli kullanımına katkı sağladığı belirtiliyor. Bu nedenle, dünya genelinde temiz enerjiye geçiş sürecinde lityum, enerji depolama ve ulaşım alanlarında temel bir bileşen olarak öne çıkıyor.

Lityumun stratejik ve ekonomik önemi de artış gösteriyor. Elektronik cihazlardan enerji depolama sistemlerine kadar birçok sektörde yaygın olarak kullanılması, lityum rezervlerine sahip ülkeler için büyük bir avantaj sunuyor. Bu ülkelerin, lityum madenciliği ve ihracatı sayesinde ekonomik büyümelerini destekleyebileceği ve enerji bağımsızlığı sağlayabileceği ifade ediliyor. Lityum, ayrıca ileri teknoloji ve yenilikçi ulaşım çözümlerinde de kritik bir rol üstlenerek gelecekteki teknolojik gelişmelerin temel malzemesi olmaya devam edeceği yönünde değerlendirmeler bulunuyor. Bu sebeple, lityumun dünya genelindeki stratejik değeri her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.