Yatırımcılar 'rüzgar'ı arkasına alıyor
YEKDEM kapsamındaki fiyat alım garantisi teşvikinden yararlanabilme telaşı, rüzgar santrali (RES) yatırımlarını hızlandırdı. Personel ve lojistik yetersizliği yaşanıyor. Yatırımcılar yeni destek mekanizmasının bir an önce netleşmesini beklerken, işletmedeki sanatrallerin ilave kapasite yatırımlarına yerli ekipman desteği talep ediliyor.
Barış Sedef |Türkiye’de rüzgar enerjisi santralleri (RES), 8 bin 300 MW ile 93 bin MW’lik toplam elektrik üretim kapasitesi içinde yüzde 10’a yakın bir paya sahip oldu. Bu artışta kurulacak RES’lerde üretilecek elektriğe Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında verilen kilovatsaat (kWh) başına 7.3 cent’lik fiyat alım garantisinin önemli bir etkisi olduğu bildiriliyor. YEKDEM kapsamına girebilmek için son devreye girme tarihinin yaklaşması ve YEKDEM sonrası nasıl bir destekleme mekanizmasının uygulanacağına dair belirsizlikler, gerekli izinleri alınmış projesi bulunan girişimcilerin kurulum süreçlerini hızlandırmasına yol açtı.
Gecikenlerin YEKDEM süresi kısaldı
Mevzuatta 31 Aralık 2020 olarak düzenlenen YEKDEM’den faydalanmak isteyen şirketler için son devreye girme tarihi, 30 Haziran 2021’e kadar uzatıldı. Buna ilişkin düzenleme, YEKDEM kapsamına girmek için son üretime başlama tarihini ötelemekle birlikte, yılbaşından sonra devreye alınacak projeler açısından teşvik süresini ikincil mevzuat uygulamaları sebebiyle 9 yıla indiriyor.
Yeni destek modeli taslak halinde
Enerji ve ekonomi yönetiminin, rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretim yatırımı projelerine YEKDEM sonrası verilecek desteklerle ilgili bir düzenleme taslağı üzerinde çalıştığı biliniyor. Kimi yatırımcılar, desteklemenin sadece fiyatlar değiştirilerek eski sistem üzerinden devam etmesini umarken, sektörden gelen haberler, sadece fiyat seviyesinin değil, modelin de ciddi şekilde değişeceğine işaret ediyor.
2021’de yüzde 25 büyüyecek
Yeni dönemdeki alım garantisi seviyelerinin mevcut YEKDEM fiyat seviyesinin oldukça altında kalması bekleniyor. Bu nedenle devreye girişi 2021 yılına sarkacak projelerin, hiç olmazsa Haziran 2021 öncesinde bitirilmesi için faaliyetlerin yoğunlaştığı vurgulanıyor. Bu yoğunluk, yılın ilk yarısında yaşanacak hızlı devreye alınma süreçleri sayesinde sektörün 2021 yılında yüzde 25 büyümesine yol açacak.
Kısmi kabuller de ‘tamama erecek’
Buradaki büyümede bir önemli etken de YEKDEM teşviklerinden faydalanmak için 2019 yılında tedarik anlaşmaları imzalanan projelerin ilk fazlarının sınırlı sayıda türbin ile de olsa 2020 yılı içerisinde devreye alınması. Çünkü bu projelerin kalan bölümleri de 2021 yılında devreye alınacak. Böylece kısmi kabul alanlarla henüz yeni kabul alacak santraller 2021’in ilk altı ayında peş peşe üretime geçirilecek.
15 bin kişilik istihdamı var
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Hakan Yıldırım, sektörün 15 bin kişiyi istihdam ettiğini ve yan sanayi üretiminin önemli bir kısmının ihraç edildiğini vurguluyor. 2020 yılında YEKDEM desteklerinden faydalanmak için ciddi bir yığılma olduğunu belirten Hakan Yıldırım, bu sürecin sektörde iş akışını artırdığına dikkat çekti.
Yeni proje stoku oluşturmalı
TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım rüzgar sektöründeki süreçleri ekipman üretimi ve teşvik mekanizması da dahil olmak üzere uzun vadede ve bütüncül şekilde ele almak gerektiğini ifade etti. Yıldırım “Önümüzdeki beş yıllık proje stokuna baktığımız zaman, iç pazar endüstriyi sürekli olarak beslemeli. Sektörde oyuncuları sadece ihracata bıraktığınız zaman yeterince ölçekleme olmadığı için firmaların rekabet etmesi çok zor” dedi.
Eksi fiyatlı projelerin finansmanı zor
TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım, Türkiye’de rüzgar enerjisi sektörünün en büyük sorununun YEKDEM sonrası yeni bir mekanizmanın belirlenmeyişi ve proje stoku yetersizliği olduğunu söyledi. Yıldırım şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemde, elimizde iki YEKA projesinden 2 bin MW’lık ve 2017 yılında yapılan ihaleler sonucu ortaya çıkan 3 bin MW’lık bir proje stoku söz konusu, bunun da 2 bin 300 MW’ı eksi fiyatlı projeler ve bunların da finanse edilmesi oldukça zor. Bizim acil bir şekilde yeni proje stoku oluşturmamız gerekiyor. Bu bağlamda 15 bin kişilik istihdamın üretmeye devam etmesi, bu sebeple yeni proje stokunun oluşturulması sektördeki sürdürülebilirlik için kritik bir durum.”
Kapasite artışına yerlilik teşviki verilmeli
Hakan Yıldırım, işletmedeki RES projelerinin kapasite artışı taleplerine EPDK onay verse de ilave edilecek kapasitenin desteklerden yararlanamayacağına dikkat çekti. Bu ilave yatırımların yerli imalat teşvikinden de faydalanamayacağının altını çizen Yıldırım “Bu ilave yatırımlara yerli ekipman üretimini de destekleyebilmek adına yerli ekipman teşvikleri verilmeli. Bu yöntem hem kapasite artış projelerinin yatırıma dönüşmesini hızlandıracak hem de yerli türbin komponentlerinin daha fazla tercih edilmesine katkıda bulunacak. Bu da yerli üreticilerin sektörde yeni proje stoku oluşana kadar nefes almalarını sağlayacak” diye konuştu.
Personel ve lojistik yetersizliği yaşanıyor
Rüzgar enerji santrallerinin lojistik tarafında da sektör iş akışının bir anda 2020’nin ikinci yarısından sonra sektörün kaldırabileceği kapasitenin çok üzerinde artması çeşitli sorunlar yarattı. Personel ihtiyacı konusunda sektöre hizmet veren lojistik, vinç ve kurulum hizmetleri sağlayıcıları rakip şirketlerden transferler yapıyor ve türbin üreticisi firmalara verdikleri taahhütlerinde gecikiyorlar. Bununla birlikte, sektörün yan sanayisi ve tedarikçileri de dahil edildiğinde mevcut istihdamın yaklaşık 30 bini bulduğu ifade ediliyor. Mevcut yoğunluğun 2021’e kadar devam etmesi öngörülürken, sektörün 2020’de pik yapan istihdamının devam etmesinde herkesin gözü kulağı netleşmesi beklenen yol haritasına çevrildi.