Enerji krizinin kısa vadeli bir çözümü yok
Putin doğalgaz piyasasını, Biden ise petrol piyasasını bir nebze sakinleştirse de, uzmanlar küresel enerji krizinin bir gecede çözülemeyeceğini, fiyatların hem güçlü talep hem de yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda fosil yatırımlardaki düşüş nedeniyle yükselişi sürdüreceği görüşünde.
Hilal Sarı |Hilal SARI
Enerji yoğun sektörlerde tesis kapanmalarına bile yol açan küresel enerji krizine hükümetler çare aramaya devam ediyor. Çin’den sonra ABD de rezervlerden petrol satışı yapacağını duyurdu. ABD Başkanı Joe Biden’ın rezervden satış açıklaması, Rus lider Vladimir Putin’in “Avrupa’ya doğalgaz akışını artıracağız ancak sorun bizden kaynaklanmıyor” açıklamalarından sadece birkaç saat sonra geldi. Putin, “Kuzey Akım 2’ye onay geldiği takdirde”, krizin çözülmesi için üzerlerine düşeni yapacağını söyledi. İki liderin açıklamaları dün doğalgaz ve petrol fiyatlarında sert düşüşlere neden olsa da, yıl başından bu yana doğalgazdan kömüre ve karbon fiyatına, petrolden elektriğe enerji maliyetleri ciddi oranlarda artan sanayi, kuzey yarım kürede sert geçmesi beklenen kış aylarına tetikte giriyor.
Yenilenebilir enerjinin istenilen hızda ucuzlamaması ve İngiltere örneğinde olduğu gibi “rüzgarsız bir havada” rüzgarın yerini tekrar fosil yakıtların dolduruyor olması, doğalgaz arzının ihtiyaç olan hızda artırılamayacak olması, küresel talebin önemli bir kısmını oluşturan Avrupa kıtasında başta doğalgaz olmak üzere şirketlerin enerji maliyetlerinin kat kat artması, AB yetkililerine ve uzmanlara göre geçici bir darboğaz değil.
“Kısa vadeli bir çözümümüz yok”
AB’nin enerji politikalarının başında yer alan Enerji Komiseri Kadri Simson da FT’ye verdiği demeçte “Sorunun hemen çözülemeyeceğini” kabul ediyor ve şunları söylüyor: “Brüksel’in kısa vadeli bir çözüm için yapabilieceği bir durum yok ancak AB hükümetlerini enerjide vergileri azaltmak da dahil ‘hedefli’ ulusal destek vermeye teşvik edeceğiz.” Krizin Avrupa’dan kaynaklanmadığını vurgulayan Simson, “AB’nin ortak enerji alımı ve yeni arz şoklarından olumsuz etkilenmemek için stokların artırılması” gibi seçeneklerin yer aldığı uzun vadeli çözümler içerek teklifler hazırladıklarını belirtti. Polonya, İspanya ve Çekya gibi bazı ülkeler karbon fiyatlarının 60 Euro’yu aştığı emisyon ticaret sistemi ETS’den de şikayetçi olmaya başladı ancak Almanya ve Hollanda gibi ülkeler Yeşil Mutabakat’a daha bağlı ve Almanya enerji bakanının ifadeleriyle “Fiyatlardaki artışın birçok nedeni var. Bu sorunu AB’nin iklim politikalarıyla karıştırmayın” diyor
“Doğalgaz için bir Suudi Arabistan yok”
IHS Markit’in petrol, enerji ve mobilite araştırmalarının başında bulunan Jim Burkhard ise “Kısa bir sürede çözülecek gibi durmuyor. Doğalgaz için bir Suudi Arabistan yok. Kuzey yarım kürede kış boyunca sıkıntı ürecek gibi görünüyor” değerlendirmesini yapıyor. Fransa merkezli yatırım bankası Société Générale de bu hafta müşterilerine “Avrupa enerji fiyatlarındaki artışın benzeri yok. Daha önce elektrik fiyatları hiç bu kadar hızlı yükselmemişti ve daha sonbahar yeni başladı, sıcaklıklar hala çok düşük değil” diyor. Burkhard kışın sert geçmesi durumunda İngiltere ve İtalya gibi elektrik üretiminde doğalgaza bağımlılığı daha yüksek ekonomilerin en fazla zorlanacak ekonomiler olmasını öngörüyor.
“Kurumsal yatırımcının çıktığı fosil hisseleri hedge fonlar topluyor”
Enerjide yaşanan krizin sadece geçici bir darboğazdan kaynaklanmadığını, bunun dünya genelinde hükümetlerin ve kurumsal yatırımcıların yeşil dönüşüm hedefi doğrultusunda attığı adımlarla da kötüleştiğini söyleyen uzmanların sayısı artıyor. Ancak Financial Times’daki bir habere göre çevreci bilinçle finansman desteğini fosilden çeken kurumsal yatırımcıların çıkış yaptığı petrol ve doğalgaz stoklarına hedge fonlar akın ediyor. ABD ve İngiltere’deki hedge fon yöneticilerinin fosil yakıtlara talebin arttığı bir dönemde çevresel, toplumsal ve yönetişimsel (ESG) standartlar doğrultusunda sattıkları fosil yakıt hisselerini aldığı belirtiliyor. Londra merkezli Odey Asset Management kurucusu Crispin Odey, “Bu çok harika ve kolay akla gelecek bir fikir. Büyük kurumsal yatırımcılar petrol varlıklarından kurtulmak istiyor ve çok büyük getirileri masada bırakıp çıkıyorlar” diyor. Odey’in Avrupalı hedge fonunun petrol ve doğalgaz varlıklarında birçok yatırımı var. Bunlardan bazıları hisseleri bu yıl yüzde 40’ın üzerinde artan Norveçli petrol şirketi Aker BP ve Asya-Pasifik bölgesinde üretim yapan Jadestone Energy.
Kriz, Saudi Aramco’yu tekrar zirveye taşıyabilir
Yüksek enerji fiyatları “dünyanın en büyük şirketi” koltuğunu teknoloji devlerine kaptıran Suudi Arabistan’ın devlete ait petrol şirketi Saudi Aramco’yu tekrar zirveye taşıyabilir. Son haftalarda doğalgaz pazarındaki sıkışma ve petrol üreticilerinin arz musluklarını talebe rağmen çok da hızlı açmayacağının anlaşılmasıyla petrol fiyatlarından yaşanan ralli Saudi Aramco’nun piyasa değerini tekrar 2 trilyon doların üzerine taşıdı. Teknoloji devi Apple ise 2,3 trilyon dolar değeriyle ilk sırada. Bank of America Corp’un “soğuk bir kış Brent’i 2014’ten bu yana ilk kez 100 dolara taşıyabilir” öngörüsü gerçekleşirse, dünyanın en değerli şirketleri listesinde ilk sıralar tekrar hareketlenebilir. Karantinalarda teknoloji alımlarını artıran yatırımcı ve tüketicilerin normal hayata dönüş yapmasıyla Apple hisseleri de baskı altında ve hisse piyasalarında olası bir düzeltmede teknoloji hisseleri sert düşüşler kaydedebilir.
Avrupa doğalgazı 2 ayda 3 katına çıktı
İngiltere ve Hollanda’da gösterge vadeli doğalgaz fiyatları Putin açıklamaları öncesi dün krizin daha da kötüleşeceğine ilişkin panik havasıyla %40 sıçrama kaydetti ancak Putin’in Avrupa’ya gazın artırılacağı açıklamaları sonrası her iki gösterge doğalgaz kontratı sert gerileyerek sırasıyla 2,23 sterlin/therm ve 90,50 euro/megawatt saate geriledi. Ancak İngiltere’de ve Euro Bölgesi’nde tüm üreticilerin yakından izlediği iki gösterge doğalgaz fiyatında da Ağustos başından bu yana yüzde 300’lük bir artış kaydedildi. Yıl başından bu yana yükseliş yüzde 500’ü aştı. İki gösterge doğalgaz kontratı da 5 yıllık ortalamalarının 6 kat üzerinde seyrediyorlar. Avrupa’nın stoklarının on yılın en düşük düzeylerinde olması üretimlerin aksamalarıyla da sonuçlanıyor. Dünyanın en büyük ikinci gıda ihracatçısı Hollanda’da doğalgaz kullanımı yüksek bazı seralarda kapanma tehlikesi olduğu, bunun da gıda fiyatlarını artırabileceği belirtiliyor. İngiltere’de gübre üreticileri ve enerji santralleri ilk kapanma yaşanan alanlar olurken, Almanya’da da bir santral kömür stoklarının bitmiş olması nedeniyle geçtiğimiz günlerde operasyonlarını durdurdu. Hindistan’da da enerji santrallerinin sanayiye sadece bir kaç gün yetecek kömürü kaldığı, santrallerin önümüzdeki dönemde kesintiler için tetikte olduğu aktarılıyor. Çin’de de 80’in üzerinde çelik gibi enerji yoğun sektörlerde kapanmalar yaşanmış, hükümet elektrikte önceliği sanayi yerine hanehalklarına vermişti.