IRU: Karayolunda iflaslar kapıda
Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU), COVID-19 etki raporunu 2. dalga salgın kapsamında revize etti. Özellikle Avrupa’da karayolu firmalarının cirolarındaki kayıp öngörüsü yüzde 50’den fazla artırıldı, iflasların gelebileceğine işaret edildi.
Aysel YÜCEL |Karayolu sektörünün global çatı kuruluşu Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU), haziran ayında yayımlanan yayınladığı COVID-19 Etki Raporu’nu 2. dalga salgın kapsamında revize etti. IRU’nun 20 Kasım’da yayınladığı yeni raporunun sonuçlarına göre; özellikle Avrupa’da karayolu firmalarının cirolarındaki kayıp öngörüsü yüzde 50’den fazla artırıldı, iflasların yaşanabileceği uyarısı yapıldı.
Karayolunda hem yolcu hem de yük taşımacılığının, COVID-19 salgınını ve buna bağlı genel ekonomik gerilemeyi hafifletmek için uygulanan ulaşım kısıtlamaları nedeniyle ciddi şekilde etkilediğinin belirtildiği raporda; IRU üyeleri tarafından beş kıtada temsil edilen 3,5 milyondan fazla karayolu taşımacısının gelecekten endişe ettiği aktarıldı. Küresel ölçekte karayolu eşya taşımacılığı şirketlerinin cirosunda 2019 yılına göre yüzde 18 düşüşle 679 milyar dolarlık kayıp yaşayacağı öngörülüyor. Daha geniş ölçekte ise karayolu ile "yolcu ve eşya” taşımacılığı hizmeti sunan şirketlerin 2020 yılına ilişkin toplam gelir kaybının ise 1 trilyon doları aşacağı tahmin ediliyor.
IRU’nun araştırmasına göre, 2021 yılına ilişkin endişe verici işaretler gelmeye devam ederken, mevcut mali göstergeler, dünya çapında karayolu taşımacılığı şirketlerinin karşı karşıya olduğu yüksek temerrüt ve iflas riskleriyle birlikte gelecek günler içinde kasvetli bir görünümü ortaya koyuyor. IRU tarafından hazırlanan ve COVID-19 etkilerini içeren raporun yayınlandığı haziran ayından bu yana, karayolu yük taşımacılığı sektörünün 2020 yılı için ciro kaybı beklentisi 543 milyar dolardan 679 milyar dolara yükseldi. Avrupa’daki gelir kaybına ilişkin beklenti ise daha keskin bir yükseliş ile haziran ayındaki beklenti olan 75 milyar dolardan 125 milyar dolara çıktı. Diğer ülkelere bakıldığında ise, ciro kaybı beklentisi, ABD'de 63 milyar dolara, Çin'de ise 131 milyar dolara çıkarıldı.
Ticari eşya karayolu taşımacılığı operatörleri, COVID-19'dan önemli ölçüde etkilendi. Krizin ilk dokuz ayında, taşımacılık ile ilgili artan maliyetler ve hem güzergâh üzerindeki hem de teslimatlardaki kısıtlamalara rağmen, mümkün olduğu kadar taşımacılık hizmetlerini devam ettirmeye çalıştı. Birçok karayolu taşımacısı işletme, bugüne kadar hayatta kalmayı başardı, ancak IRU üyelerinden gelen bilgiler, bu firmaların gelecekleri açısından endişe vermeye başladı. Bu doğrultuda IRU, hem temerrüt risklerine hem de iflas riskine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme gerçekleştirdi.
Destekler yetersiz kaldı
Bazı hükümetler, pandeminin ilk aşamalarında IRU'nun önlem çağrılarına kulak verirken, sürüş ve teslimat kısıtlamalarının kolaylaştırılması, sertifikaların geçerlilik tarihlerinin uzatılması ve yeşil hatların kurulması da dahil olmak üzere finansal olmayan önlemleri hayata geçirdi. Ancak, rapora yüksek temerrüt riski, birçok firmayı iflasın eşiğine getirirken, hükümetlerin aldığı mali destek paketlerinin yeterli olmadığını da gözler önüne seriyor.
IRU, çok az ülkenin küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için veya daha özel olarak karayolu eşya taşımacılığı operatörlerine odaklanmış destek paketlerini hayata geçirdiğini belirterek, şu bilgilere yer veriyor: “KOBİ'ler için, hükümetler daha çok vergi ve harçları azaltmaya ve yeni kredilere erişimi kolaylaştırmaya veya kredi geri ödeme yükümlülüklerini hafifletmeye odaklandı. Çoğu karayolu taşımacısı işletme aynı zamanda KOBİ olmasına rağmen, birkaç ülke dışında tüm ülkeler leasing ödemelerinde esneklikler, sektöre yönelik vergi ve harç ötelemeleri vb. karayolu taşımacılığı operatörlerinin ihtiyaçlarına odaklanmış tedbirleri uygulamaya koyamadı."
En büyük sorun likidite
Bugün itibarıyla karayolu taşımacılığı operatörlerinin karşılaştığı en acil sorun likidite. Araştırmaya katılan ülkelerin yüzde 70'inden fazlasında KOBİ'ler veya eşya taşımacılığı operatörlerine yönelik nakit hibe şeklindeki bir mali desteğin uygulanmadığı görüldü. Araştırmaya katılan katılımcı karayolu taşımacısı işletmelerin büyük bir çoğunluğunun direkt nakit hibe, krediye erişimi kolaylaştırmak, kredi ödemelerini kolaylaştırmak vergi ve harçlarda indirime gitmek, sigorta kolaylaştırmaları ile istihdam edilmeyen işçilerin desteklenmesi konularında yeterli destek alamadığı ortaya konuldu.
Karayolu taşımacısı işletmeler, hükümetlerin taşımacılık sektörü odaklı nakit hibe sağlamasına, sigorta primlerine ilişkin ödeme sürelerinde esnekliğe gidilmesine ve vergi ile harçların azaltılmasına ve ötelenmesine ihtiyaç duyuyor. IRU tarafından yapılan araştırmalar kapsamında taşımacıların sadece; yüzde 18’inin nakit hibe desteğinden yararlanabildiği, yüzde 20’sinin hükümetlerce alınmış taşıt sigorta prim indirimlerinden faydalandığı, yüzde 50’sinin kendi hükümetlerinin vergi ve harçlarda indirime gittiği ifade ediliyor.
"Acil müdahale şart!"
IRU Genel Sekreteri Umberto de Pretto, ekonomik ve sosyal toparlanmanın iyi işleyen bir karayolu taşımacılığı sektörüne bağlı olduğunu vurgulayarak, “Küresel ticaretin can damarı olan karayolu taşımacılığı, pandemi kapsamındaki ekonomik toparlanmanın temeli için çok önemli bir unsur. Hükümetlerin ivedi müdahalesi olmaz ise, çok ciddi sayıdaki karayolu taşımacısı işletme önümüzdeki aylarda iflas edecek ve bu durum birçok ülkedeki ekonomik toparlanmaya büyük zarar verecek. Karayolu taşımacılarına odaklanmış destek paketlerinin ivedi şekilde uygulamaya alınmasına yönelik taleplerimizi yineliyoruz” dedi.
Türkiye, temerrüt riskinde ilk sıralarda
Rapora göre; bütün bölgelerdeki karayolu taşımacıları yüksek ya da çok yüksek oranda temerrüt riski ile karşı karşıya durumda. Bu da şirketlerin kredibilitelerinin bozulması ve buna bağlı olarak da borçlanma maliyetlerinin yükselmesi anlamına geliyor. Her ülkedeki karayolu yük taşımacılığı sektörü için konsolide edilmiş dört temel ölçüme dayalı olarak belirlenen risk seviyesi; şirket temerrüt tahminine, alıcılar tarafından kaydedilen ödeme sürelerine, şirketlerin mali göstergelerine ve ödeme dönemlerinin durumları ile kredi tahsis durumlarına dayanıyor. Buna göre; dünya genelindeki en yüksek risk, pandeminin zirve yaptığı dönemlerdeki tedarik zincirinde oluşan sorunlar sebebiyle Avrupa’da görülüyor. Diğer ülkelerde de mevcut makro ekonomik sorunların da etkisi ile temerrüt riskleri yükselirken, Arjantin (10), Türkiye (10), Rusya (9), Suudi Arabistan (9) ve Amerika Birleşik Devletleri (9) temerrüt riskinin en çok olduğu ülkeler arasında yer aldı.
Boş dönüş iflas riskini artırıyor
Raporda şirketlerin iflas konusunda son derece riskli bir pozisyonda olduğu görülüyor. Daha az iş ve dönüş yükünün bulunamayışı, firmaların verimsizliğini artırıyor. Buna bağlı olarak da firma filolarındaki taşıtların da verimsiz kullanımına neden oluyor. Azalan gelirle birlikte taşımacılar mevcut faturalarını, ücretleri ve diğer ödeme yükümlülüklerini yerine getiremez hale geliyor. Bu durum da mevcut süreci daha da kötüleştirirken, bazı tedarikçilerin nakit üzerinden iş yapma talepleri ya da müşterilerin zamanında ödeme yapmaması gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.