Çekici ve treyler pazarında %40 ‘iyileşme’ beklentisi

Aysel YÜCEL

Alman treyler üreticisi Schmitz Cargobull’un Türkiye Satış ve SSH Direktörü Nihat Ö. Ayhan, Türkiye ağır ticari araç pazarına yönelik son verileri içeren ve gelecek 5 yılı kapsayan öngörülerini değerlendirdiği sektör raporunu DÜNYA ile paylaştı. Ayhan, 2020’de ötelenen talebin devreye gireceği ve pazarda 'iyileşme' sürecinin başlayacağı beklentisinde olduğunu söyledi.

Çalışmanın sadece treyler ve çekici verilerini içermesine rağmen makroekonomik göstergelerin tüm pazar için geçerli olduğuna dikkat çeken Ayhan, “2019’un son çeyreğindeki gelişmeler, bazı temel göstergeler ve ayrıca genel beklenti, ağır ticari araç pazarının büyük olasılıkla 2020’den başlayarak ağır kayıplarını geri almaya başlayacağını gösteriyor. Tüm bu incelemelere ve tahminlere dayanarak, hala şüpheci olan tahminim, 2020’de pazarın 2019’a kıyasla yüzde 40 oranında iyileşeceği yönünde” dedi.

Türkiye pazarının dört yıldır sürekli küçüldüğünü ve 2019’un dip olması beklendiğini ifade eden Nihat Ayhan, sipariş girişlerine göre 2019’un son çeyreğinin öncekilerden daha iyi olduğuna dikkat çekti. Ayhan, “Birçok üretici bekleyen stoklarını sattı, bazıları 2020’nin ilk çeyreği için etkileyici siparişler aldı. Şimdi herkes aynı soruyu soruyor? “Bitti mi?” Kimse bilmiyor. Elbette piyasada beklemede olan, biriken bir talep var. Parametreler sabit kalırsa ve hatta iyileşirse Türkiye Pazarı Avrupa pazarındaki yerini geri alacaktır” dedi. Bilindiği gibi, sektörde yaşanan kriz nedeniyle satışlarda yüzde 50’den fazla düşüş yaşayan treylerciler, 2018 yılında Avrupa’da 2’ncilikten 6. sıraya gerilemişti. Çekici tarafında da benzer bir durum yaşanmıştı. Ayhan, İmalat Sanayi Endeksi (PMI), kapasite kullanımı, İstanbul Borsası ve stoklardaki değişikliklerin pazarın geleceğine yölelik umut verdiğini söyledi.

2021'de yüzde 30 iyileşme bekliyor

2021’de ise 2020’ye kıyasla yüzde 30’luk bir iyileşme beklediğini ifade eden Ayhan, “Önümüzdeki yıllarda 2025 yılına kadar yüzde 25 ve yüzde 10’luk iyileşmelerle ilerleyeceğimizi düşünüyorum. Tekrar ediyorum, tahminim oldukça şüpheci. Muhafazakar bir yaklaşımla bile yukarıda paylaştığım iddialı görünen yüzdeler bizi pazarın 10 yıllık ortalamaların altına ancak taşıyacak. Bu da 4 yılda ne kadar geri gittiğimizin göstergesi. Ve bu yüzden büyüme yerine 'iyileşme' kelimesini özellikle seçiyorum. İç ve dış riskleri ve ayrıca beklenmedik potansiyel sorunları göz önünde bulundursak, doğru bir tahmin yapmak neredeyse imkansız. Yine de bugünün bakış açısından, ben gelecek adına iyimserim. Herkese “istikrarlı” bir yıl diliyorum” diye konuştu.

“Önümüzdeki risklerin de farkında olmalıyız!”

Nihat Ayhan, jeopolitik risklere de dikkat çekerek, raporunda şu değerlendirmelere yer verdi: "TCMB, istikrarlı bir enflasyon oranına sahip olmadan önce hızlı faiz indirimine devam ederse, bu kurlarını olumsuz etkileyebilir.

Türk ordusunun Suriye sınırındaki terör koridoruna karşı askeri operasyonları daha güvenli bir alan ve Rusya ile ABD arasında bir anlaşma sağlasa da Suriye hala tüm ihtimalleriyle Türkiye’nin yanı başında bir savaş bölgesi.

Türkiye nisan ayında S-400 Rus füze savunma sistemini devreye sokacak. ABD Kongre ve Senatosu, iddialı bir şekilde yaptırımlara hazır. Trump üzerindeki siyasi ve kamusal baskılara rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkisi ve koordinasyonu her iki tarafa da değerli kazanımlar sağladı. Ancak ABD seçimlerinin eşiğinde, hiç kimse Rusya ve Çin için de geçerli olmak üzere, kalıcı bir “yaptırımsız dünyayı” garanti edemez.

Bazı insanlar 2020’de erken bir seçim yapılmasını teşvik ediyor. Bir sonraki planlı seçim 2023’te. Şüphesiz ki Türkiye ekonomisinin seçimsiz birkaç yıla ihtiyacı var.

Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de takip etmeye değer. Tüm bu meseleler, Türk Lirası üzerinde baskı kurma riski taşıyor."